Arşiv Belgeleri

Tozlanmış raflardaki Arşiv Belgeleri…

Çeçen Kültürü

Çeçen Dili ve Folkloru, Halk Dansları, Efsaneler, Öykü ve Masallar ile çeşitli kültürel bilgiler…

Çeviriler – Makaleler

Çeşitli Çeviri ve Makaleler…

Röportajlar

Ekibimizce Yapılmış Çeşitli Röportajlar…

Şarkı Sözleri

Sevdiğiniz Çeçence şarkıların sözlerine buradan ulaşabilir, dinleyebilir ve indirebilirsiniz.

Ana Sayfa » Röportajlar

Benoit Desjardins: “Bu film özgürlüğün marşı!..”

Bu yazı 5 Mart 2014 Çarşamba  tarihinde yazıldı. Şimdiye kadar 7.648 defa okundu.. Yorum Yok
Benoit Desjardins: “Bu film özgürlüğün marşı!..”

Bir Çeçen ailenin hikayesini konu edinen “Welcome Yankee” (Hoş geldin Yanki) adlı film Kasım 2012’de Kanada’nın Quebec bölgesinde vizyona girdi. Aylık yayınlanan “Marsho” dergisi Türkiye, Yunanistan ve Amerika Birleşik Devletleri’nde çeşitli ödüller kazanan filmin yönetmeni Benoit Desjardin ile özel bir röportaj yaptı.

Benoit Desjardins Kimdir?

Bir antropolog ve film yapımcısı olan Benoit Desjardins, doğduğu yer alan Montreal’de yaşıyor. Montreal Üniversitesi’nin Sinematografi Programı’ndan mezun oldu ve 2006 yılında “The Perceptions Productions” adını verdiği bir yapım şirketini kurdu. Bugüne dek, aralarında Balıkçılığın Tarihi (2008) ve Sakız (2010) adlı filmlerinde yer aldığı çeşitli kısa filmleri yönetti ve aynı zamanda yapımcılığını üstlendi. Filmleri ile çeşitli uluslararası film festivallerine katıldı ve ödüller kazandı. Halen göç ve muhaceret konusunda bir üçleme yapım üzerinde çalışıyor. Bu üçlemenin ilki ise “Welcome Yankee” adını verdiği ve bir Çeçen çiftin savaştan kaçıp Kanada’ya sığınmalarını konu edinen çalışma.

Marsho Dergisi: “Welcome Yankee” filminizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Benoit Desjardins: Filmim insanların eşitliğinin ve özgürlüğün bir marşı. Dünya üzerindeki her bir toplum kendilerini demokratik yollarla tanımlama hakkına sahip. Yine de, bugün hala pek çok azınlığın bir çoğunluğa ait gücüne tabi olduğunu, bu kontrolün ise insan hayvanı tarafından getirilen yakın ya da uzak tarihli bir savaşın neticesinde olduğunu görüyoruz. İnsan dediğimiz varlığın 21.yüzyılda istediği bir şeyi güç kullanarak elde etmesi akıl almaz bir tutum. Kimin ya da neyin adına bunu kendilerinde buluyorlar? Hepimiz eşit olarak dünyaya geldik, en azından öyle olmalıydık, çünkü hiç kimse ne doğacağı zamanı ne de yeri seçemiyor.

Marsho Dergisi: Bu projenize başlamadan önce Çeçenler hakkında bilginiz var mıydı?

