“Medet Önlü için Adalet” Girişimi Basın Toplantısı Yaptı
Daha önce sitemizden duyurusunu yaptığımı üzere 16 Nisan 2014 Çarşamba günü Taksim Hill Otel’de Kafkasya Forumu ve İnsan Hakları Derneği’nin öncülüğünde Medet Önlü suikastiyle ilgili bir basın toplantısı gerçekleştirildi.
Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Türkiye Fahri Konsolosu Medet Önlü’nün, 22 Mayıs 2013 tarihinde Ankara’da suikast sonucu yaşamını yitirmesine ilişkin açılan soruşturmanın üzerinden bir yıla yakın süre geçmesine rağmen ilerleme olmamasına dikkat çekmek amacıyla İHD İstanbul Şubesi ve Kafkasya Forumu tarafından Taksim Hill Otel toplantı salonunda düzenlenen basın toplantısına Kafkasya Forumu adına Alper Hraça, yaşamını yitiren Medet Önlü’nün kızı ve avukatı Zelina Önlü ile İHD Merkez Yürütme Kurulu üyesi Meral Çıldır’ın yanı sıra çok sayıda insan hakları savunucusu katıldı.
Basın toplantısında ilk olarak sözü alan Kafkasya Forumu adına Alper Hraça, Önlü’ye yapılan suikastın ardından bir yıla yakın süre geçmiş olmasına rağmen TMK 10. Madde ile görevli Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından açılan soruşturma dosyasının tamamlanmadığına dikkat çekti. Hraça, soruşturmada ilerleme kaydedilmediği gibi delillerin de karartılmaya çalışıldığını söyledi. Emniyetin saldırıyı “ticari bir mesele” olarak medyaya servis etme çabası içinde olduğunu belirten Hraça, “Suikast sonrasında, katil zanlılarının ve azmettiricinin kimliğinin belirlenmesini sağlayan deliller, hesapta olamayan bir kamera ve varlığını kimsenin bilmediği Önlü’ye ait Çeçence yazılmış bir günlük sayesinde bulunmuştur. Saldırıyı medyaya ticari bir mesele olarak servis etme çabasında olan emniyetin senaryosu hesapta olmayan bu kanıtlarla bozulmuştur” dedi.
Suikastı gerçekleştirenler ve azmettiricinin bilindiğini iddia eden Alper Hraça, emniyetin daha önce basına sızan delillerin dahi varlığı reddeder bir tutum içinde olduğunu belirterek, “11 aydır dosya tamamlanmadığı gibi soruşturmanın genişletildiğine dair herhangi bir işaret de söz konusu değil. Gizlilik kararı dava dosyasına hukuken yetkili olmalarına rağmen Önlü ailesinin ve avukatlarının erişimine izin verilmemiştir. Dosyanın akıbeti belirsizdir. Özellikle Rusya vatandaşı olan azmettiriciye dair çok kesin bilgiler mevcutken, emniyet bu şahısla ilgili hiçbir bilgiye ulaşılamadığını iddia etmektedir” şeklinde konuştu.
Medet Önlü hakkında bugüne kadar hükümetten yana herhangi bir açıklamanın yapılmamasını da eleştiren Alper Hraça, hükümetin sorumluların bulunması yönünde bir çabasının olmadığını da sözlerine ekledi. Medet Önlü suikastına yönelik emniyet, yargı ve hükümetin tutumlarıyla ilgili ortaya çıkan soru işaretlerine dikkat çeken Hraça, “TBBM, Başbakanlık ve Genelkurmay binalarının son derece yakınında bir konumda gerçekleştirilen suikast ardından zanlı, tüm kamera ve takip imkanlarına rağmen kaçmayı nasıl başarabilmiştir? Emniyet tüm delilleri birkaç haftada toplamasına rağmen dosyayı savcılığa neden 4 ay sonra vermiştir? Önlü’nün yakınları ve müdahil avukatlar, hakları olmasına rağmen neden aylar boyunca dosyaya erişim sağlayamamıştır? Suikastın azmettiricisi Rizvan Esbulatov neden olaydan 2 gün sonra havaalanında tutuklanıp, serbest bırakılmıştır?” diye sordu.
İHD Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Meral Çıldır ise adalet arayışları listelerine Medet Önlü’yü de eklediklerini ifade ederek, “Adalet ayışımızın listesi çok uzun. Bu uzun olan listeye Medet Önlü’yü de ekledik. Medet Önlü cinayetinin aydınlatılması için mücadele edeceğiz. Bu cinayet karanlıkta kalmayacak” dedi.
