Bir Rus Gazetecinin Gözünden Çeçenya

“Radyo Svoboda” muhabirlerinden Anastasya Krilenko geçtiğimiz günlerde Rus işgali altındaki Çeçen Cumhuriyeti İçkerya’yı ziyaret ederek izlenimlerini bir makale ile paylaştı.
İşte o yazıdan dikkat çeken bölümler:
Gökdelenler, camiler, pahalı restoranlar ve tutkulu turizm fikirleri… Çeçenya hakkında gözden kaçırdığım başka bir şey kaldı mı? Neyse ki iki buçuk saat süren bir yolculuğun ardından Moskova’dan Grozny’e ulaştım ve pek çok ilgi çekici şeyle karşılaşmayı başardım. Örneğin, Grozny “alkol tüketimini yasaklayan bir yasaya” hazır durumda. Aslan isimli Çeçen genç, “Kadirov alkol satılmasını yasakladı” diyor. Kısa hayat hikayesini, savaş zamanında okula nasıl devam ettiklerini, düşen bombalarla derslerin nasıl kesintiye uğradığını ve ailesi ile birlikte bir çadırda yaşadığı günleri anlatıyor. Aslan, “Herkes savaşı hatırlamayacak bir neslin özlemi içerisinde. Ama dürüst olmak gerekirse bundan iki yıl önce durum az çok daha sakindi” diyor.
“Terek Oteli”nde kalıyorum, otelin avlusunda bizi tavana monte edilmiş devasa bir futbol topu, Akhmed Hacı Kadirov ve Ramzan Kadirov’un kocaman portreleri karşılıyor. Diego Maradona ve diğer futbol starları da gösteri maçı için geldiklerinde bu otelde ikamet etmiş. İçerisinde bir yüzme havuzu ve bilardo salonu da bulunan bu koca otelde sadece iki kişiyiz, ben ve bir meslektaşım. Esasında bu otel yaklaşık 2 yıl kadar önce “Terek” futbol takımı oyuncuları için inşa edilmiş. Normalde takım Rus işgali altındaki Çeçen Cumhuriyeti İçkerya’ya 250 km mesafedeki bir spa kasabasında, Kislovodsk’ta kalıyor ama maçlarını oynamak için Grozny’e geldiklerinde de bu otelde ağırlanıyorlar. Resepsiyonist, “Şimdi takım burada değil, gerçi burada olsalar dahi yerel halkın otele girmesi yasak, sadece özel konuklarımızı ağırlıyoruz” diyor. Yerel halkı neden almadıklarını anlamıyorum ama resepsiyonist “Burada özel eğlenceler tertip ediliyor. Cumhuriyetin [Rus destekli] lideri bile katılıyor” diyor. Eh, o katılıyorsa, muhakkak ki böylesi özel etkinliklerin yapılıyordur diyorum.
Grozny’de ikamet eden Madina isimli bir genç kız, “Konvoyu ile giderken yol kenarında kısa etekli bir kız görse, camını açıp dışarıya öfkeyle bağırabilir” diyor. Ne var ki, Grozny sokaklarında kısa etekli ya da baş örtüsü takmayan bir kız görmek neredeyse imkansız gibi.
[Rus destekli] polislerde kendi ahlaki yaklaşımlarını, “Putin Bulvarı”na (eski Zafer Bulvarı) Çeçence astıkları kocaman bir poster ile topluma ulaştırıyor: “Örtü-Çeçen Kadınının Gururu”. Bu sözlerin sahibi ise Ramzan Kadirov olduğunu sözlerin altına iliştirilen kısaltmalardan anlıyoruz. “R.K.”, “RK”, “KRA”, “RAK” gibi kısaltmaları ülkenin her yerinde görebiliyorsunuz.
“KRA plakalı siyah arabaları görürseniz, fotoğraf çekmemeniz sizin için iyi olur” diyor yerel halk. Bu kısaltma da tahmin edilebileceği üzere “Kadirov Ramzan Akhmadovich” anlamına geliyor.
Grozny merkezinde fotoğraf çekmek istediğim için merkeze doğru yol alıyoruz ama sürücüm aniden küfretmeye başlıyor: “yine konvoy…” diyor. Tüm yollar bir anda kapatılıyor ve kendimizi bir trafik sıkışıklığının içerisinde buluyoruz. Nihayet 20 dakika sonunda, üç siyah jip yolu açıyor. Sürücüm, “Onun güvenlik servisi. Kadirov’da konvoyla yoldan geçen 25-30 araçtan birisinin içerisindeydi” diyor.
