TBMM İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın Çeçenya Üzerine Sözleri (1999)
![TBMM İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın Çeçenya Üzerine Sözleri (1999)](https://www.waynakh.com/tr/wp-content/themes/arthemia-premium/scripts/timthumb.php?src=wp-content/uploads/2012/11/bulent-akarcali.jpg&w=150&h=150&zc=1&q=100)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 21.Dönem’de (18 Nisan 1999 – 14 Kasım 2002) görev yapmış Anavatan Partisi İstanbul milletvekili Bülent Akarcalı’nın 2000 malî yılı bütçesiyle ilgili görüşmeler sırasında Çeçenya üzerine sarf ettiği sözler.
ANAP GRUBU ADINA BÜLENT AKARCALI (istanbul) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Anavatan Partisi Grubu adına, Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerinde konuşacağım.
…
Şimdi, burada, izin verirseniz, benzer bir belgeyle Meclise bilgi vermek istiyorum. Burada, Çeçenistan söz konusu olduğunda, Sayın Cengiz Çandar’ın bir yazısı bilgi olarak Meclise sunuldu.
…
Değerli arkadaşlarım, değineceğim ikinci nokta Kafkaslarla ilgilidir. Çeçenistan’da Rus politikası, katliam ve şiddet yoluyla tehcirdir. 21 inci Yüzyılda, dünya, katliama dayalı bir tehcire şahit olmaktadır ve biz de, bunu, yalnız ve yalnız seyretmek durumundayız. Buna göz yumamayız; ama, maalesef, yummak zorunda kaldık. Hiç olmazsa mübarek ramazanda Çeçenli Müslüman kardeşlerimize sahip çıkmalıyız diyorum. Aslında, pek çıkamadık; ama, bundan sonra yapılabilecek olan var. O da, en azından, hakiki anlamda insanî yardımın bu kardeşlerimize eriştirilebilmesidir.
Değerli arkadaşlarım, bu arada Gürcistan’a teşekkür borçluyuz. Bizim yapamadığımızı, ufacık Gürcistan yaptı; Çeçen mülteci, hasta ve yaralılara kucak açtı, Rusya’nın direkt tehditi altında olmasına rağmen bu cesareti gösterdi. Bizim Çeçenistan’a direkt bir yardım yapma imkânımız yok ise, Gürcistan’a gelen bütün bu insanlara, dindaş ve komşularımıza, her türlü yardımı yapmak için imkânımız vardır inancındayım.
Şimdi, denilebilir ki, bizde bunca depremzede varken, bir de buralara nereden para bulabiliriz. Bunu diyenler olabilir mi? Bence olmaz; ama, varsayalım ki, bu soru soruldu. Paramız var mı?
Değerli arkadaşlarım, paramız var. Eğer paramız olmasaydı, daha geçen ay Paris’teki büyükelçiliğin rezidansının tamiri için 18 milyon Fransız Frangını gönderebilir miydik; bu 3 milyon doları aşıyor, gönderemezdik. Türkiye olarak bir düşünün. Biz, bu 18 milyon Fransız Frangını, o rezidansın tamirini altı ay geciktirip Gürcistan’a gönderseydik, ne olurdu acaba? Hadi bırakalım 18 milyon frangı, 3 milyon doları, iki tane yeni alınacak 420 Mercedes’in bedeli olan 500 000 doları oraya göndermeyip Gürcistan’a gönderseydik, Türkiye bunda biraz yücelmez miydi; muhakkak ki, yücelirdi.
Bunu şundan söylüyorum. Paramız yok gerekçesi, geçerli gerekçe değildir; bunu kabul edelim. Bu örneklerle de bunu göstermiş olduğuma inanıyorum.
…
TBMM Tutanak Dergisi- 22.12.1999 – Birleşim:40 – Cilt:21 – Sayfa: 373-374-375
©Waynakh Online
YASAL UYARI
Sitede yer alan materyallerin tüm hakları Waynakh Online’a aittir. Bu materyaller (haberden/makaleden/tercüme eserden sadece alıntı yapılsa dahi) ancak kaynak gösterilerek ve aktif link verilerek kullanılabilir.
Bir yanıt bırakın!