Zafer Günü
Bugün 6 Ağustos, Çeçen halkının “Zafer Günü”. Bugün Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Silahlı Kuvvetleri’nin işgalci Rus güçleri Çeçenya’dan terk etmeye zorladıkları 1996 yılındaki “Cihat Operasyonu”nun yıldönümü olması münasebetiyle tarihsel açıdan önemli bir gün.
1996 yılının ilk yarısında işgalci Rusya bir yandan dünyaya Çeçenya’da “Barış” için gerekli adımların atıldığı mesajını verirken, diğer yandan Çeçen köyleri ve kasabaları yoğun topçu atışı altında diz çökmeye zorlanıyordu. Sarhoş Boris Yeltsin’de Ağustos 1996’da törenle ikinci dönem devlet başkanlığı koltuğuna oturmuş ve Çeçenya’da artık savaşın sona erdiğini ve Rusların mutlak galibiyetiyle noktalandığını dile getiriyordu. Ancak 6 Ağustos 1996’da savaşçılarımızın Grozny’i işgalci Rusların elinden geri almasıyla Birinci Rus-Çeçen savaşına son verecek süreç başladı. Genelkurmay Başkanı Aslan Maskhadov komutasındaki Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Silahlı Kuvvetleri’ne mensup savaşçılarımız 3 Ağustos gününden itibaren işgal altındaki başkent Grozny’e sızmaya başladı. 6 Ağustos günü sabahın ilk ışıkları yükselmeye başladığında başkentte aşağı yukarı 820 Çeçen özgürlük savaşçısı toplanmış, saat 5:00’da kentin dört bir yanında eş zamanlı başlayacak operasyon için son hazırlıklarını yapıyordu. Operasyon günü başkent Grozny’de 15 binin üzerinde Rus işgalci olduğu tahmin ediliyordu. Savaşçılarımızın dört ana hedefi vardı: Rusların komuta ve kontrol merkezleri olan Khankala’daki hava üssü, kuzey havaalanı, FSB (KGB’nin halefi) ve GRU (askeri istihbarat) kumanda merkezleri. Savaşçılarımız Grozny’deki Rus güçlere yardım edilmesini ve takviye güçlerin ulaşmasını engellemek üzere Grozny’e ulaşımı sağlayan üç ana cadde ile kentin kuzey cephesinde mevzilendi. Ve sürpriz operasyonların eş zamanlı olarak başlamasıyla Rus askeri komutası dahi şaşkına döndü. Grozny’deki ana operasyon üç saatten biraz daha uzun sürdü. Bu süreç içerisinde kentin anahtar noktalarının yanı sıra Rus kontrol noktaları ve üsleri, kent merkezindeki kukla yönetim binaları savaşçılarımızca ele geçirildi. Ayrıca aynı saatlerde Argun ve Gudermes kentlerindeki ana Rus üsleri de savaşçılarımız tarafından kuşatıldı. Aslan Maskhadov, Moskova merkezli bir radyoya bağlanarak, “Grozny’deki operasyonumuz Çeçenya’da savaşın henüz sona ermediğini gösterme amacını taşımaktadır…” diyordu. Gerçekten de 6 Ağustos günü başlayan şiddetli çatışmalar 22 Ağustos’a kadar devam etti ve akabinde Rusya savaşta mağlup olduğunu kabul ederek Çeçenya’yı terk etti.
6 Ağustos günü yaşanılanları III.Devlet Başkanımız Aslan Maskhadov (şehit inşaAllah) şöyle nakletmişti:
“Haziran 1996’da tüm cephelerde artık bir sona ulaşmak isteyen Rusların yoğun saldırısı altındaydık. Dağlara kadar etrafımız çevrilmişti ve yoğun ağır topçu atışı ve hava güçlerinin ateşi kesilmeden devam ediyordu. 9 Haziran’da Çeçen emir komutasındaki bir dizi ciddi kaybın ardından artık barış görüşmeleri için hiçbir umut kalmamıştı. İşte böylesi bir ortamda Grozny’i yeniden almaya karar verdik. Her zaman savaşın Grozny’nin geri alınmasıyla sonlanacağına inanıyordum ve bu operasyon üzerinde 6 ay boyunca çalıştım. Sürekli radyo konuşmalarında tekrarlanacak kimi sözcüklerin bile Rusları harekete geçirebileceğini düşünüyordum. Bu nedenle çok dikkatli ve titiz olmalıydık. Haritalar üzerinde çalıştım, Rusların bulunduğu noktaları, yolları, yardım gelebilecek noktaları; herşeye hazırlandım. Bize istihbarat raporlarını sunan komutanlarımızla biraraya geldim. Her bir santim için keşif yaptık, artık Rusların pozisyonlarının her türlü yapısını, sayılarını, yol barikatlarını, herşeyi biliyorduk. 3 Ağustos günü kente hareket edilmesi emrini verdim. Bu arada Ruslarda her yerde oldukları için onların pozisyonları arasından her yönden farklı istikametlerde ilerledik. Şaşırtıcı bir şekilde Rus medyası 5 Ağustos günü Çeçenler kente girebilirler diye bir haber geçti. Kuvvetlerimizin pusuya düşürülebileceği bazı noktalar olmasından endişelendiysem de artık saldırımızı durdurmak için çok geç kalmışlardı. 6 Ağustos günü sabah saat 5:00’da 820’nin üzerindeki savaşçımız operasyonlara katıldı. İster 20, ister 200 kişiye komuta etsin, her bir komutanıma adamlarıyla birlikte ön saflarda olmaları emrini verdim. Tüm hedeflerimize ulaştık ve büyük bir başarı elde ettik. Rus kontrol noktaları, üsleri, hepsi sürpriz biçimde vuruldu; ardından kuvvetlerimiz yolları keserek kimsenin geçişine izin vermedi, yerleştirilen keskin nişancılar ve makinalı silahlı askerlerimiz bu bölgeleri korudular. Rus kıtaları Grozny’e girmek istediğinde artık iş işten geçmişti. Tüm üsler ya ele geçirilmiş ya da yok edilmişti. MVD ve kukla hükümet binalarını ele geçiremeyince, buraları da ateşe vererek etkisiz hale getirdik…”
Tweet
Bir yanıt bırakın!