Yeni yağışlar Grozny sokaklarını yürünmesi zor bir hale çevirmiş, su kazaları yerel sakinler için sıra dışı değil. İşçiler 30 Haziran’dan bu yana tüm günlerini bu arızaları tamirle geçiriyor. Şaşırtıcı olmayacağı üzere, restoranlar su problemine rağmen hizmetlerini durdurmuyor, ellerinizi yıkayabileceğinizi söylüyorlar. Yerel halk, “Evleri inşa ettiler ama bir kanalizasyon şebekesi kurmayı unuttular. Yolları da süratle baştan savma yaptılar, ama bu yollar ne kadar süre dayanabilir ki?” diye soruyor. Gerçekten de şiddetli yağışlar neticesinde kentten köylere giden ana yollar kullanılmaz hale getirmiş durumda.
Ancak yeniden inşa edilmiş Çeçenya’nın belki de en büyük problemi işsizlik. Çeçenya halkı, bugünün Çeçenyası’nda en iyi işin [Rus destekli] hükümet için çalışmak olduğunu anlatıyor. Sovyetler zamanında, petrol rafineleri ve kimya endüstrisi bulunan Grozny’de bugün hiçbir şey yok. “Pek çok şey inşa ediyorlar ama neden en azından bir fabrikayı dahi yenilemiyorlar?” sorusu çoğu vatandaşın aklından geçiyor.
İşadamı ve politikacı Şamil Beno’ya göre Ramzan Kadirov hala çok genç ve bu konuyu henüz düşünememiş durumda. Ama görünen o ki, Kadirov’un sözde danışmanları böylesi konuları ona söyleyecek cesareti kendilerinde bulamıyorlar.
Görevi sadece olumlu haberleri yaymak olan yerel bir gazeteci, isminin kullanılmaması şartı ile, “Bazen kendi kendime soruyorum ve diyorum ki belki de endüstriye yatırım yapmak istememelerinin nedeni Çeçenya’yı Rus federal yardımlarına muhtaç bırakmaktır” diyor.
Her neyse de, bundan 15 yıl kadar önce “Rosneft” şirketi Grozny’nin Zavodsky bölgesinde küçük bir rafineri inşa etmeye başlamış ama yerel halk inşaatın durdurulduğunu söylüyor. “Rosneft”in verdiği bilgiye göre, bugün Çeçenya’da yılda 2 milyon ton petrol üretimi yapılıyor ve bunun %90’lık kısmı kullanılmadan depolanıyor.
SSCB’nin eski Petrol Endüstrisi Bakanı, Rus Bilim Akademisi üyesi Salambek Khadzhiev, “Grozny’de üç rafineri ve bir kimya birimi vardı. Sovyetler döneminde Grozny’de üretilen ve işlenilen petrol yılda 20 milyon tondu. Bu 1970’lerden 1990’lara kadar böyle devam etti diyor”.
Aradaki fark gerçekten ciddi. Kendi petrollerine ilaveten, bir de çalışan petrol boru hattı vardı. Batı Sibirya’dan Bakü’ye devam eden bir boru hattı. Bir dönem Grozny’de polietilen dahi üretildi. Bugün ise Grozny’de ne bu rafineler, ne de boru hatları var.
Yerel sakinlere göre, Grozny’nin dışında inşa edileceği söylenen rafineri inşaatlarının hepsi durmuş durumda. Bu konuyla ilgili olarak “Radyo Liberty”nin 15 gün kadar önce yaptığı resmi başvuruya [Rus destekli] yetkililerden ne bir doğrulama ne de bir yalanlama gelmedi.
“Japon-Hut” isimli lüks bir restoranda birkaç yıl sığınmacı olarak Avrupa’da yaşadıktan sonra anavatanlarına geri dönen bazı “Avrupalı” Çeçenlerle tanışıyoruz. Kimi Almancayı, kimi İngilizceyi ya da Fransızcayı mükemmel konuşuyor. Bunlardan birisi olan Rustam ile yaptığımız sohbette, geri döndükten sonra Çeçen işadamı Ruslan Baysarov’un köyü olan Veduchi’de inşa edilmesi planan kayak merkeziyle ilgilenen Fransız uzmanlarla birlikte çalışmaya başladığını söylüyor. Rustam’a bu köye giderek fotoğraf çekmeyi öneriyoruz. “En az birkaç ay daha beklemeniz lazım. Şu anda orada hiçbir şey yok” diyor. Bu arada masamıza konulan “IPad”ten menüye göz atıyoruz ve özel bir buton ile garsonu çağırıyoruz. Fiyatlar da Moskova’daki lüks restoranlardan aşağı değil. Yeniden inşa sürecinde olan ve işsizliğin en büyük sorun olduğu bir yerde, böylesi lüks restoranların varlığı biraz garip geliyor.
