Rusya’nın Vahşi Batısı
“Die-Welt” adlı Alman gazetesi, Moskova muhabirlerinin geçtiğimiz günlerde Çeçenya, İnguşetya ve Dağıstan’a yaptığı ziyaretlerden sonra gözlemlerini kaleme aldığı bir makaleyi yayınladı.
Makale genel olarak, Kuzey Kafkasya’yı hukuk kurallarının olmadığı bir bölge olarak tasvir ediyor.
Gazeteye göre, Kadirov’un köyü Khosi-Yurt’a (Tsentroi) ve kukla rejimin Grozny’deki parlamento binasına 2010 yılı içerisinde yapılan saldırılar nedeniyle Kadirovitsler oldukça tedirginler ve benzeri saldırıların yinelenmemesi için çok sıkı tedbirler alıyorlar. Öyle ki Kadirov’un son derece lüks konutuna giden yol üzerinde 2 km boyunca çeşitli güvenlik önlemleri alınmış vaziyette. Makalenin yazarı, Kadirov’un rezidansını “1001 gece masallarına” benzetiyor, bu tasvirinin nedeni olarak ise malikanede kullanılan altınları, arka bahçesindeki Kadirov’un kişisel hayvanat bahçesini ve garajda bulunan onlarca Mercedes 600 ile Porche Cayenne araçların varlığına gönderme yapıyor.
Yazar, Grozny kenti merkezindeki yeni yapılanmaya rağmen sıradan insanların yaşamının tam bir zıtlık sergilediğine değiniyor. Yazar kent merkezinde kimi binaların duvarlarına asılmış küçük kağıt ilanlar gördüğünü, bu ilanların akrabaları kaçırılanların umutsuz yakınlarınca asıldığını belirterek, gördüğü ilanlardan birisinde yer alan ifadeye de yazısında yer veriyor: “Ruslan’ı gören kimse var mı?… 30 Eylül tarihinden bu yana kayıp…”
Argun kenti yakınlarından Tamara adlı bir bayan, kızının engelleme çabalarına rağmen yabancı bir muhabir görmüş olmanın etkisiyle hissettiklerini aktarmaya çalışıyor: “Grozny’nin dışarıdan görünüşü mükemmel. Ama buradaki insanlara olanları kimse öğrenemiyor. Sanki Stalin döneminde gibiyiz, herkes ağzını kapalı tutuyor. Ama birileri konuşmalı, birileri gerçekleri anlatmalı…”
Tamara oğlu Valid’in fotoğrafını göstererek hikayesini anlatmaya başlıyor. Valid bir boyevikmiş, yani bir yer altı savaşçısı (Çeçen mücahit). Valid 18 yaşına bastığında, evden ayrılmış ve Ruslara karşı savaşmak için dağlara gitmiş. Oradaki zor koşullara pek fazla dayanamamış ve Kadirov’un “affına” inanarak geri dönmüş. Hemen tutuklanmış ve hapsedilmiş, ancak bir süre sonra iyi halden ötürü serbest bırakılmış. Ama cehennem hayatları esas bundan sonra başlamış.
Tamara, “Maskeliler tekrar ve tekrar geldiler. Onu, beni, kızımı ve çocukları dövdüler. Dizlerine kapanıp ağlıyor ve Ondan ne istiyorsunuz? Af sürecinde döndü, affedildi diye onlara yalvarıyordum” diyor.
Annesi sonunda Valid’i Çeçenya’dan ayrılıp Türkiye’ye giderek güven içinde yaşaması fikrine ikna etmiş ama kaçış yolunda yakalanmış ve hapsedilmiş. Uydurma suçlamalarla hapiste tutulmuş. Sakalları uzadığında ise üzerine askeri üniformalar giydirilmiş ve ormanda vurulmuş. Tamara, “Onu televizyon ekranlarında gösterdiler, öldürülen bir boyevik (mücahit) olduğunu söylediler” diyor. Kurbanın annesine göre, Argun’da 18 boyevik aftan yararlanmış ama onlardan sadece üçü hayatta kalabilmiş.
Makalede İnguşetya’daki kötü duruma da değiniliyor. İnguşlar ülkedeki korku ortamı ve hukuksuzluğa örnekler veriyorlar. Gazeteye konuşanlar, militianın (güvenlik güçlerinin) barışçıl sivillere saldırdığını, onları dövdüğünü ve tehdit ettiğini anlatıyorlar.
Makaleye göre, Kuzey Kafkasya, Rusya’nın en büyük düello arenası haline geldi ve Moskova bölgeyi kaybetme riski ile karşı karşıya. Çatışmanın dinsel görüşünün ardında, iktidarın ve sömürgecilerin çıkarları içerisinde devlet bürokrasinin merhametsizliğiyle alaycılığından kurtulmaya çabalayan umutsuz insanlar var aslında. Özünde, Kuzey Kafkasya, Rusya’nın bir aynadaki yansıması. Bu öyle bir ülke ki iktidardakilerin çıkarları yasalar karşısında baskın çıkıyor. Ülkedeki durum 2014 Soçi Olimpiyat Oyunları ile birlikte daha da kötü bir hal aldı. Yeniden devlet başkanı olmak isteyen Putin ise, ülkesinin liderliği altında nasıl başarılı bir şekilde kalkındığını göstermek istiyor, bu her ne pahasına mal olursa olsun.
Tweet
Bir yanıt bırakın!