Beslan’ı Hatırlamak: İnsanlığa Karşı Bir Suç
Kuzey Kafkasya’daki Beslan isimli kentin 1 Numaralı okulunun Çeçen destekli teröristlerce ele geçirilmesi, 146 yetişkin ve 186 çocuğun hayatını kaybetmesiyle sonlanan rehine krizinin üzerinden beş yıl geçti. Ancak bu korkunç olaylar bugün halen Rusya’da hafızalardaki yerini koruyor.
Teröristler o güne kadar daha önce hiç bir okulu hedef almamıştı ve eylemleri tüm dünyanın tepkisini çekti. Ama uzman görüşleri, bulunan video kasetler ve kurbanların tanıklıkları, kriz boyunca Putin rejiminin büyük ölçüde göz ardı edilen eylemlerinin şimdi bu rejimle bağlantılı suçlamalara neden olduğu görülüyor.
Son beş yıl içerisinde çeşitli kaynaklardan kuşatma hakkında pek çok yeni bilgi geldi. Bunların içerisinde, Parlamento ve Federal Soruşturma Komisyonu üyesi olan Yuri Savaliev; Kuzey Osetya Parlamentosu Komisyonu; hayatta kalan tek terörirst Nurpashi Kulayev’in yargılanması; pravdabeslana.ru isimli internet sitesinin editörü Marina Litvinovich ve Novaya Gazeta’dan Elena Milashina isimli iki gazetecinin çalışmaları var.
Tüm bu bilgiler, hükümetin çaresiz sivillerin hayatlarını kurtarmak için 1 Numaralı Okul’a saldırmak zorunda kalmadığını, tam tersine Putin rejiminin siyasi bir kazanç sağlamak için bu saldırıyı gerçekleştirdiğini gösteriyor. Saldırganların eyleme geçmemesine rağmen, Putin rejiminin krizi sona erdirecek uzlaşma girişimlerini reddetmesi ve çok sayıda ölüye neden olacağı belli olduğu halde Rus özel kuvvetlerine rehinelerle dolu bir spor salonuna ağır silahlarla ateş açma emri vermesi kuşatmanın başarısız bir Rus provokasyonun sonucu olduğunu ortaya çıkarıyor. Beslan’daki rehine krizinde Rus rejiminin sorumluğunda sergilenen barbarlığın seviyesi ile modern hükümetler arasında hiçbir paralellik yoktur.
Beslan trajedisinin ardından yetkililerin saldırılardan dolayı Çeçenleri suçlamasına ve Putin’in teröristlerin Batı’nın desteğinden yararlandığını ortaya atmasın rağmen, yeni kanıtlar şimdi saldırının başarısız bir Rus tahriği olduğunu gösteriyor.
Novaya Gazeta tarafından elde edilen polis raporlarına göre, Ağustos 2004’te Kuzey Osetya Polisi Emniyet Amiri Kazbek Mamaev, muhbirlerden birisinden bir grup Çeçen’in çocukları da kapsayan terörist bir eylem hazırlığı içerisinde olduğuna ilişkin bir haber aldı. Yine de görünüşe göre bu rapora uygun önlemler alınmadı. Tek haber bu değildi. Kuzey Osetya’da yapılması planlanan terörist bir eylem olduğunu gösteren diğer haberlerde neşe kaçıracak sıklıkta alınıyordu. En son haber 1 Eylül 2004 tarihinde sabah saat 5.00 sularında ulaştı. Çeçen polisi, Çeçenya’da tutuklanan Arsamikov soyisimli bir kişinin verdiği bilgilere dayanarak o gün Beslan’daki bir okulun teröristlerce ele geçirileceğine dair planlar olduğunu Rus İçişleri Bakanlığı’na bildirdi. Bu bilgi eylemden aşağı yukarı dört saat önce polise ulaştı, ancak hiçbir önlem alınmadığı gibi, üstelik eylemin yapıldığı okulun yolundaki tüm güvenlik barikatları kaldırılarak teröristlere gitmek istediklere yere hiçbir engelle karşılaşmadan ulaşmaları sağlandı.
Okul baskınından önceki aylarda, bu baskında yer alan teröristlerden pek çoğu birer suçlu olarak aranmalarına karşın kendi köyleri civarında özgürce geziyordu. Teröristlerin ikinci komutanı olan Vladimir Khodov, İslam dinine sonradan geçen bir Ukraynalıydı, Şubat 2004’te Vladikavkaz’da bir aracın bombayla patlatılması ve Mayıs 2004’te doğduğu yer alan Elkhotovo yakınlarında bir trenin yoldan çıkarılması gibi Kuzey Osetya’da iki terörist saldırıya karıştı. Vladikavkaz’daki bombalama olayının ardından federal aramaya konu oldu ve fotoğrafı cumhuriyetin dört bir yanına asıldı. Buna rağmen Khodov, o ilkbahar ve yaz mevsimini Elkhotovo’da rahatça yaşayarak geçirdi. Varlığı, cumhuriyetin Federal Güvenlik Servisi’ne ve polisin Organize Suçlar Birimi’ne bildirdi, ancak her nedense tutuklanmadı.
