TBMM Konya Milletvekili Veysel Candan’ın Hükümete Çeçenya Eleştirisi (1999)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 21.Dönem’de (18 Nisan 1999 – 14 Kasım 2002) görev yapmış Fazilet Partisi Konya milletvekili Veysel Candan’ın meclis görüşmeleri sırasında hükümetin Çeçenya politikasına yönelik getirdiği eleştiriler.
VEYSEL CANDAN (Devamla)- …Bakın değerli arkadaşlar, Kafkaslar, Türk devletleri demişiz… Çeçenistan’da katliam oluyor, hükümetin hiç sesi çıkmıyor. Hatta, Cumhurbaşkanı “bu, Rusya’nın iç meselesidir” diyor, Başbakan “bu kendi meseleleridir” diyor; MHP kanadından da hiç ses çıkmıyor. Katliam… 1 milyon Çeçen halkı orada… (MHP sıralarından “Yalan söylüyorsun” sesleri)
BAŞKAN – Sayın Candan, bu, maddenin kapsamı içerisinde midir?!.
VEYSEL CANDAN (Devamla) – Bitiriyorum efendim.
BAŞKAN – Bunun kapsamı içerisinde değil Çeçenistan.
VEYSEL CANDAN (Devamla) – Müsaade edin… (MHP sıralarından “Yalan söylüyorsun” sesleri)
Sizin adınıza Başkan söyler, itiraz etmeyin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN -Bir dakika efendim… Bir dakika…
Malumunuz, Sayın Cumhurbaşkanının burada cevap verme yetkisi yok. Sayın Cumhurbaşkanına laf atmayın. AGİK toplantısında da, Sayın Cumhurbaşkanının tutumu, Türk Devletinin tutumuydu.
VEYSEL CANDAN (Devamla) – Biz katılmıyoruz…
BAŞKAN – Millî bir meseledir. İstirham ederim.
MAHFUZ GÜLER (Bingöl) – Tutumu çok yüz kızartıcı, Sayın Başkan.
VEYSEL CANDAN (Devamla)-Bir dakika efendim… Mikrofonu açar mısınız?..
BAŞKAN – Açacağım efendim, tabiî açacağım.
VEYSEL CANDAN (Devamla)-Açın… Açın…
BAŞKAN – Sözünüzü kestim, söz vereceğim.
VEYSEL CANDAN (Devamla) – Sayın Başkan, siz, maşallah, konuşmacılardan çok konuşuyorsunuz, Kamer Genç’e de rahmet okutuyorsunuz maşallah! Yani, müsaade edin de, cümlemi tamamlayayım. Ben burada şunu söylemeye çalışıyorum…
BAŞKAN – Cevap verme hakkı olmayanlara sataşırsanız, ben de konuşmak mecburiyetinde kalırım.
VEYSEL CANDAN (Devamla) – Siz Cumhurbaşkanının sözcüsü değilsiniz, onun basın sözcüsü var…
BAŞKAN – Sözcüsü olarak demiyorum efendim. Sayın Erbakan için de sataştılar geçen gün, ben müdahale ettim. O zaman da siz beni alkışladınız.
VEYSEL CANDAN (Devamla) – İyi de, cümlemi bitireyim. Kanaatimi söyleyeceğim ben burada Başkan. Cümlemi bitireyim…
BAŞKAN – Peki efendim, buyurun. Ben sürenizi kesmedim ki.
VEYSEL CANDAN (Devamla) – Ben aleyhinde olduğumu söylemedim, açıklamalar yanlış dedim. Yine söylüyorum; Sayın Cumhurbaşkanının açıklaması da yanlış, Başbakanın açıklaması da yanlış. Orada katliam oluyor. Orada yapılacak iş, Rusya’yla yapılan anlaşmayı askıya almak ve Rusya ile Çeçen halkını masaya oturtmaktır. Bunu söylüyorum. Bu, benim kişisel kanaatimdir milletvekili olarak. Cumhurbaşkanının söylediği beni ilgilendirmiyor ve katılmıyorum da. Başbakanınkine de katılmıyorum. Öyle şey olmaz. (FP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)
Değerli arkadaşlarımız, biz, burada, kimseyi rencide etmek için bir şey söylemiyoruz; ama, Cumhurbaşkanının görüşüne katılmamak suçsa, bir daha, çıkar çıkmaz, evvela, konuşmalarımızı Cumhurbaşkanının görüşüne göre ayarladığımızı ifade eder ondan sonra başlarız.
…
ŞEVKET BÜLEND YAHNİCİ (Ankara) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun efendim.
ŞEVKET BÜLEND YAHNİCİ (Ankara) – Efendim, Sayın Cumhurbaşkanıyla ilgili beyanlar bizi ilgilendirmez; ama, Milliyetçi Hareket Partisinin Çeçenistan hakkındaki görüşleri ortadadır. Genel Başkanımızın, daha bu hafta salı günkü toplantıda; evvelki hafta, aynı şekilde şahsımızın basın toplantısı ve arkadaşlarımızın toplantıları… Çeçenistan konusundaki hassasiyetimize burada dil uzatamazlar. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
VEYSEL CANDAN (Konya) – Sayın Başkan… (MHP sıralarından gürültüler)
Müsaade eder misiniz Sayın Başkanım…
NAİL ÇELEBİ (Trabzon) – Sayın Candan, sen niye konuşuyorsun?..
