Hannu Paloviita: “Mücadele Devam Etmeli…”
Hak savunucusu Natalya Estemirova’nın öldürülmesinin birinci yıldönümünde “Kavkaz-Uzel” adlı internet sitesinin muhabirleri Anna Politkovskaya ve Natalya Estemirova’nın çalışmalarını Fince olarak yayınlamasıyla tanınan “Rose Bud Yayınevi”nin başkanı Hannu Paloviita ile bir röportaj gerçekleştirdi.
Büyük Fin yayınevi Rose Bud’un sahibi ve başkanı Hannu Paloviita, Rusya’da gerçekleştirilen terörist eylemlere rağmen Finlandiya’da Çeçen mültecilere yönelik itibarın güçlü olduğunu belirterek, Çeçenya’dan gelen bu sıradan insanların Rus devlet terörizminin kurbanı olduklarını düşündüğünü ifade etti. Ayrıca Anna Politkovskaya ve Natalya Estemirova’nın çalışmalarının Finlandiya’da iyi bilindiğini ve takdir topladığını söyledi. Rusya’da korku atmosferi artarken, Hannu Paloviita bile yakınındaki bu tehditten dolayı can güvenliğinden endişe ettiği için Çeçenya ile ilgili çalışmaları yayınlamayı kesti. Öte yandan, Hannu Paloviita röportajında Rusya’da gelişen durumun orayı Nazi Almanyası’na döndürdüğünü belirtti ve bu nedenden ötürü kendisinin yeniden Çeçenya’dan daha fazla materyal ve çalışma yayınlamaya başlayacağını söyleyerek “Mücadele devam etmeli…” dedi.
Hannu Paloviita ile yapılan röportajın deşifre edilmiş bazı bölümleri:
Muhabir: Beslan, Nord-Ost ve son olarak Mart 2010’da Moskova’da gerçekleştirilen terörist eylemler Finlandiya’daki insanların Çeçenya ve konuyla ilgili görüşlerini etkiliyor mu?
Hannu Paloviita: Elbette bu mümkün. Ancak pek çok insan, çoğumuz, Andrei Nekrasov’un filmlerini izledik. Ayrıca Rus hükümetinin yaklaşımını benimsemeyen gazeteciler ve sıradan kişilerin yazdığı mükemmel makaleleri de okuyoruz. Bence hiç kimse, hatta siz bile, oralarda gerçekten neler olduğunu bilmiyor; ancak sizler tarafından yayınlanan güvenilir pek çok materyal barış isteyen sıradan Çeçenlerin bu eylemlerin ardında olmadığını gösteriyor. Beslan hikayelerinin ardında Çeçenler yok. Orada gerçekten kimlerin olduğunu bilmiyoruz. Hepimiz orada gerçekten neler yaşandığını ve bu fikrin ardında kimin olduğunu bilmek istiyor. Ancak Finlandiya’daki insanların konuyla ilgili genel fikrini soruyorsanız buna yanıt vermek oldukça güç, zira her geçen gün yeni haberler ve makaleler yayınlanıyor, insanlar daha fazla bilgi edinebiliyor ve fikirlerini değiştirebiliyorlar.
Muhabir: Politkovskaya ve Estemirova’nın araştırmaları, makaleleri ve kitapları nasıl oluyor da burada Rusya’nın dışında Rusya’ya kıyasen daha fazla okunuyor? Bunu nasıl açıklıyorsunuz? Bu isimler iyi yazarlar mı yoksa Rusya mı kötü?
Hannu Paloviita: Hayır, ben böyle düşünmüyorum. Bu tip şeyler üzerinde tartışılması gereken esas noktalar değil. Rusya’daki herkes kötü değil. Ve ayrıca iddiaların aksine Anna Politkovskaya ve Natalya Estemirova birileri tarafından Rusya’ya karşı kullanılmadı. Biz burada Anna’nın tüm kitaplarını yayınladık, ama elbette öyle çok fazla kişi okumadı. Ama bence asıl konu hissiyat, insanlar Rusya’da siyaset ve insan hakları açısından mükemmel durumda olmadıklarını biliyor. Bizim ilgimiz elbette diğer bölgelere göre daha fazla olacak. Rusya hemen yanıbaşımızda ve büyük bir ülke. Sudan buradan çok uzakta ve ordusu gelip bizi işgal etmiyor. Benim Rusya’da olanlarla ilgili duyduğum tüm hikayeler orada kötü insan hakları ve siyasi değişimler oldu. Ve halkın sesi oldukları için de bizler Anna Politkovskaya ve Natalya Estemirova gibi isimleri biliyoruz. Biz onlrın kitaplarını ve makalelerini okumasak dahi onlar böylesi konular için mücadele verecek insanlar. Şirketimiz dışından birisi olarak ailelerimizin tavırlarıyla ilgili sorular sorabilirsiniz tabii. Sanırım yaşlı insanlar çok fazla şey söylemek ve konuşmak istiyorlar ama kendilerinin gerçekçi olduklarına inanıyorlar. Korkuyorlar, örneğin benim ve sanırım grubumuzdaki herkesin anne-babası “Bunu yapmayın. Bir gün Anna’nın başına gelenler size de olacak…” gibi şeyler söylüyorlar.
Muhabir: Anna Politkovskaya öldürüldü ve ardından Natalya Estemirova öldürüldüğünde “Memorial” Çeçenya’dan ayrılma kararı aldı. Çeçenya’da dağıldılar. Lyudmila Alekseeva tamamen umutsuz bir haldeydi ve Oleg Orlov’u aramaya başladı, lütfen durun dedi insanları kaybetmek istemiyoruz. Böylesi bir mücadeleyi sürdürmenin bir anlamı olduğuna inanıyor musunuz? Hadi, bir başka insan, bir başka gazeteci böylesi konuları gündeme taşıyacak ve aynı düzeyde bilgi alışverişi yine bir şekilde sona erecek. Yani mücadelenin anlamı var mı?
Hannu Paloviita: Çoğu zaman kötü şeyler olduğunu biliyoruz sanırım. İnsan hakları durumunun kötü bir seviyede olduğunu biliyoruz. Fakat Rusya’daki sıradan insanlar nasıl düşünüyor, belki hala Sovyetler dönemindeki gibi hesaplı olmak daha iyi, belki biraz da özgürlük olsa tamamdır diyorlar. Rusya’daki insanların bu konuda nasıl düşündüğünü bilirsek sorunuza cevap verebiliriz. Eğer durum gerçekten buradan hayal edebildiğimiz ve düşünebildiğimiz kadar kötüyse, o zaman bir kıyas yapabiliriz. Eğer aynı şekilde düşünüyorsak, hislerimiz aynı demektir, o zaman kesinlikle başladığınız işe devam etmelisiniz. Buradan Finlandiya’dan size yardımcı olabilmek için neler yapabiliriz bilmiyorum. Bugün Rusya’da eski bir binayı restore etmek gibi şeyleri yapabilirsiniz, bir parça da olsa özgürlük var. Ancak günden güne az ve daha az siyasi özgürlüğe sahip oluyorsunuz, Rusya tıpkı Nazi Almanyası’na dönüşüyor…
Moskova’da gazeteci Dmitry Florin sitemiz editörleriyle bağlantıya geçerek röportajın video görüntülerini bizlerle paylaştı. Düzenlenmemiş (İngilizce) video görüntülerini de size sunuyoruz:
*Dmitry Florin’e röportajı bizimle paylaştığı için teşekkür ederiz.
Bir yanıt bırakın!