Beslan ile ilgili resmi Rus soruşturması, uyarıların neden dikkate alınmadığı, yol barikatlarının neden kaldırıldığı ve kimliği bilinen teröristlerin niçin tutuklanmadığı gibi soruları görmezden geldi; ancak hiç beklenmeyen bir yerden bir açıklama geldi. Beslan saldırısını planlayan ve 10 Haziran 2006’da ölen Çeçen lider Şamil Basayev’in, ayrılıkçı internet sitesi Kavkaz Center’da 31 Ağustos 2005’te yayınlanan “Beslan Hakkında Söylememiz Gereken Çok Şey Var…” başlıklı mektubunda Kuzey Osetya Özel Servisi liderliğinin, ajanları Abdulla (Vladimir) Khodov yardımıyla saldırganları okula saldırmaya mecbur bıraktığını yazdı.
Basayev’e göre, Khodov, Basayev’in güvenini kazanmak için özel servislerin yardımıyla Vladikavkaz ve Elkhotovo’da terörist saldırılar gerçekleştirdi. Daha sonra da Basayev’e Kuzey Osetya Parlamentosu ve Hükümetini ele geçirmeye yönelik bir intihar görevi önerdi. Ne var ki, bir ay kadar sonra Khodov bir ajan olduğunu itiraf etti ve Basayev’de onu çift taraflı ajan olmaya ikna etti. Bu sıfatıyla, Rusları, Çeçenlerin bağımsızlık günleri olan 6 Eylül’de Kuzey Osetya Parlamentosu’nu ve Hükümeti ele geçirmeye yönelik terörist bir saldırının hazırlığı içerisinde olduklarına inandırdı. Basayev: “Rus özel servisleri, 6 Eylül’de grubumuz Vladikavkaz’a girdiğinde bizi yok etmek üzere hazırlandı. 31 Ağustos günü istihbarat toplamak ve bizim için bir koridor açtı, ama biz bunu Beslan’a girmek için kullandık, saldırının tarihini ve hedefi değiştirdik” şeklinde yazdı.
Güney Federal Bölge Başsavcı Yardımcısı Nikolai Shepel, Basayev’in mektubunu “bilgi terörizmi” olarak tanımladı. Buna rağmen, içeriği hiçbir zaman araştırılmadı. Aslında, polis dosyalarında Khodov’un Kuzey Osetya Özel Servisleri’nin bir ajanı olduğuna dair oldukça fazla kanıt vardı. Trajediden bir ay sonra, Ekim 2004’te Kuzey Osetyalı Savcı A.A. Bigulov, bir raporda Khodov’un nerede olduğunun köyündeki polise defalarca kez bildirilmesine rağmen ne konumunu belirlemek ne de tutuklamak için bir adım atılmadığını Rusya İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği bir raporda belirtti. Khodov’un bir polis ajanı olup olmadığının kontrol edilmesini ve aranan Khodov için hareketsiz kalmanın ve dikkatsizliğinin sorumlularının tespit edilerek cezalandırılmasını talep etti.
Şimdi bilinen bir diğer nokta da, Çeçen destekli teröristlerin uzlaşmaya hazır olduğu ve üstelik yapılacak herhangi bir anlaşmanın hayatları kurtaracağının açık olmasına rağmen Rusya’nın ısrarla tüm görüşme tekliflerini reddetmesiydi.
İsyancılar, görüşmelere başlamak için Kuzey Osetya Devlet Başkanı Alexander Dzasokhov’u istediler. Ancak Putin, Dzasokhov’a anti-terörist operasyonunu Federal Güvenlik Servisi (FSB)’ye bırakmasını emretti. FSB kendi kriz merkezini kurdu, Dzasokhov engellendi ve okula girmeye çalışması halinde tutuklanacağı söylenerek tehdit edildi. FSB müzakerecisi Vitaly Zangionov, telefonda teröristlere bir doktor ya da çıkış koridoru talep edip etmedikleri gibi standart soruları sormakla sınırlandırıldı, ancak teröristlerin taleplerine tepki vermedi.