BAŞKAN – Bir müsaade eder misiniz… Sayın Candan açıklama yapacak. (MHP sıralarından gürültüler)
Bir dakika efendim… Açıklasın Sayın Candan, sonra siz efendim…
VEYSEL CANDAN (Konya) – Bir kere, ben, konuşmamda şunu vurgulamak istedim: Şu ana kadar, gerek Cumhurbaşkanının açıklamaları gerek Başbakanın Hükümet adına yaptığı açıklamalar -ki, bu Hükümetin içerisinde MHP de vardır- yetersizdir ve milletin görüşünü yansıtmamaktadır. Kanaatim o ki, Rusya’yla olan ilişkilerimizi, ticarî ilişkilerimizle ortaya koymak kaydıyla, orada 1 milyon insan üzerinde yapılan bir katliam var. En azından, hükümet üyelerinin -MHP’si, DSP’si, ANAP’ı da dahil- daha gür, daha iş bitirici netice verecek bir açıklama yapmaları veya girişimde bulunmaları gerekirdi; gerekeni yapmadılar diyorum, hepsi bu…
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
OKTAY VURAL (izmir) – Sayın Başkan, aynı şeyleri tekrarlıyor…
…
İSMAİL KÖSE (Devamla) – …Bitireceğim Değerli Başkanım. Daha henüz sataşmaya cevap vermedim. Yani, şu anda, diyorum ki, bu muhabbeti bozmaya kimsenin hakkı yoktur. Burada, huzur içerisinde, ülkeye faydalı olan ve ekonominin gerçekten beyni olan, sermaye dediğimiz, ekonominin en önemli faktörünün yasasını çıkarıyoruz. Böyle bir çalışma içerisinde olduğumuz bir anda, efendim; Çeçenistan meselesini sokmanın, başka konulan getirmenin manası yok, ben onu demek istiyorum. Bunu bahane ederek, Milliyetçi Hareket Partisine… (FP ve MHP sıralarından karşılıklı konuşmalar)
Sayın Başkan, izin veriyor musunuz?..
BAŞKAN – Efendim, karşılıklı konuşmayın da, Sayın Köse konuşmasını bitirsin.
Buyurun efendim.
İSMAİL KÖSE (Devamla) – Şimdi, Milliyetçi Hareket Partisine, Çeçenistan’ı bahane etmek suretiyle bir husumet tevcih etmenin manası yok. Milliyetçi Hareket Partisi, huzurdan yanadır, çalışmadan yanadır ve böyle önemli yasaların çıkarılmasından yanadır. Bunu çok denediniz, çok tahrik ettiniz; ama, değerli milletvekillerimiz bu tahriklere kapılmamıştır, kapılmayacaktır; ülkemizin, milletimizin meselesi neyse, sabırla, o istikamette yasama görevini yapacaktır.
Çeçenistan, bizim en önemli meselemizdir. Oradakiler bizim canımızdır, kardeşlerimizdir; ama, Türkiye’nin de bir dış politikası vardır. Bu devletin millî politikaları çerçevesinde, ne yapılması gerekiyorsa, hükümetimiz onu yapacaktır. Bosna için de aynı şeyler söylenmiştir. Bosna’nın ateş çemberine alındığı gün oraya silah gönderen, yine -söylemek istemiyorum, ama- Hırvatistan sınırlarından içeriye, Bosna’ya her türlü imkânları götürenin kimler olduğu da tescil edilmiştir. O itibarla, şimdi, burada, Milliyetçi Hareket Partisinin, millî meselelerde, dış meselelerde, Kafkaslarda, Türk cumhuriyetlerinde, kısaca bu konulardaki hassasiyetini siz çok iyi bilirsiniz. Bilmenize rağmen, bam telimize basmayın, gelin, bu mübarek günde, şu ülkenin hayrına olan yasaları çıkaralım. (MHP sıralarından alkışlar) Birbirimizi kırmayalım, incitmeyelim. Ramazan, sevgi ayıdır, saygı ayıdır, inançlarımızın gereği birbirimize en güzel duygularımızın ifadesinin edildiği aydır. Hepinize saygılar sunuyorum; sağ olun. (MHP sıralarından alkışlar)
…
TBMM Tutanak Dergisi- 09.12.1999 – Birleşim:31 – Cilt:19 – Sayfa: 55-58
©Waynakh Online
YASAL UYARI
Sitede yer alan materyallerin tüm hakları Waynakh Online’a aittir. Bu materyaller (haberden/makaleden/tercüme eserden sadece alıntı yapılsa dahi) ancak kaynak gösterilerek ve aktif link verilerek kullanılabilir.
Bir yanıt bırakın!