Benoit Desjardins: Bu projeye girişmeden önce, Çeçenler ve tarihleri hakkındaki bilgim son derece sınırlıydı. Yakın tarihli savaşları duymuştum ama hiçbir Çeçen ile tanışmamıştım. Sinematik bir bakış açısından, karakter ile kimliğin güçlendirilmesi ve ev sahibi toprakların vatandaşı olarak bizim sorumluluğumuzu yansıtması amacıyla Kuzey Amerikalılara fiziksel olarak dikkat çekici bir benzerliği olan mültecileri sahnelemeyi çarpıcı buldum. Fiziksel benzerliğin yanı sıra, arada coğrafi (Kuzey toprakları), jeopolitik (bir ülkenin nüfuzundaki bir çoğunluğun azınlıkla değişimi) ve tarihsel (Quebec’in bağımsızlık arayışı) benzerlikler var. Gerçektende, 1759 yılında Yeni Fransa’nın Britanya tarafından işgaliyle Quebec tarihi geride bıraktığımız on yıl içerisindeki Çeçen mücadelesini anımsatıyor. Aradan geçen 250 yılda, Quebec hala bağımsız değil ama demokratik bir devletin varlığı, ulusal düzeyde politik yaşama aktif bir şekilde katılımımızı sağlarken tanıdığı özgürlük, dilimiz ve kültürümüzü barışçıl bir ortamda korumamızı ve geliştirmemizi mümkün kılıyor.

Marsho Dergisi: Peki Çeçenler hakkında bir film yapma fikri nasıl doğdu?

Benoit Desjardins: Yapılan toplantılar sürecince ve topladığımız bilgilerle Çeçen konusundan etkilendim, bu da beni gerçek bir çatışma ortamından bir hikayeye yönlendirdi. Bununla birlikte, filmin sadece bu yönünün öne çıkmasını istemiyorum. Filmin verdiği mesajın sadece Çeçenler için değil, dünya üzerindeki tüm mülteciler için evrensel mana taşımasını, özgürlük için bir marş olmasını arzuluyorum.

Marsho Dergisi: Projenize başlamadan önce herhangi Çeçenlere danıştınız mı ya da ekibinizde Çeçenler de yer aldı mı?

Benoit Desjardins: Araştırmalarıma Fransa’da başladım ve kendi hikayelerini paylaşmayı kabul eden Çeçen mültecilerle çeşitli röportajlar yaptım. Uzun metrajlı bir film yazabilmek için yeterli düzeyde bilgi topladım. Ancak, genç bir film yapımcısı olarak böylesi bir projeyi gerçekleştirme imkanım olmadı. Buna ilaveten, kısa film yapımı için finansman toplama çalışmaları da başlamıştı, bu doğrultuda çalışma bir kısa film olarak ortaya çıktı.

Bir gün Montreal’da sürgünde yaşayan Birlyant Ramzaeva ve iki kızı ile tanıştım. Bu buluşma pek çok yönden oldukça önemliydi. Birlyant ve küçük kızı Aset yapımın çok değişik aşamalarına bizzat katıldı, hatta en küçük detaylarla ilgilendiler. Diyalogların Fransızca’dan Çeçence’ye tercümesini gerçekleştirdiler. Bilahare, filmin aktörleri Noémie Godin-Vigneau ve Danny Gilmore ile çok yakın çalıştılar, sonuç olarak aktörlerin Çeçence’yi diyalogları kusursuz oldu. Filmi çekmeye başlamadan bir ay kadar önce, deneme sahneleri çekmeye başladık. Çeçence bazı tonlar ve sesler tamamen kayıptı, dili öğrenmek aktörler için gerçekten üstesinden gelmek zorunda oldukları bir konuydu. Bu nedenle, Çeçence’nin aslına uygun olması amacıyla, Aset ve Birlyant filmin çekimi ve kayıttan sonraki üretim aşaması boyunca, dille ilgili son düzeltmeler yapılana kadar bize eşlik etti. Çeçence telaffuzların mükemmelliği aradığımız esas özellikti ve oyuncuların rolleri için gösterdikleri tam bağlılık bu hedefe ulaşılmasını sağladı. Aset ve Birlyant ayrıca sanat yönetimi ve kostümlerle de yakından ilgilendiler. Temin ettikleri halılar ve diğer türden dekoratif ürünler ile Montreal’in dışındaki bir apartman dairesini tipik bir Çeçen köy evine dönüştürmemizi sağladılar. Burada, Noémie Godin-Vigneau’nun filmde taktığı küpelerin, Birlyant’ın büyükannesi “Amant”a ait olduğunu ve bu nedenle onun adının Naomi’nin karakterinin ismine ilham verdiğini de belirtmeden geçemeyeceğim. Ayrıca, Birlyant’ın hisleri ve hassas duygularını yansıttığı müzikleri filmin çekimi ve düzenlenmesi boyunca bana eşlik etti. Bu müzik, onların destekleri ve rehberlikleri olmasaydı, bu filmin bugünkü halini ortaya çıkarmak mümkün olmayacaktı.