Ocak 2006’da öldürülen tanınmış Rus araştırmacı gazeteci Anna Politkovskaya bir uzlaşmacı olarak önemli bir rol oynayabilirdi, ancak Rostov’dan Beslan’a gelmek üzere bindiği uçakta uçuş esnasında zehirlendi. Rehine krizinin çözümüne aracılık etmek yerine acilen tedavisi gerçekleştirilmek üzere Rostov’daki bir hastaneye götürüldü. Daha sonra bir hemşire, Anna Politkovskaya’nın hastaneye getirildiği anda ümitsiz bir vaka gibi göründüğünü söyledi. Böylesine güçlü zehirler ancak FSB tarafından temin edilebilir.
Tansiyonun yükselmesi üzerine, Dzasokhov yardım için Kuzey Osetya’nın komşu cumhuriyeti İnguşetya’nın eski devlet başkanı ve bir Putin muhalifi olan Ruslan Aushev’e başvurdu. Ayrıca Çeçen direnişinin Londra’daki temsilcisi Akhmad Zakaev’i de aradı ve Zakaev, Çeçen direnişçilerin lideri ve devlet başkanı olan Aslan Maskhadov ile görüşeceğine söz verdi. 2 Eylül günü Aushev okula girdi ve 15’i çocuk ve 11’i kadın olmak üzere 26 rehineyi dışarı çıkardı. Ayrıca teröristlerin taleplerinin yer aldığı bir not ve kasedi de dışarıya getirdi. Talepler operasyonu planlayan ve şu anda Beslan’da olmayan Basayev’den geliyordu. Yetkililer yanlışlıkla teröristlerin herhangi bir talepleri olmadığını açıkladı.
Gerçekte, Basayev tarafından önerilen konular Rus-Çeçen çatışmasına barışçıl bir uzlaşı temelinde çözüm getirmekti. Basayev, Rus güvenliğinin garantisi, Çeçenya’nın ruble bölgesinde kalması ve Bağımsız Devletler Topluluğu’na katılması karşılığında Çeçenya’nın bağımsızlığının resmen tanınmasını teklif etmişti. Ayrıca, ikinci Rus-Çeçen Savaşı’nın başlatmak için bahane edilen 1999 yılındaki apartman bombalama olayları ile Çeçen isyancıların hiçbir ilgisi olmamasına, bunların ardında FSB’nin olduğunu bilmesine ya da kanaat getirmiş olmasına rağmen, isyancıların bunun sorumluluğunu da üstleneceğini ifade etmişti.
2 Eylül günü 22.15’te, Zakaev, yabancı basın aracılığıyla Maskhadov’un krizi çözmek üzere Beslan gelmeyi kabul ettiğini açıkladı. Tek bir ön şart bile yoktu. Hatta Maskhadov kendi can güvenliği için bile garanti talep etmedi. 3 Eylül gecesi, Zakaev, Maskhadov’un okula ve Dzasokhov’a gelmeye hazır olduğunu duyurdu. Bu bilgi FSB operasyonunu yürüten Vladimir Pronichev’e iletildi. Bir saat sonra operasyon başladı.
En dokunaklı soru, Beslan’daki katliama neden olan ateşi ilk kimin açtığı. Resmi versiyona göre, teröristlerden birisinin spor salonundaki bombalardan birisini patlatmasından sonra saldırının başladığı şeklinde. Kulayev’in duruşmasında saldırıdan hayatta kalanlar, spor salonunun içerisinde herhangi bir patlama yaşanmadığını, Rusların lav silahları ve havan topları ile okula saldırdığını anlattılar. Yetkililer önce lav silahlarının kullanıldığını reddetti, ancak mağdurlar okulun yanında bulunan boş lav silahı tüplerini mahkemeye delil olarak sundular. Lav silahı düzeneği içerisinde yer alan kapsüller bir ateş topu ve şok dalgası yaratarak yoluna çıkan her şeyi yok eder.
Beslan ailelerinin versiyonu Kuzey Osetya Parlamentosu Komisyonu’nun bulduklarıyla desteklendi. 29 Kasım 2005’te yayınlanan raporda, komisyonun ilk patlamanın dışarıdan fırlatılan bir havan topu ya da lav silahı ile oluşturulduğu sonucuna vardığı belirtiliyor.
