Polonya’ daki binlerce Çeçen mültecinin tek bir hayali var, Batı Avrupa’ ya, özellikle Fransa’ ya gitmek, bu nedenle Schengen bölgesinin bir ay önce genişlemesinden oldukça memnunlar.

Kırk yaşlarında, soy ismini söylemekten çekinen Ruslan isimli bir Çeçen mülteci, tek cümlesi ile durumu özetliyor sanki, “Fransa’ ya gitmek istiyorum, buradaki herkes Fransa’ ya gitmek istiyor.”

Ruslan, yaklaşık bir ay kadar önce, işgal altındaki Çeçenya’ nın başkenti Grozny’ den Polonya’ ya gelmiş. Şimdilerde başkent Varşova yakınlarındaki Dembak Mülteci Kampı’ nda kalıyorsa da, buradan ayrılıp Fransa’ ya gitmeyi planlıyor, “Burada yaşayamayız, hayat şartları oldukça kötü. Fransa’ ya gitmek için buradan ayrılacağım. Nicolas Sarkozy kesinlikle bizler için birşeyler yapacaktır.” diye durumunu açıklamaya çalışıyor.

Dembak’ ta pek çok Çeçen mülteci Ruslan ile aynı hayali paylaşıyor. Hepsi, Polonya’ nın Schengen Bölgesi’ ne dahil olması ile bunun artık çok kolay olduğuna inanıyor.

21 Aralık 2007 gecesi, onbeş eski Schengen Bölgesi üyesi Batı Avrupa ülkesine çoğunluğu eski komünist olan dokuz yeni ülke dahil olurken, batıya geçiş kolaylaştı ve artık bu ülkeler dış sınırlarını güçlendirmek zorunda.

Dembak Mülteci Merkezi yönetici yardımcısı Waldemar Mikolajczyk, “21 Aralık 2007 tarihinden önce çoğunluğu Kafkasya’ dan olmak üzere pek çok insan Polonya’ ya geldi. Batı Avrupa’ ya geçme ümidiyle Polonya’ ya gelen bu insanların, bu tarihten önce gelmelerindeki amaç Polonya’ nın doğu sınırlarını kapatacağını ya da girişin zorlaşacağını düşünmeleriydi. Eylül ve Ekim aylarında Polonya’ ya günde 100 kişi geliyordu, Aralık ayının son yarısında ise bu sayı günde 250-300 kişiye çıktı.” şeklindeki sözleri ile giriş yapıyor ve gelen mültecilerin büyük çoğunluğunun Polonya’ da kalmayı istemediklerini vurguluyor.

Mikolajczyk, 21 Aralık ile 7 Ocak tarihleri arasında, Polonya’ daki mülteci kamplarından 1.300 kişinin ayrıldığını söylüyor ve sözlerine “Dembak Mülteci Merkezi’ nde bir günde 32 kişi, 7 Ocak tarihine kadar ise 479 kişi kayboldu. Bunların pek çoğu Batı Avrupa’ ya gitmeye çalışırken tutuklandı. Avrupa Birliği kanunlarına göre, giriş yaptığınız ilk güvenli ülkede kalmak ve mültecilik statüsü için başvuruda bulunmanız gerekmektedir.” şeklinde devam ediyor.

Polonya’ nın Schengen Bölgesi’ ne dahil olmasının üzerinden iki gün geçtiğinde, 48 Çeçen Varşova’ dan Viyena’ ya trenle gitmeye çalışırken tutuklanmıştı.

İçlerinde 28 çocuğun olduğu 58 kişilik bir başka Çeçen grup ise Varşova’ dan Berlin’ e gitmeyi planlarken yine trende yakalandı. Tutuklananların, Fransa’ nın Çeçen mültecilere daha hoşgörülü davrandığını düşündükleri için hedeflerinin Fransa’ ya gitmek olduğu öğrenildi.

Birkaç gün sonra, 28 Çeçen mülteci yine yasadışı yollardan Polonya’ yı terk etmeye çalışırken tutuklandı.

Gün geçtikte, Polonya’ dan ayrılmaya çalışan Çeçenlerin sayısının azaldığı görülüyor. Mikolajczyk, “Çeçenler birbirleri ile iletişim halinde, Polonya’ dan ayrılarak Batı Avrupa’ ya gitmek isteyenlerin sonu sınırdışı merkezlerine kapatılmak oldu.” diyerek bu sayının azalmasının nedenini yorumluyor.

Khamid, o da kırklı yaşlarında, Çeçenya’ dan kişisel güvenlik sebeplerinden ötürü ayrılarak Eylül ayında Polonya’ ya gelmiş. Geldikten sonra, yürüyerek ve trenle Avusturya’ ya yasadışı yollardan girmiş ancak Avusturya polisine sığınma talebiyle gittiğinde bir gözaltı merkezine kapatılmış, sonrasında ise Polonya’ ya geri gönderilmiş.

Polonya’ ya geri gönderildiğinden bu yana Dembak Mülteci Merkezi’ nde küçük bir odada yaşıyor. Odasında üç ranza sıkıştırılmış. Duvarında elle çizilmiş bir cami resmi, tüm Avrupa ülkelerinin sınırlarını detayıyla gösteren bir politik dünya haritası var. Pencerenin kenarında katlanmış bir battaniye ve bir seccade var.

Bugün Khamid, Polonya’ nın kendisine mültecilik statüsü vereceğini ümit ediyor ve, “Polonya’ da kalmak istiyorum. Çünkü, burada bizi içtenlikle karşıladılar ve bizim durumumuzu anladılar. Eğer mültecilik statüsü alamazsam, Fransa’ ya gitmek isterim, orada da bizi içtenlikle karşılıyorlar.” diyor.