TBMM Ş.Urfa Milletvekili M.Niyazi Yanmaz’ın Çeçenya Üzerine Sözleri (2002)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 21.Dönem’de (18 Nisan 1999 – 14 Kasım 2002) görev yapmış Saadet Partisi Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Niyazi Yanmaz’ın Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü hakkında yaptığı bir konuşmada Çeçenya ve Rusya üzerine değerlendirmeleri.
BAŞKAN – Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü Ayrıcalıklar ve Bağışıklıklar Ek Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonları raporlarının müzakeresine başlıyoruz.
9. -Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü Ayrıcalıklar ve Bağışıklıklar Ek Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonları Raporları (1/686) (S. Sayısı: 514) (1)
BAŞKAN – Komisyon?.. Burada. Hükümet?.. Burada. Komisyon raporu, 514 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır. Tasarının tümü üzerinde Saadet Partisi Grubu adına, Şanlıurfa Milletvekili Sayın Niyazi Yanmaz; buyurunuz. (SP sıralarından alkışlar)
SP GRUBU ADINA MUSTAFA NİYAZİ YANMAZ (Şanlıurfa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 514 sıra sayılı yasa tasarısı üzerinde Saadet Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
…
Değerli arkadaşlar, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütünün oluşturulmasında Türkiye’nin rolü büyüktür. Türkiye, bu konuda fikir sahipliği, fikir babalığı yapmıştır. Özellikle de, emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ’ın bu konuda katkısı çok fazladır. Yine, o dönemin Cumhurbaşkanı rahmetli Sayın Turgut Özal’ın, siyaset alanında, bunun hayata geçirilmesinde etkisi ve katkısı çok olmuştur.
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü için ilk adım 1992 yılında atılmış, toplanılmış; fakat, tüzelkişilik kazanması, 1998 yılında, Süleyman Demirel’in imzasıyla, Yalta’da yapılan anlaşmayla gerçekleşmiştir.
Değerli arkadaşlar, Karadeniz Ekonomik İşbirliği örgütü, bir bölgesel oluşumdur. Burada amaçlanan, Karadenize kıyısı olan ülkelerin, kendi aralarında, ticaretten tarıma, ulaşıma, turizme, hatta ve hatta, terör ve uyuşturucuyla mücadelede işbirliğine yönelik bir çalışmadır. Türkiye, kurucu üyelerden biri olması hasebiyle, bunda çok etkin rol almıştır; fakat, ne yazıktır ki, değerli arkadaşlar, Türkiye, bütün alanlarda olduğu gibi, özellikle 57 nci hükümet döneminde, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü çalışmalarında da çok pasif kalmıştır, âdeta, kendi kendini pasifıze etmiştir.
Buraya üye ülkeler arasında, zaman zaman sürtüşmeler olmaktadır. Mesela, Yunanistan ile Türkiye arasında anlaşmazlıklar vardır; aynı şekilde, Azerbaycan ile Ermenistan arasında anlaşmazlıklar vardır; fakat, özellikle bugünlerde gündeme gelen Rusya ile Gürcistan arasında olan anlaşmazlık… Âdeta, 11 Eylül bahanesiyle Rusya, Gürcistan’ın Çeçen savaşçıları koruduğunu, kolladığını bahane ederek Gürcistan sınırına asker yığmıştır ve dün de televizyondan seyrettiğimiz kadarıyla, Gürcistan topraklarını bombalamaktadır.
Değerli arkadaşlar, bu masumane bir davranış biçimi değildir. Bir defa, zaten, 57 nci hükümet, Çeçenistan konusunda “Rusya’nın iç meselesi” demekle çok büyük bir yanlış yapmıştır. Türkiye cumhuriyeti devleti bu silik politikaya layık değildir. 57 nci hükümet bu işi yüzüne gözüne bulaştırıyor, çok basiretsiz ve bilgisizce davranıyor.
Yine aynı şekilde Rusya’nın Gürcistan’a müdahalesi… Âdeta, 11 Eylül bahane edilerek, vuran vurana, fırsat bu fırsat mantığıyla, aynen Hindistan’ın Keşmir’i vurduğu gibi, Rusya da Gürcistan’ı vurmaktadır.
Değerli arkadaşlar, bu, anlaşılabilir bir tutum değildir, Türkiye’yi çok yakından ilgilendirmektedir. özellikle, buzdağının görünmeyen kısmında Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı yatmaktadır. Bu boru hattı, özellikle, bölgede barışı dengelemek noktasında çok önemlidir ve yine, Gürcistan’ın Batı’ya entegre olması noktasında çok önemlidir. Türkiye’nin bir enerji koridoru oluşturması, millî menfaatları açısından ve ekonomik menfaatları açısından çok önemlidir; ama, bu, Rusya tarafından bugünlerde dinamitlenmektedir ve Türkiye de buna seyirci kalmaktadır.
Değerli arkadaşlar, bu çerçeve içerisinde, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütünün çok daha fonksiyonel olması… Sadece biçimsel olarak çok pasif halde kalması olmaz. Türkiye burada gerçek yerini almalıdır, kurucu üye olması hasebiyle gerçek yerini, almalıdır; fakat, görünen odur ki, KEİ toplantılarına Türkiye’den parlamenterler katılmamakta, çok pasif kalmakta ve özellikle, Türkiye, bu konuda meydanı Yunanistan’a, Ermenistan’a, Rusya’ya bırakmaktadır. Özellikle, Yunanistan’ın Karadenize kıyısı olmaması hasebiyle, KEİ’ye alınması, üye yapılması, zaten baştan yanlış bir davranış biçimidir. Ancak, Türkiye buna seyirci kalmamalıdır.
…
Değerli arkadaşlar, bu çerçeve içerisinde, özellikle Türkiye’nin 57’nci hükümet döneminde en şanssız olduğu konulardan birisi de, dışpolitika sektörümüzdür. Her alanda olduğu gibi, 57’nci hükümet dışpolitikada da ülkemizi hiç de iyi temsil etmemektedir. Ben zannediyorum ki, bu hükümetin yapabileceği en iyi şey, ya müspet bir girişimde bulunması veya bir an evvel istifa etmesidir.
Bu duygu ve düşüncelerle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (SP sıralarından alkışlar)
TBMM Tutanak Dergisi- 18.10.2001 – Birleşim:9 – Cilt:72 – Sayfa: 215-216-217
©Waynakh Online
YASAL UYARI
Sitede yer alan materyallerin tüm hakları Waynakh Online’a aittir. Bu materyaller (haberden/makaleden/tercüme eserden sadece alıntı yapılsa dahi) ancak kaynak gösterilerek ve aktif link verilerek kullanılabilir.
Bir yanıt bırakın!