Tercüman:”Çeçenler Kültürlerini Doyasıya Yaşayamadı”
Çeçenlerin çok zor günlerden geçtiğini söyleyen Kafkas Çeçen Kültür Derneği Başkanı Erdoğan, “Kültürümüzü doya doya yaşayamadık. Çeçenlerin hayatı savaş ve vahşet dolu. Gerçekten çok trajik” diye konuştu.
Sık sık biraraya geldiklerini belirten Kafkas Çeçen Kültür Derneği Başkanı İsmail Erdoğan, buna rağmen özellikle Türkiye’ de mülteci kamplarında yaşayan hemşerilerin kültürlerini devam ettirmekte zorlandıklarını belirtti. Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihin her döneminde kendilerini kucakladığını ve samimi ilişkiler içinde bulunduğunu söyleyen Erdoğan, “Bu özveriye Çeçenler de asla ihanet etmemiştir” açıklamasını yaptı. Erdoğan ile söyleşimizin ikinci ve son bölümüne geçiyoruz.
–Derneğinizin faaliyetleri neler?
İstanbul’da, iki derneğimiz mevcut. Biri, Kafkas Çeçen Dayanışma ve Kültür Derneği. Savaş sırasında kurulmuş, mülteci konumundaki, zulüm görmüş insanlara yardım amaçlı kurulmuş bir dernektir. Şu anda çok faal olmasa da çalışmalarını sürdürüyor. Bizim derneğimizin kuruluş amacı ise şöyle: 1984 yılında bir hemşerimiz İstanbul’da vefat etti. Bölesi bir durumda bile Çeçenler, biraraya gelmiyor. Diyorlar ki: Biz burada o kadar kalabalığımız ancak biraraya gelemiyoruz. Dernek kuralım. Aşamalar böyle gelişti. Derneğimizde dil kursu açtık. Aylık kahvaltılarımız oluyor. Herkesle sıcak ilişkiler içinde olmak temel inancımız. Geçen hafta da geleneksel olarak bir etkinlik düzenledik. Bize özgü Galnış (Cirdingiş) yemeğini Çeçen hemşerilerimizle yedik.
-Galnış (Cirgindiş) yemeğinin hazırlanışını alalım sizden öyleyse.
Tabii ki. Hamur yoğrulup küçük parçalar halinde kesilir. İçleri bastırılıp geriye doğru çekilir. İçi boş hale gelir. Kenarda bekletilir. Tavuk eti kaynatılır. Et suyuyla bu hamur haşlanır. Bol sarımsaklı sos yapılır. Büyük bir sininin içine haşlanan hamurlar yerleştirilir. Etler de üzerine yerleştirilir. Zor ama leziz bir yemektir.
-Çeçen kültürü motifleri neler?
Çeçenler, kültürlerini hiçbir zaman doya doya yaşayamadı! Kafkasya’daki bağımsızlık ateşini yakanlar da, savaşanlar da Çeçenlerdir. Nüfus, 1990’da bir milyon oldu. Bir milyonuncu bebek için kitap yazılıp, şarkılar bestelendi. Bir savaş çıktı. 300 bin ölü. Bunların 18 bini çocuk. Bugün 17 bin kayıp insanımız var. Nerede oldukları belli değil. 40 bin Çeçen mülteci konumunda. Çoğu engelli olarak yaşamını sürdürüyor. Barakalarda yaşayan mülteciler, kültürlerini nasıl yaşatsınlar? Bir dönem Çeçenler, Rusları altettiği zaman herkes Çeçenleri kucaklıyordu. Bugün çok zor bir durum mevcut. Türkiye Cumhuriyeti, bize tarih boyunca her zaman, her anlamda kucak açtı. Bugün belki pek yanımızda olmayabilir ama yarın belki olurlar. Çeçenler de kucaklaşmaya asla ihanet etmemişlerdir.
İşte Ünlü Çeçenler
Siyaset dünyasının önde gelen isimlerinden Abdüllatif Şener’in Çeçen olduğu bilinir. AKP’nin kurucu üyesi olan Şener, 1954 yılında Yıldızeli’nde doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi. Gazi Üniversitesi’nde doktora yaptı. 59. Hükümet (Erdoğan Hükümeti) ve 58. Hükümet (Gül Hükümeti) Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, öncesinde 54. Hükümet (Erbakan-Çiller Hükümeti) Maliye Bakanı, TBMM 19. Dönem ve 20. Dönem Refah Partisi, 21. Dönem Fazilet Partisi, 22. Dönem AKP Sivas milletvekilliği görevinde bulundu. Ayrıca 21. Genelkurmay Başkanımız Doğan Güreş de Çeçen asıllıdır. 1926’da Adana’da dünyaya gelen Güreş, 1973 yılında Tuğgeneral, 1977 yılında Tümgeneral, 1981 yılında Korgeneral, 1985 yılında Orgeneralliğe yükseldi. Orgeneral rütbesinde Harp Akademileri Komutanlığı ve 1. Ordu Komutanlığı yaptı. 23 Ağustos 1989 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na, 4 Aralık 1990 tarihinde Genelkurmay Başanlığı görevine atandı. 30 Ağustos 1994 tarihinde emekliye ayrıldı. Yine tiyatro sanatçısı Cem Özer de Çeçen’dir. 1959 yılında doğan sanatçı, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni yarım bırakıp Dostlar Tiyatrosu gibi topluluklarda çalıştı. Televizyonda ‘Laf Lafı Açıyor’ adlı programın sunuculuğuyla tanındı. Sanatçı Nurgül Yeşilçay’la evli.
Gülçin Günay
Tercüman Gazetesi/24.04.2008
Tweet
Bir yanıt bırakın!