Marsho Dergisi: “Yanki” Amerikalıları tanımlamak için kullanılan bir terim, filminiz ise bir Çeçen çiftin hikayesini konu ediniyor. Neden filmin ismini “Hoş geldin Yanki” olarak seçtiniz?

Benoit Desjardins: Öncelikle filmin ana karakterlerinden Aslan’ın taktığı şapka ile doğrudan bir bağlantı var. Limana ulaştıklarında, Kanadalı yetkililer ondan bahsederken “Yanki” ifadesini kullanıyorlar. Ayrıca, Aslan’ın yaşadığı dönem New York Yankilerinin ve beyzbolun parlak yılları. Aslında bunun ardında, tanımadığımız kişilere çeşitli etiketleri çok çabuk taktığımız, özellikle konu göçmenler olunca ne olduğunu anlamadan ve bilmeden önyargılar taşıdığımız gerçeğine ve onları işgalci gibi gördüğümüz algısı yatıyor. Filmin sonundaki tanıtım yazılarına, Richard Desjardins’in “Yanki” adlı bir şarkısı eşlik ediyor, bu şarkıdaki kelimenin tanımı da bu yönde. Bu sona göre, kelimenin kökeni Yerli Amerikalılardan geliyor ve “Yanki” kelimesi “işgalci” manasını taşıyor. Amerikan Doğu Sahili’nin yerli Amerikalıları bu kelimeyi Amerika’ya yerleşen İngiliz sömürgecilerini tanımlamak için kullandılar. Son olarak, bu ismin kullanılmasında örtülü bir referans var, logolar ve tüketici ürünleri sınırlara bakmaksızın dünya çapında seyahat edebiliyorken bireyler açısından bu tamamen farklı.

Marsho Dergisi: Okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Benoit Desjardins: Filmimizin Çeçence altyazılı versiyonunun internet üzerinden gösteriminin de 2014 yılı içerisinde gerçekleştirilmesinin planlandığını duyurmak istiyorum. Ayrıca, dünya çapındaki gösterimlerimizden haberdar olmak isteyen herkesi Facebook’taki sayfamızı beğenmeye ve http://www.welcomeyankee.com şeklindeki internet sitemizi takip etmeye davet ediyorum.

*Röportaj ilk olarak “Marsho” dergisinin “Mart 2014” sayısında yayınlanmış, dergi yayın kurulunun Waynakh Online’a verdiği izin ile bu röportaja sitemizde yer verilmiştir.

©Waynakh Online

YASAL UYARI
Sitede yer alan materyallerin tüm hakları Waynakh Online’a aittir. Bu materyaller (haberden/makaleden/tercüme eserden sadece alıntı yapılsa dahi) ancak kaynak gösterilerek ve aktif link verilerek kullanılabilir.



Bir yanıt bırakın!

Aşağıya bir yorum ekleyin veya kendi sitenizden trackback yapın. İsterseniz RSS ile de yorumları takip edebilirsiniz.

Yorum yazmadan önce lütfen kuralları okuyunuz...

500 karakter kaldı.

Yorum yaparken kullanabileceğiniz etiketler:
<a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

Bu sitede Gravatar kullanabilirsiniz. Ayrıntılı bilgi ve üyelik için Gravatar sitesini ziyaret ediniz.