Arşiv Belgeleri

Tozlanmış raflardaki Arşiv Belgeleri…

Çeçen Kültürü

Çeçen Dili ve Folkloru, Halk Dansları, Efsaneler, Öykü ve Masallar ile çeşitli kültürel bilgiler…

Çeviriler – Makaleler

Çeşitli Çeviri ve Makaleler…

Röportajlar

Ekibimizce Yapılmış Çeşitli Röportajlar…

Şarkı Sözleri

Sevdiğiniz Çeçence şarkıların sözlerine buradan ulaşabilir, dinleyebilir ve indirebilirsiniz.

Ana Sayfa » Haberler

Çeçenistan’da Yaşanan ve Gelişen Son Olaylar

Bu yazı 27 Ağustos 2009 Perşembe  tarihinde yazıldı. Şimdiye kadar 6.720 defa okundu.. 2 Yorum
Çeçenistan’da Yaşanan ve Gelişen Son Olaylar

Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Türkiye Fahri Konsolosu Medet Ünlü’nün kaleme aldığı ve aylık yayınlanan “Çeçenistan Bülteni” isimli derginin son sayısında yer alan “Çeçenistan’da Yaşananlar ve Gelişen Son Olaylar” başlıklı makaleyi sizinle paylaşıyoruz.

Çeçenistan’da Yaşanan ve Gelişen Son Olaylar

Çeçen Coğrafyasında, Çeçenler’in küfre-Moskof’a karşı mücadelesi yüzyıllardır sürdüğü bilinen bir gerçektir. Saldırgan ve işgalci, zalim Rus’a karşı bu mücadele daha ne kadar sürecek olsa da Çeçenler duruşları ve direnişlerini bırakmayacaktır. Davalarında haklı olan Çeçenlerin bu tutumunun tartışılacak hiçbir yönü de yoktur.

Çeçen mücadelesi açısından son zamanlarda yaşanan ve yakın süreçte devamı beklenen gelişmeler söz konusudur. Bunlar, başta dünyada yaşanan küresel konjönktürle alakalıdır. Egemenlik iddiasındaki emperyal yapılararası ilişkiler ve çekişmelerin mağdur ve kurbanları olarak, İslam ümmeti üzerinde şimdi yaşananlar gibi daha nice oyunlar-savaşlar ve zulümlere hazır olmamız gerekiyor. Böyle bir durumda ümmetin kendi adına var olan masumiyetlerinin pek dikkate alınmayacağını da çok iyi biliyoruz.

Üzerine kan kusturan silah teknolojileri denemelerinin yapıldığı ve asla insani taraflarıyla önemsenmeyen ve tabiri caizse bir büyük küfür gücünün insafına terk edilmiş mazlum Çeçen halkı bir çıkış veya çözüm özlemi çekse de Kafkasya mevcut stratejik yapısıyla varoldukça ve petrol-gaz-enerji vs. açısından her türlü küfrü yapının iştahını kabartan zenginlikler orada bulundukça, mevzubahis konuların çözülebilirliği iyi bir temenniden öteye gidemez. Çözümsüzlük ise savaşın mağdur ve yorgunları açısından nasıl değerlendirilmelidir? Sahipsizliğin kıskacında kıvranan Çeçen halkı bu duruma ne demelidir? Onlara yapılanlara razı mı olmalıdır? Ya da şikayetlerini dinletecek yeni bir insanlık neslinin yaratılmasını mı beklemelidir? Veya yenildik, pes ediyoruz mu demelidir? Bizler müslümanız, küfrün saldırısı da biz Müslüman olduğumuz için yapılmıştır, bize yapılana aynıyla mukabele etmekten, direnmekten vazgeçtik, küfür egemenliğini kabul ediyoruz mu diyecekler?

Hayır! Çeçenler ne bunu derler ne de bunu Çeçenlere dedirtmeye kimsenin gücü yeter.