Kazazedelerin iddialarına en büyük destek, katliamı araştırmak üzere kurulan komisyonun bir üyesi ve fiziki yanıklar konusunda çok büyük bir uzman olarak kabul gören Yuri Savaliev tarafından yayınlanan raporda geldi. Saveliev’e göre ilk patlamaya okulun yanındaki bir binanın beşinci katından lav silahıyla gece saat 1.30 sularında açılan ateş neden oldu. İkinci patlama 22 saniye sonra meydana geldi, bu patlamanın nedeni aynı caddedeki bir başka beş katlı binadan atılan 6.1 kg dinamite eşdeğer parça tesirli el bombasıydı. Savaliev’e göre, patlamalar cehennem gibi bir yer ortaya çıkardı ve spor salonunun tavanı çöktü ki bu da rehinelerin büyük bir kısmının ölmesine neden oldu. Geriye kalan 106-110 rehine ise teröristler onları yanan spor salonundan kafetaryaya geçirirken güvenlik güçlerince roket atarlar, lav silahları ve tanklar kullanarak açılan yoğun ateş altında hayatını kaybetti.
Savaliev komisyondaki tek uzmandı. Buna rağmen, vardığı sonuçları açıkladığında, komisyonun başkanı Alexander Torshin tarafından “kasıtlı bir sahtekarlık” yapmakla suçlandı. Ne var ki, Haziran 2007’de “Beslan Anneleri Grubu”nun üyeleri posta yoluyla olayların video görüntülerinin kopyasını ele geçirdi. Görüntüler Kuzey Osetya Vekili’nin bir çalışanı tarafından çekişmişti ve üç yıldır “kayıp” olduğu bildiriliyordu. Video görüntülerinde saat 15.00 sularında kendi istekleri ile spor salonuna girerek hayat kurtarmaya çalışan iki istihkam eriyle yapılan röportaj da yer alıyordu. Röportaj tahminen saat 16.00’da yapılmıştı, istihkam erleri isyancıların el yapımı bombalarının patlamamış durumda ve etkisiz hale getirilmiş olduğunu, duvarların yıkılmadığını söylüyorlardı. Röportaj, Savaliev’in vardığı sonucu doğruluyordu, spor salonu içerisinde herhangi bir patlama yaşanmamıştı.
Novay Gazeta’da yazan Milashina’ya göre, kasetler saat 15.08’de okul ve spor salonu bomba atarlar ve lav silahlarından çıkan yoğun ateşin altında kaldığını gösteriyor. İkisi beyaz biri siyah mantar gibi üç bulut okulun üzerinde yükseldi. Kaset toplam 13 patlama gösterdi. Özel kuvvetlerin başı General Alexander Tikhonov ateşkes emrini verip ateş kesildiğinde saat sadece 15.10’du. İki saatten daha uzun bir süre boyunca Tikhonov herkesin yangına müdahale etmesini yasakladı. 15.28’de başlayan yangın aslında söndürülebilirdi, 100’den fazla rehine canlı canlı yandı. Postmortem (ölüm sonrası) otopsilerde ölüm nedeni olarak termal şok kaydedildi, örneğin neredeyse kurbanların tamamının üst derileri kavrulmuştu. Rehineler mermi ya da kırıklardan başka yara göstermedi.
Çok sayıdaki ebeveynin ve çocuğun ölümünden kimin sorumlu olduğunu anlamımza katkı sağlayacak başka bir detay daha var. Çok sayıdaki görgü tanığının beyanına göre, Rusya saldırıya başladığında, teröristler hem kendilerini hem de imkansız gibi görünse bile rehineleri de kurtarmaya çalıştılar.
Bir okulun teröristlerce ele geçirilmesi tüm dünyanın dikkatini kriz boyunca oraya çektiyse de dikkatler uzun bir süre önce başka dehşetlere yöneldi. Şu var ki arkada bırakılan resim gerçekte insanlığa karşı bir Rusya suçuydu. Rus güçleri bir okulun savunmasız insanlarla dolu spor salonuna askeri doktrinin belirlenen hedefi yok etme şeklindeki klasik ilkesine göre saldırdı. 32 teröristi öldürmelerine rağmen, 342 masum rehineyi de mümkün olabilecek en korkunç şekilde topluca katlettiler, ve bunu krize son verebilecek olan Çeçenya’nın seçilmiş lideriyle müzakereleri yürütmesi konusunda anlaştıktan hemen sonra yaptılar. Aynı zamanda, okul baskını, Kuzey Osetya’daki hükümet binasında karışıklık yaratmaya amaçlayan başarısız bir Rus provokasyonunun meyvesiydi ki başarılı oldular, bu saldırı da masum hayatların büyük kaybıyla sonuçlandı.
Beslan’daki olayın üzerinden geçen beş yılda, ölüler gömüldü ve yaşananların acısı sadece küçük bir kesimce paylaşıldı. Ancak Rus yetkililerin okul baskınındaki tutumu uluslararası bir kaygı konusu olmalıdır, çünkü bu teröristlerinkinden farksız insanlığa karşı bir tavırdır.
