Türkiye’deki Çeçen Temsilciye Yönelik Suikast Rusya’yı İşaret Ediyor
Djokhar ve Tamerlan Tsarnaev adlı iki kardeşin Boston Maratonu’ndaki terörist saldırıyı gerçekleştirmekle suçlanması ve kardeşlerle bağlantısı olduğu iddia edilen İbragim Todaşev adlı bir diğer Çeçen’in Florida’da öldürülmesinin yarattığı yankı içerisinde Türkiye’de bir Çeçen’in suikaste kurban gitmesi uluslararası medyanın pek dikkatini çekmedi. Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Türkiye Fahri Konsolosu Medet Ünlü, Ankara’da uğradığı bir silahlı saldırı ile öldürüldü. Ünlü, Akhmed Zakayev’in Türkiye’deki vekili ve bağımsız Çeçen devleti idealini sürdüren Çeçenlerin resmi temsilcisiydi.
Ünlü, Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Daimi Temsilciliği olarak kullandığı ofisinde vurularak öldürüldü. Çevredeki güvenlik kameraları iki şüphelinin ofisin yakınlarındaki görüntülerini kaydetti. Soruşturmayı yürüten birime göre, şüpheliler kendilerini Çeçen işadamı olarak tanıttı ve Medet Ünlü’yle görüşmek üzere ofisinde yalnız olduğu akşam saatine bir randevu aldı. Birisi dışarıda arabada beklerken, diğeri ofise giderek susturucu takılı bir tabanca ile Çeçen diplomatı öldürdü. Türkiye’deki yeraltı dünyasında “Dayı Murat” lakabıyla tanınan Murat Aluç isimli bir Türk vatandaşı cinayetle ilgili olarak Türkiye polisi tarafından şüpheliler arasına eklendi ama polis cinayetten bu yana henüz ona ulaşabilmiş değil. Ayrıca, Aluç’un daha önce organize bir suç şebekesine üye olmaktan iki yıl hapiste yattığı ortaya çıktı.
Bu arada, Türkiye polisi olayla ilgili olarak üç şüpheliyi gözaltına aldı, ancak bunlardan birisi suikastın arkasında olan ismin kendisiydi, ne var ki ilk sorgusunun ardından serbest bırakıldı. Zanlı, Ruslan Kemal takma adını kullanan Rizvan E adlı etnik bir Çeçendi ama Türkiye polisi zanlının tam adını yayınlamadı. Serbest bırakılmasından birkaç gün sonra, polis bu ismin cinayeti organize eden şahıs olduğunu tespit etti ama güvenlik güçleri yerini tespit edemedi. Soruşturma birimine göre, zanlı suikastı gerçekleştirmesi için Murat Aluç’a 30 bin Türk Lirası ödemişti. Türk yetkililere göre, zanlı serbest bırakıldıktan sonra Rusya’ya kaçmıştı. Türkiye makamları, zanlı Ruslan Kemal’in yerinin tespit edilerek yakalanması ve Türkiye’ye iade edilmesi için Rusya’ya başvuruda bulundu. Türkiye’de daha önce Çeçenlere yönelik gerçekleştirilen suikastlerin aksine, bu defa kurban Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı dahil olmak üzere pek çok üst düzey siyasi isim ile yakın ilişki içerisindeydi, bu nedenle polisin bu cinayeti çözmek için ciddi bir çaba sarf edeceği düşünülebilir. Ancak yine de, eğer bu suça Rusya’daki nüfuzlu kişiler dahil olmuşsa, Türk yetkililer, bir Çeçen aktivistin öldürülmesiyle Moskova ile aralarındaki ilişkilerin ortaya çıkmasına müsaade etmeyecektir.
Medet Ünlü, Türk vatandaşı olan etnik bir Çeçen’di, ataları 19.yüzyıldaki Rus-Kafkas savaşları sonunda Osmanlı İmparatorluğu topraklarına hicret etmişti. Kahramanmaraş iline bağlı Çeçen yerleşim birimi Çardak’ta dünyaya gelmişti. Ünlü, başarılı bir işadamıydı ve yirmi yılı aşkın süredir de Çeçen bağımsızlığının savunucularına yardım ediyordu. İşte bu yüzden doğal olarak, Medet Ünlü’nün ailesi cinayetin arkasındaki isim olarak hemen Ramzan Kadirov’u suçladı. Londra’da siyasi mülteci olarak ikamet eden ve Çeçen bağımsızlığının yılmaz aktivisti Akhmed Zakayev’de, Medet Ünlü cinayetinden dolayı Rus gizli servisini suçladı.
Ünlü cinayeti, Türkiye Kafkas diasporası tarafından öfkeyle karşılandı, Ankara’da ve İstanbul’da Rus konsoloslukları önünde protesto eylemleri düzenlendi. Göstericiler, Rusya’yı cinayetin planlayıcısı olmakla suçladı. Türkiye’deki televizyon kanalları da, Çeçen diasporası ile çalışanları davet ettiği çeşitli programlar gerçekleştirdi. Kafkasya ile bağlantılı Türkiye’deki bir komitenin üyesi olan Mehdi Nüzhet Çetinbaş, Medet Ünlü cinayetinin Türkiye Kafkas diasporasını sindirmek ve Kafkasya’dan gelen sığınmacıları korkutmak amacını güttüğünü ifade etti.