Ümmettin ilgililerinin Çeçen halkına dönük merhamet sorumluluğuna rağmen sahipsiz bırakmışlığı, İslam Konferansı Örgütü gibi yapıların Ruslarla içli dışlı muhabbetleri, Çeçen ğazot’unun (cihad) ve direnişinin önemini daha bir artırıyor. Küfrün Müslümanlar üzerinde himmeti asla olmaz. Bunu en iyi bilenler arasında Çeçen halkı vardır. Küfri/emparyel/küresel planlar ile çıkar çatışmaları ve çıkar ilişkilerine dayalı gelişmeler beşeri güce dayalı tasarlansa da her şey Kudret-i İlahi eliyle biçimlenir.

İkinci olarak, şu anda yaşanan olaylar açısından Rusya’nın içinde bulunduğu durum hem Ruslar açısından hem etkisi altına almağa çalıştığı bölgeler açısından,hem de küresel ilişkiler açısından iyice değerlendirilmelidir.

Gözle görülen ve yadsınmayacak bir gerçek, Rusya bundan iki yıl önceki gücünde değildir. Ekonomisini çok iyileştirmiş olma rahatlığı artık yoktur. Suni olarak kendi özgüvenini arttırmışlıktan kaynaklı sağa sola tafra satma artık kalmamıştır. Son küresel mali kriz Rusya’nın dibe vurmasını sağlatan iyi hazırlanmış bir plandı.Kesinlikle sonuca ulaşmıştır.Rusya bu yapısı ve yaşanacak muhtemel gelişmelerle iyice bitirilmesi gereken hedef olma özelliğindedir. Dolayısıyla bu durum Rus’un statejistlileri, analistleri, ekonomistleri ve diplomatlarını da şaşırtan, üstelik Putin ve Medvedev’in de karizmasının bir anda çizildiği bir noktaya gelmiştir.

Geçen yıl Gürcistan üzerinden gerçekleştirdiği gövde gösterisinin, Rusya açısından bizzat Rus askerlerinin figüran olarak kullanıldığı, sonra da Putin’in Rusya’ya dil uzatanın dilini keserim ünlemesini yapmasını sağlatan ama üzerinde bir yıl bile geçmeden adeta göpün üstüne oturtulmayı sağlayan bir perdelik tiyatro oynatılmıştı. Senaryo başkaları tarafından ve bir maksada matuf, sahnesi ve oyuncuları ise Rus, sanki kendi lehlerine iyi bir şey yapıyorlarmış sanarak…

Dünya çok hızlı gelişmelerle bir noktaya taşınmak istenirken Rusya kendi hinterlandını kaybetmiştir. Bizzat kendi elinde tuttuğunu sandığı devletini de kaybetme riskini yaşamağa başlamıştır. Artık patronajlık yapamayacak konuma gelmiştir; basit işlerin taşeronluğuyla yetinme durumuna düşürülecektir.

Çeçen Halkı açısından bu durum kesinlikle iyidir. Rusizm, Çeçenistan’da da Kafkasya’da da iflas etmiştir. Putizmin yüzü eskimiş ve onu bir şey sanıp,ona sarılanlar için tadı da ekşimiştir.

Üçüncü olarak, güneyi ve kuzeyiyle Kafkasya yeni gelişmelerin önemli merkezlerinden biri olmuştur. Özellikle bölgenin güçlü ülkelerinin, yakın ilgisi ile batının hedefleri açısından bu bölgede zaten var olan ilgisine dayalı hareketlilik bundan böyle daha bir hız kazanacak gibidir. Bölgenin halkları ve var olan devletlerinden ziyade, buranın jeostratejik konumu ile enerji-petrol-gaz gibi küresel bütün yapıları yakından ilgilendiren zenginlik dikkate alındığında herkes için Kafkasya daha bir önem kazanıyor.