“Birkaç ay sonra olsa dahi, Itum-Kale’ye yakın bir alanda inşaat için şantiye kurulup kurulamayacağı” sorusu aklımızı kurcalıyor, zira Shatoy bölgesinde [sözde] terörle mücadele operasyonları halen “de facto” olarak yürürlükte. Itum-Kale’de bu dağlardan aşağıya inen yol üzerinde. Shatoy bölgesinin [Rus destekli] yönetici yardımcısı Shadid Chabagaev, bir süre önce bazı gazetecilerin FSB’den izin almadan oraya gittikleri için cezalandırıldığını anlatıyor. Her ne kadar resmen terörle mücadele operasyonlarına son verilmiş olsa da, gerçek hayatta Rus güvenlik güçlerinin görüşü farklı ve oraya gitmek için özel bir izin almanız gerekiyor.
Hepsinin ötesinde, Kadirov’un etrafını saran insanlar bile bu dağlarda kurulacak bir tesisin çalışacağına inanmıyor. Elbette, bu eleştirileri dillendirenler isimlerinin zikredilmesini istemiyor. Bu projenin Ruslan Baysarov’a bağlı olmasının nedenini sorduğumuzda, Şamil Beno, tüm Çeçen işadamlarının Çeçenya’nın yeniden inşasında sosyal sorumluluğu olduğunu söylüyor.
Yerel medyada çalışan bir gazeteci ise bize daha net bir yanıt veriyor: “Nerede yaşarsa yaşasın, Çeçen işadamları Kadirov’un adamları tarafından ziyaret edilerek Çeçenya’da yatırımda bulunmaları isteniliyor. Peki bu talebi reddedebilirler mi? Yanıtı size bırakıyorum ama kısa bir süre önce Kiev’de yaşayan petrol kralı Çeçen işadamı Ziya Bazhayev, böylesi bir öneriyi reddetti. Bundan sonra Çeçenya’daki tüm işleri durdu. Buna bir dedikodu diyebilirsiniz elbette, belki de bunun olmasının tek nedeni Ramzan Kadirov’un tv ekranlarından Bazhayev’i eleştirmesiydi”.
Grozny’den Shatoy’a doğru ilerlerken arabamız bir kontrol noktasında durduruluyor. Üniformalı bir adam, tüfeğini sallayarak ziyaretimizin amacını sorarak aracımızı kontrol ediyor ve ardından devam etmemize izin veriyor. Bu yol ağaçlarla kaplı dağlarla çevrilmiş durumda, bazen yeşilliklerin içerisinde dumanların yükseldiğini görüyorsunuz, bunlar Rus ordusunun orada konuşlandığına işaret ediyor.
Shatoy bölgesi Sovyetler döneminde tarımsal açıdan çok gelişmiş bir bölgeydi, hayatın yine aynı şekilde ilerleyip ilerlemediğini soruyoruz. Shahid Chabagayev, “Ne tarımı? Tüm otlaklar mayınlanmış durumda, sığırlarımızı bile yayamıyoruz. Dağlardaki meralar yok olmuş durumda…” diyor. Ayrıca geçtiğimiz yıl, kara mayınlarının patlamasından “sadece beş” kişinin hayatını yitirdiğini söylüyor.
Ama neden bu mayınlı arazileri temizlemiyorlar? Rus ordusu kendisine ait bu mayınları temizlemeyi reddediyor. Bazı mayın temizleme programları olsa da çok küçük alanlar, çok uzun süreli projelere tabi. Yerel halkın konuya ilişkin çeşitli görüşleri var. Bunlardan birisi şöyle: “Belki de Rus yetkililer henüz mayınların artık gerekip gerekmediği konusunda emin değil”.
Vedeno bölgesindeyiz, pek çok köyün içerisinden geçiyoruz. Her bir köydeki istisnasız “A.H. Kadirov” isimli caddeler dikkatimizi çekiyor, şoförümüz Sharpuddi gülere, “Önceden bunların hepsinin adı Lenin Caddesi’ydi, şimdi de böyle” diyor. Yolumuz üzerinde bana bir yeri işaret ediyor, Şamil Basayev’in evini, daha doğrusu yıkıntılarını.
Tweet
Bir yanıt bırakın!