Rus eylemleri tam olarak insanlığa karşı suç tanımına uymaktadır. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Roma Statüsü’ne göre, insanlığa karşı bir suçun değerlendirilebilmesi için, “özellikle iğrenç” bir suç olmalı ve “insanlık onuruna yönelik veya aşırıcı derecede küçük düşürücü veya insanlardan birini alçaltacak şekilde ciddi bir saldırı” yaratmalıdır. Çocukların canlı canlı yanmasına neden olan bu gelişigüzel saldırı başka türlü tanımlanamaz. Ayrıca suç hükümet politikasının bir parçası olmalı ve o “genel ve/veya sistematik uygulamayı” yansıtmalıdır. Rehinelerin öldürülmesi, Rus rejiminin siyasi hedeflerinin önceliğinin insanların yaşamları üzerinde tümüyle yanlış bir uygulamanın yansıtılmasıdır.
Bu koşullar altında Beslan trajedisinin gerçek hikayesinin korunması önemlidir. Bu küçük te olsa gelecekteki bir rehine krizinde mevcut Rus liderliğinin benzer taktiklerinden vazgeçirmeye yarayabilir. Ancak uzun bir süre karıştırılan ve örtbas edilen durumu açıklığa kavuşturacaktır. Son günlerde ortaya çıkan, “ABD-Rusya” ilişkilerini tecrübesiz ve bihaber yeniden kurma isteğinin de dahil olduğu siyasi olaylar, Rusya’yı açık bir şekilde görmediğimizi gösteriyor. Bu Batı’nın çıkarına değil. Ve elbette, tarih te kendi iddialarına sahip.
David Setter
01.10.2009/Forbes
*David Satter, Hudson Enstitüsü’nün kıdemli akademisyeni ve Johns Hopkins Üniversitesi Modern Uluslararası Araştırmalar Okulu’nun konuk bilim adamıdır. Bir Yale yayını olan son kitabı, “Şafak Vakti Karanlığı: Rus Suç Devletinin Yükselişi (Darkness at Dawn: the Rise of the Russian Criminal State) dir.
Tweet
o kadar karışık bir yazıki!beslan hakkında herkes farklı şeyler söylüyor.bizim bildiğimiz beslan olayı fsb tarafından düzenlenmiş ve suçu basayev ve diğer mücahidlerin üzerine atılmış bir olaydır.eğer yukarıdaki yazıya bakacak olursa bilgisiz bir kişi,bu olayı düzenleyenin basayev olduğunu ve basayevin bir terörist elebaşı olduğunu ayrıca çeçen mücahidlerinin çocukları rehin alarak mücahid değilde terörist olduğu kannatini doğuracaktır.ne yani?içerdekiler teröristti diye basayevdemi terörist?
hepsi yalan,gerçeği bilmek hakkımız.
lanet olsun tüm Egemen Emperyal sömürgeci güçlere, Lanet olsun onların yalanarına ,Lanet olsun oyunlarına, Lanet olsun oların ağzıyla konuşanlara, Lanet olsun onların demokrasilerine, Lanet olsun iibirlikçilerine, Lanet olsun 2 yüzlü dünya zihniyetine…
Bir yanıt bırakın!
Galeri »
Çeçen Ressam – Leçi Abaev
Çeçen ressam Leçi Abaev’in çalışmalarından bazı örnekleri sizlerle paylaşıyoruz.
Mp3 »
İmam Alimsultanov – Tolam (Mp3)
Ünlü Çeçen şarkıcı İmam Alimsultanov’a ait olan (şehit inşaAllah), 1997 yılında yayınlanmış “Tolam” adlı albümü Mp3 olarak sizlerle paylaşıyoruz.
Video »
Unutmanız Emredildi (Türkçe Fragman)
“Unutmanız Emredildi”, 1944 yılında tüm Çeçen-İnguş halkının Nazi Almanyası ile işbirliği yapmakla itham edilerek Orta Asya ve Sibirya’ya sürgün edilmesi sırasında Sovyet ordusu tarafından dağlık Khaybakh Köyü’nde canlı canlı yakılan 705 kişinin hikayesini konu edinen …
Wallpaperlar »
2014 Yılı Takvimi
Aylık yayınlanan “Marsho” adlı bağımsız, siyasi ve kültürel e-dergi için tasarladığımız 2014 yılı takvimini, dergi yayın kurulunun verdiği izin üzerine sizlerle paylaşıyoruz.
Arşivler
Kategoriler
Şarkı Listesi
Here is the Music Player. You need to installl flash player to show this cool thing!
Logolarımız
Rastgele Yazılar
Son Eklenen Video