2008 Ağustos’unda yaşanan Rus-Gürcü Savaşı ile bilerek çözümsüzlüğe itilen Dağlık Karabağ açısından Azeri-Ermeni ilişkilerinin belirsizliği bilinen konulardır. 18 yıldır bağımsızlık mücadelesini yürüten Çeçen Cumhuriyeti İçkeriya’nın her türlü işgal-zor-ihanet ve fitne yöntemlerine rağmen asla pes etmeyen duruşu ile bu bağımsızlık mücadelesinde ortaya koyduğu dirayetin yakın çevresindeki Kafkasyalıların lehine olan etkileri ilgililer nezdinde yakından takip ediliyor.

Satranç oyunu gibi her türlü hamle ve savunma mekanizmalarıyla donanan bu arenada görünen herkesin karşısındakinin zaafını gözlediği bellidir. Ve durmadan zaaf gösteren taraf Rusya oluyor. Bu durumda Rusya merkezli çalışanlar ne yapacak? Mesela Ramzan Kadirov’un cismani olarak işgal ettiği pozisyon onu kurtarabilecek mi? Yularını eline verdiği Putin’in kendine dahi yapabileceği bir şey kalmayan günlere geliyoruz.

Müslümanlar açısından tarihi bir gerçek olarak diyebiliriz ki; küfrün zaafı her daim İslam’ın ve Müslümanların lehinedir. Yeter ki, Müslümanlar kendilerine Allah’ın(c.c)verdiği değerin farkında olsunlar. Rızay-ı Bari adına olan niyetleri değişmesin, dirayetlerini, itikatları ve salih amelleriyle donatabilsinler. Bu yapı üzre sebat edebilsinler.

Kaderi, mecraı elinde tutan Allah(c.c)’tır. Zamana ve mekana hükmeden Allah(c.c)’tır. Rezzak olanda O’dur. Rahman ve Rahim olan da O’dur. Yegane kurtuluş yolu O’na teslimiyettir.

Çözüm Arayışı

Yukarıda değinmeğe çalıştığım yaklaşımlar açısından Çeçenistan bağımsızlık hareketinin kimi evrelerinde yaşanan tarafların görüşme eğilimleri ve uygulamalarının bir benzeri tekrar gerçekleşeceğe benziyor.

Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Başbakanı Sn.Ahmad Zakayev ile Çeçenistan kukla yönetimi Parlamento Başkanı Dukvaha Abdurakhamanov, Oslo’da çözüm arayışı açısından temasta bulundular. Çeçen meselesinin müzakere edilebilinir zemininin oluşturulması açısından önemli bir adım olarak değerlendirilebilir.

Konunun istifhamlara fırsat vermemek açısından birkaç noktasını belirtmemiz lazımdır.