Son olarak söz alan Önlü’nün kızı ve aynı zamanda avukatı olan Zelina Önlü de dava dosyası hakkında bilgi verdi. Avukat Önlü, cinayetin uluslararası boyutuna dikkat çekerken, “Olay ticari bir mesele gibi gösterildi. Oysa daha soran çıkan belgeler ve deliller olayın ticari olmadığını ve siyasi olduğunu bununla beraber uluslararası bir bağlantısının olduğunu ortaya koydu. Bizler ailesi ve avukatları olarak dosyaya ulaşmış değiliz, sadece Adli Tıp raporunu görebildik. Medet Önlü Türkiye vatandaşıydı. Türkiye kendi vatandaşına sahip çıkamadı mı yoksa çıkmak mı istemedi? Bunun cevabını merak ediyoruz. Dosya anayasaya karşı işlenmiş suçlar kapsamında terörle mücadele davalarına bakan savcılıktaydı. Özel yetkili mahkemelerin kapatılmasıyla dava başka savcılığa aktarıldı. Biz dosyanın geleceğinden endişeliyiz” diye konuştu.
Toplantı sonunda ise aşağıdaki basın bildirisi okundu:
Saygıdeğer Kamuoyu ve Değerli Basın Mensupları
Medet Önlü’nün, 22 Mayıs 2013 tarihinde Ankara’da uğradığı bir suikastla hayatını kaybetmesi üzerinden onbir ay geçti. Aradan geçen zamana rağmen bugüne dek ne bir zanlı yakalanabildi, ne de dosyası tamamlanıp dava açılabildi. Emniyet ve Yargı’nın kuşku uyandıran uygulamalarının yanısıra siyasi iradenin görmezden gelen tutumu, Önlü’nün geride bıraktığı ailesine adaleti kamu vicdanında aramaktan başka çare bırakmadı. Ailenin adalet çağrısına cevap veren bizler, bir delil karartma süreciyle karşı karşıya olduğumuz endişesini taşıyoruz.
Güvenlik ve istihbarat birimlerinin içine düştükleri zaafiyet, devlet kurumlarının soruşturmayı gölgeleyecek tavırları, ortaya çıkan uluslararası bağlantılara rağmen Hükümet’in tepkisizliği, suikastın sebepleri ve bağlantıları üzerine derin kuşkular uyandırmaktadır.
Tesadüfen Ortaya Çıkan Deliller ve Yetersiz Soruşturma
Suikast sonrasında, katil zanlılarının ve azmettiricinin kimliğinin belirlenmesini sağlayan deliller, hesapta olmayan bir kamera ve varlığını kimsenin bilmediği Önlü’ye ait Çeçence yazılmış bir günlük sayesinde bulunmuştur. Suikastın hemen ardından, saldırıyı medyaya ticari bir mesele olarak servis etme çabasına düşen Emniyet’in senaryosu, hesapta olmayan bu kanıtlarla bozulmuştur.
Emniyet yetkilileri delilleri toplama ve yapılan ihbarları değerlendirme konusularında isteksiz davranmış, soruşturmayı neticelendirecek adımlar atmamışlardır.
Yakalanıp Bırakılan Zanlılar
Tetikçi Murat Aluç’un şoförlüğünü yapan Ömer Peltek, suikast ardından polis tarafından gözaltına alınmıştır. Tetikçiyle birlikte gerçekleştirdiği keşif çalışmaları kamera kayıtlarıyla tespit edilmesine rağmen Peltek, suç ortağının cinayeti işleyeceğinden haberi olmadığı savunmasıyla polis tarafından serbest bırakılmıştır. Ömer Peltek hakkında daha sonra çıkarılan yakalama kararı, kayıplara karıştığı için gerçekleştirilememektedir.
Yine cinayetin azmettiricisi olduğu, önce Önlü’nün günlüğü, ardından telefon kayıtları ve kamera görüntüleriyle tespit edilen Rizvan Esbulatov ise havaalanında gözaltına alınmış, gelen talimatla serbest bırakılmıştır.
Tamamlanamayan Dava Dosyası, Açılamayan Dava
Suikası gerçekleştirenler ve azmettirici açıkça ortaya çıkmış olmasına rağmen, on aydır dava dosyası tamamlanmadığı gibi, soruşturmanın genişletildiğine dair herhangi bir işaret de söz konusu değildir. Gizlilik kararı konulan dava dosyasına hukuken yetkili olmalarına rağmen Önlü ailesinin ve avukatlarının erişimine izin verilmemiştir. Dosyanın akıbeti belirsizdir. Emniyet daha önce basına sızan delillerin dahi varlığını reddeder bir tutum içindedir. Özellikle
Rusya vatandaşı olan azmettiriciye dair çok kesin bilgiler mevcutken, Emniyet bu şahısla ilgili hiçbir bilgiye ulaşılamadığını iddia etmektedir. Bu gelişmeler, yetkililerin delil karartma çabası içinde olduğu izlenimini uyandırmaktadır.
