Rus İşgalcilerin Grozny’de Bozguna Uğratılışının 16.Yıldönümü
Rus zırhlı birlikleri, 31 Aralık 1994 tarihinde sabahın erken saatlerinde Çeçen başkentine saldırıya başladı. 90 bin kişiden oluşan saldırganlar grubu ağır ve hafif askeri donanım, topçu blokları, roket füze fırlatma rampaları ile yan silah ve ekipmanların desteğinde hava kuvvetlerinin koruması ve şiddetli hava saldırıları altında üç koldan Dzhoxar’a (eski Grozny) girdi.
Çeçen komuta kademesinin emri üzerine, tıpkı 26 Ekim 1994 tarihinde Moskova destekli muhalefetin Grozny’e yaptığı saldırıya izin verildiği gibi Rus güçlerinin kent merkezine girmesine müsaade edildi. Akabinde ise ünlü Çeçen karşı saldırısı başladı. Sadece bir gün içerisinde gelişmiş Rus askeri müferezeleri ve askeri ekipmanları yok edildi.
Başkanlık Sarayı’nın önünde şiddetli çatışmalar yaşandı. Çeçen piyade birlikleri ve köylülerden oluşan mobil gruplar bomba atarlar vasıtasıyla tanklara ve zırhlı personel taşıyıcılara ateş açtılar.
Birkaç tanktan oluşan Çeçen birliği zaman zaman şehir merkezine girerek düşman güçlerine ateş açtı. Ancak Çeçen komuta kademesi çatışmaların üçüncü gününde Çeçen zırhlı araçlarını kullanmaya bir son verdi, çünkü köylülerden meydana gelen savaşçılar grubu kimi zaman bunları Rus güçlerine ait tanklar zannederek ateş açıyordu.
Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Devlet Başkanı Yardımcısı Zelimkhan Yandarbiyev kuvvetlere yerinde kumanda etmeye çalışıyor, Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Silahlı Kuvvetler Ana Personel Şefi Aslan Maskhadov ise Başkanlık Sarayı’ndan doğrudan şehrin savunmasını sevk ve idare ediyordu.
Devlet Başkanı Dzhoxar Dudaev saldırılar sırasında Grozny’nin batısındaki Aldy yerleşim alanında kurulan yedek karargahtan Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Silahlı Kuvvetleri’nin operasyonlarını koordine ediyordu.
Büyük kısmı köylü sivillerden oluşan Çeçen mücahitler, 31 Aralık 1994 tarihinde saldırıya geçen Rus ordusunu Ocak 1995’in ilk günlerinde param parça etti. Daha sonra da Çeçen savaşçıların ve silahına sarılmış köylülerin cesaret ve karalı gücünü ortaya koyduğu pek çok çatışma yaşandı.
Yüzlerce askeri teçzihat ve öldürülen binlerce Rus askerinin cansız bedenleri Çeçen başkentinin caddelerinde yatıyordu. Grozny muhaberesinde Rus ordusunun asker ve subay açısından kaybı toplamda 18 bin ile 22 bin arasında oldu. Ayrıca Çeçen bomba atarlarıyla Rus güçlerin 1.200’den fazla askeri ekipmanı yanıp küldü.
Özellikle Rus Maikop Motorize Tugayı’nın tamamen yok edildiği tren istasyonundaki çatışma çok iyi biliniyor.
Sadece Mart 1995’in ortalarında Çeçen ordusunun büyük bir bölümü başkentten ayrıldı ve Şamil Basayev’in emri ile televizyon kulesini havaya uçurdu.
Tüm bu gerçeklere rağmen, Rus propogandası hala, yüzde doksanı hayatında ilk defa eline makinalı silah alan basit köylülerden oluşan Çeçen ordusunun muhteşem askeri başarısına gölge düşürmeye çalışıyor.
Rus işgalcilerin komuta kademesi ve generalleri, gerçekte var olmayan Dudaev’in “makinalı tüfek kuleleri” ve “yer altı sığınakları”, Rus askerlerin inanılmaz kahramanlıkları ve çabaları ile ele geçirilmek zorunda kalınan çok aşamalı “savunma hatları” ile Dudaev’in günlük 1.000 Amerikan doları ödediği Baltık ülkelerinden keskin nişancı kadınlar, paralı askerler hakkındaki efsaneleri dillendirmeye devam ediyor.
Bu makalenin yazarı yaşanan olaylara bizzat katılmış birisi olarak, örnek vermek gerekirse, Rus general Rokhlin’in birliğinin Komunist Gençlik Evi, Stary Bölgesi Komunist Parti Komitesi binası, Bakanlar Konseyi binası ve Otel “Kafkas”da mevzilenen birkaç düzine Çeçen savaşçı tarafından bir buçuk ay boyunca hareket edemez hale getirildiğine tanıklık edebilirim.
Rus askeri birlikleri için dayanılmaz olan tek güç, Allah’ın inayetine inanarak savaşmaya gelen basit bir Çeçen köylüsüydü.
Kavkaz Center için I.Said
Tweet
Biri İŞGALCİ, diğeri VATANINI SAVUNUYOR.. İki tarafa da eşit mesafede duran ister istemez işgalden yana taraftır!..
Türkiye Çerkes diasporası ABD’nin ve uydusu Türkiye devletinin politikalarındaki değişime ve Rusya’nın baskı, dezenformasyon ve kara propagandasına paralel olarak Çeçen halkının katledilmesini, sürgüne ve soykırıma tabi tutulmasını görmezden geldiği zaman tarihinin en ciddi kırılma noktalarından birini yaşadı. Ve virüs yayıldı
BİRİMİZ BİLE TUTSAKSA, HİÇBİRİMİZ ÖZGÜR DEĞİLİZDİR!
V.D
Bir yanıt bırakın!