Aslında, bu geride bıraktığımız yıllarda, Çeçen bağımsızlığını destekleyen Türkiye vatandaşı Çeçenlere yönelik gerçekleştirilmiş ikinci cinayet. İlki Kahramanmaraş Çeçen Komitesi’nin başındaki Necdet Gün’dü, evinde uğradığı bir saldırı ile hayatını kaybetmişti. Hem Ünlü hem de Gün, 19.yüzyıl sonunda Türkiye’ye yerleşmiş Çeçen diasporasının üyeleriydi.
İkinci Rus-Çeçen Savaşı’nın başladığı 1999 yılından bu yana 6 Çeçen sığınmacının ve Kuzey Kafkasya’da silahlı direniş veren (sanal) Kafkasya Emirliği’nin temsilciliğini yapan bir Karaçay’ın Türkiye’de uğradıkları silahlı saldırılar ile hayatlarını kaybettiğini belirtmeliyiz. 16 Eylül 2008 tarihinde, gazi Çeçen savaşçı Gazi Edilsultanov, İstanbul’da vurularak öldürüldü ve Türkiye medyasında konu geniş çaplı olarak tartışıldı, öyleki Rusya’dan Türkiye’ye üç kişilik bir ölüm ekibi geldiği, suikastın hemen ardından İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan çıkış yaptıkları ve saldırganlardan birisinin yaralandığı iddia edildi. 9 Aralık 2008’de, İstanbul’da bir başka gazi Çeçen savaşçı İslam Janibekov öldürüldü. 27 Şubat 2009’da gazi Çeçen saha komutanı Musa Ataev, İstanbul’da üç kurşun ile vurularak öldürüldü. 16 Eylül 2011 tarihinde, Berg-Khazh Musaev, Rustam Altemirov ve Zaurbek Amriev adlı üç Çeçen sığınmacı İstanbul’un göbeğinde vurularak öldürüldü. Musaev’in, (sözde) Kafkas Emirliği yapılanmasının lideri Doku Umarov’a yakın bir isim olduğu biliniyor. Türkiye medyası tüm bu cinayetlerde Rusya’nın parmağı olduğunu gündeme taşıdı. Türkiye’de birbiri ardına işlenilen bu cinayetler, açık bir şekilde bu olayların diaspora üyeleri arasındaki iç çekişmelerin bir neticesi olmadığını, ancak Kuzey Kafkasya’dan gelen sığınmacıların özellikle Türkiye’deki Rus yetkililer tarafından hedef alındığını gösteriyor, zira tüm bu kurbanların ortak özelliği Kuzey Kafkasya’daki Rus politikalarına muhalif olmalarıydı.
Türkiye’nin başkenti Ankara’da, Çeçen konusunda çalışan bir Türkiye vatandaşının arsızca katledilmesi, yurtdışında yaşayan Çeçenlerin ağızlarının kapatılmasını isteyen bir gücün sergilediği şovdan başka bir şey değil. Kuzey Kafkasya ile ilgili olarak yurtdışında gerçekleştirilen her türden siyasi faaliyet, Rus yetkililer tarafından öfkeyle karşılanıyor. Rusya, Kuzey Kafkasya ve özellikle Çeçenya politikasından rahatsız olan herkesi sindirmek için elinden gelen her türlü çabayı sergiliyor. İşlenilen bu son suç sonuncusu değildi ve Türkiye’deki yetkililer Çeçen aktivistlerin siyasi cinayetlere kurban gitmeleri hakkında açık ve net açıklamalar yapmadığı sürece, Kuzey Kafkasya’daki silahlı direnişe karşı savaşan güçler, örneğin Rus güvenlik servisleri, Türkiye’ye kaçan Çeçen bağımsızlık yanlılarının gücünü zayıflatmak için herşeyi yapacaktır. Buna bağlı olarak ise Türkiye’deki Çeçenlerin öldürülmesi konusu yeniden ve yeniden gündeme gelecektir.
Mairbek Vatchagaev
Eurasia Daily Monitor Volume: 10 Issue: 107
06.06.2013 – The Jamestown Foundation
©Waynakh Online
YASAL UYARI
Sitede yer alan materyallerin tüm hakları Waynakh Online’a aittir. Bu materyaller (haberden/makaleden/tercüme eserden sadece alıntı yapılsa dahi) ancak kaynak gösterilerek ve aktif link verilerek kullanılabilir.
Medet Ünlü ÖLDÜRÜLDÜ.Bir kaç gün sadece ah vah edildi ve böyle bitecek mi?İki tane ağaç kesiliyo diye millet birbirine giriyor ama bizim Medetimiz için hiç bir şey hala yok bu konu da unutulup gidilmesin biz çeçen milleti olarak hiç bir zaman ayrım yapmadık yaşadığımız toprak, ekmek yediğimiz yer nereyse orası milletimizdir yurdumuzdur dedik.Bize sorduklarında sadece soyumuz farklı biz TÜRKÜZ diyebildik gururla.tek dileğimiz var piyonlar ve asıl katiller bulunsun.
Bir yanıt bırakın!