Hükümet’in Sessizliği
Medet Önlü hakkında siyasi iradeyi temsilen bugüne dek herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Hükümet, sorumluların bulunması yönünde çaba içerisinde olduğunu dahi gösterme gereği duymamıştır.
Suikastın azmettiricisi Rizvan Esbulatov, Rusya Federasyonu vatandaşı olmasına rağmen Hükümet tarafından bugüne dek yapılmış bir iade talebi veya herhangi bir diplomatik girişim söz konusu değildir. Hükümet’in onaylarcasına büründüğü sessizlik soru işaretleri yaratırken, yeni tehdit ve saldırı ihtimallerine kapı aralamaktadır.
Kamuoyumuzu uyarmak istiyoruz: Ülkemiz, görev ihmal ve suistimalleri sarmalında işlenen bir cinayetle daha karşı karşıyadır. Siyaset ve devlet kurumları adeta koordineli bir şekilde soruşturmayı yavaşlatmakta, sorumluların yakalanmaması için elinden geleni yapmaktadır. Soruşturma her geçen gün delil karartma ihtimalinin ağır bastığı bir seyirde yürümektedir. Biz aşağıda imzası bulunan örgütler, en temel hak olan yaşam hakkını hiçe sayan bu zihniyete karşı dikilmek için bugün Önlü ailesinin yanında yerimizi aldığımızı ilan ediyoruz. Suikastın tüm sorumluları bulunup adalete teslim edilinceye dek bu davanın peşini bırakmayacağımızı bildiriyor, kamuoyunu adalet çağrımıza destek olmaya çağrıyoruz.
Medet Önlü Suikastı’na yönelik Emniyet, Yargı ve Hükümet’in tutumlarıyla ortaya çıkan 8 soru:
1) Tetikçi, suikaste yönelik temaslarını muhbirlerle izlendiği bilinen bir mahallede gerçekleştirmiş ve niyetini yakın çevresinde duyurmuştur. Suikast öncesinde Ankara’da pek çok keşif gerçekleştiren tetikçinin girişimi istihbarat tarafından nasıl gözardı edilebilmiştir?
2) TBMM, Başbakanlık ve Genel Kurmay binalarına son derece yakın bir konumda gerçekleştirilen suikast ardından zanlı, tüm kamera ve takip imkanlarına rağmen kaçmayı nasıl başarabilmiştir?
3) Tetikçi Murat Aluç’u suikast noktasına taşıdığı kamera kayıtlarıyla belirlenen Ömer Peltek gözaltına alındıktan sonra nasıl serbest bırakılabilmiştir? Aluç’un cinayet işleyeceğinden haberi olmadığını söylemesi, bırakılması için nasıl yeterli olabilmiştir? Suikastın en önemli şüphelisi nasıl takip altına alınmamıştır?
4) Tetikci Murat Aluç’un yeri hakkında suikast sonrası gelen ihbarlardan hiç biri operasyonla neticelenmemiş, planlanan operasyonlar gerekçe göstermeden iptal edilmiştir. Yurtdışına çıkma olasılığı çok zayıf olan tetikçi aradan bir yıl geçmesine rağmen neden yakalanamamaktadır?
5) Suikastin azmettiricisi Rizvan Esbulatov neden olaydan 2 gün sonra havaalanında tutuklanıp serbest bırakılmıştır? Sadece ilgisi olmadığını söylemesi yeterli midir?
6) Önlü’nün günlük notlarında 30 Nisan’da buluştuğunu belirttiği azmettirici Rızvan Esbulatov hakkında, dava dosyasında neden hiçbir bilgi bulunmamaktadır? Olaydan sonra Emniyet güçleri bu kişiyi mobese kameralarından neden takip etmemiştir? Hükümet, nerede olduğu bilinmesine rağmen, Esbulatov’un iadesi için neden hiç bir girişimde bulunmamıştır?
7) Emniyet tüm delilleri bir kaç haftada toplamasına rağmen dosyayı savcılığa neden 4 ay sonra vermiştir? Önlü’nün yakınları ve müdahil avukatlar, hakları olmasına rağmen neden aylar boyunca dosyaya erişim sağlayamamıştır?
8) Suikast gerçekleştiği günlerde medyada genişçe yer bulmasına rağmen, Hükümet yetkilileri neden suikastle ilgili herhangi bir açıklamada bulunmamıştır?
İnsan Hakları Derneği
Kafkasya Forumu
Basın toplantısına ait video kaydı:
©Waynakh Online
YASAL UYARI
Sitede yer alan materyallerin tüm hakları Waynakh Online’a aittir. Bu materyaller (haberden/makaleden/tercüme eserden sadece alıntı yapılsa dahi) ancak kaynak gösterilerek ve aktif link verilerek kullanılabilir.
Bir yanıt bırakın!