Bu temas her ne kadar kukla yönetimle yapılıyor görünse de görüşme teklifinin Kremlin yönetimi olduğu kesindir.
Yapılan direniş ve hak aramanın sadece silahla değil, belki ondan daha etkili olabilecek diplomatik savaşın da direnişin bir parçası olduğu görülmelidir.
-Bu tarz girişimler Çeçen Cumhuriyeti İçkeriya’nın şehit Başkanları Cahar Dudayev, Zelimhan Yandarbiyev ve Aslan Mashadov zamanında da gerçekleştirildi. Hatta Çeçenistan’ın bir devlet olarak bağımsızlığını Rusya’ya kabul ettiren uluslararası hukuk açısından da tartışılmayacak Çeçen Zaferinin tescili sağlatıldı.
-500 yıllık bir mücadelenin hele son 18 yıllık kısmı bu kadar kanlı geçmiş iken, bu mücadelenin künhü açısından hiç kimse bu gibi çalışmaları, temasları kendi ferdi kararıyla yapma yetkisinde değildir. Sn.Zakayev’de bu konuda sadece kendi kararıyla hareket etmiyor.
-Müslümanlar işlerini meşveret üzere yaparlar kuralı burada da uygulanmıştır. İnşallah bundan bereket umarız. Çeçen mücadelesinin bütün öncüleri, ilgili ve yetkileri ortak değerlendirme, ortak karar ve ortak uygulama olarak böyle bir çalışmayı, gelen teklif üzerine başlatmışlardır.
-Çeçen bağımsızlık düşüncesinin niteliği asla tartışılmadan ve Cahar Dudayev’in ortaya koyarak uğrunda şahadete eriştiği La İlahe İllallah çizgisinden taviz verilmeksizin yapılacak olan bütün çalışmalar inşallah hem ümmetin ve hem de Çeçen halkının yararına olacaktır. Çeçen tarafı bu karalığını sürdürmektedir.
-Bugüne kadar bu meselenin çözümüne dönük duyarsız kalan bir dünya izledik. Hiçbir devlet/kurum/kuruluş arabulucuk yapmayı dahi düşünmedi. Dolayısıyla küfrün eline ve insafına bırakılan bir süreç yaşandı. İzzetli bir çıkış veya çözüm olması mutlaka faydalı olacaktır.
-Bu temas vesilesiyle, Sn.Ahmad Zakayev’e dönük saldırı ve salvoların, bu iş sanki onun bireysel tercihi ya da onun oluşturduğu keyfi bir durummuş gibi gösterilmesinin hakkaniyetli hiçbir tarafı yoktur.
-Ruslarla bügüne kadar yapılan(1995 ve sonrası) bütün siyasi müzakerelerde yetkili olarak bizzat bulunan Sn.Başbakan Çeçen toplumu adına ehliyetli bir diplomattır. Onun bu özelliğiyle kıymetini öncelikle bizler bilelim.

Fiili olarak var olan, en güçlü düşmanı Rusya Federasyonu devleti tarafından da de facto kabul görüp, uluslararası manada güçlü kazanımlar sahibi olan Çeçen Cumhuriyeti İçkeriya devleti bu güne kadar ki diplomatik faaliyetlerinin de sağladığı hukuki varlığını kabul ettirebileceği mecralara girebilme şansını yakalamıştır. Ola ki bu görüşmelerinin devamı gelirse, Çeçen diplomasi savaşı bizzat ilgilisiyle sahne alacak demektir.

Niyet hayır, akibet hayır ola inşallah.

Ya Rab
Rahmetine,nimetlerine ve Lütfuna muhtacız.
Vahdete en çok ihtiyaç duyduğumuz zamandayız.
Sırat-ı müstakiminden bizleri ayırma.
Hasımlarımıza ve düşmanlarımıza karşı bizleri kavi kıl.(Amin).

Medet Ünlü

Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Fahri Konsolosu

Çeçenistan’dan Bülteni’nden elektronik ortama aktaran: Çeçen-Online



2 Yorum »

  • Marsho TV dedi:

    Keşke Medet Ünlün’ün dediği gibi her şey okadar güzel olsa.

  • sadakat abbasova dedi:

    Bu dualara Amin! diyoruz. “Her bir zorlukta kolaylık vardır” Aziz
    Kurani Kerim.İnanıyorum Hakkı savunanlara Hak Teala mutlaka cözüm anahtarlarını verir.
    Bir yerden akan ırmak yeniden akar
    Kurutulsa bile dibine sular
    En samimi dualarımla ,Sadakat.

Bir yanıt bırakın!

Aşağıya bir yorum ekleyin veya kendi sitenizden trackback yapın. İsterseniz RSS ile de yorumları takip edebilirsiniz.

Yorum yazmadan önce lütfen kuralları okuyunuz...

500 karakter kaldı.

Yorum yaparken kullanabileceğiniz etiketler:
<a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

Bu sitede Gravatar kullanabilirsiniz. Ayrıntılı bilgi ve üyelik için Gravatar sitesini ziyaret ediniz.