Arşiv Belgeleri

Tozlanmış raflardaki Arşiv Belgeleri…

Çeçen Kültürü

Çeçen Dili ve Folkloru, Halk Dansları, Efsaneler, Öykü ve Masallar ile çeşitli kültürel bilgiler…

Çeviriler – Makaleler

Çeşitli Çeviri ve Makaleler…

Röportajlar

Ekibimizce Yapılmış Çeşitli Röportajlar…

Şarkı Sözleri

Sevdiğiniz Çeçence şarkıların sözlerine buradan ulaşabilir, dinleyebilir ve indirebilirsiniz.

Ana Sayfa » Haberler

Rusya AİHM’de Yine Mahkum

Bu yazı 29 Ekim 2009 Perşembe  tarihinde yazıldı. Şimdiye kadar 3.354 defa okundu.. Yorum Yok
Rusya AİHM’de Yine Mahkum

2000 yılında Çeçenya’nın farklı bölgelerinde Rus işgal güçleri tarafından kaçırılan üç Çeçen sivilin akrabalarının Rusya aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) açtığı davalar bugün sabah oturumunda kesin hükme bağlanırken, Rusya Federasyonu toplamda 130.540 Euro tazminat ödemeye mahkum edildi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 29 Ekim 2009 Perşembe günü sabah oturumunda 43398/06 numaralı dosyayla takip edilen Khantiyeva ve diğerleri ile Rusya Federasyonu; 21486/06 numaralı dosyayla takip edilen Satabayeva ile Rusya Federasyonu; ve 1758/04 numaralı dosyayla takip edilen Vakhayeva ve diğerleri ile Rusya Federasyonu arasında davalar kesin hükme bağlandı.

43398/06 numaralı dosyada yer alan mahkeme kayıtlarına göre, davaya konu olan 1972 doğumlu Çeçen Mayrudin Khantiyev, 1998 ve 1999 yılları arasında Grozny’deki Rus işgalcilerin tutukevinin güvenlik departmanında müfettiş olarak çalıştı. 1999 yılında Khantiyev, tutuklularla arasında düşmanlık oluşabileceğinden endişe ettiği için işten ayrıldı ve çeşitli inşaat işlerinde çalıştı. Aralık 2000’de Rus işgal güçleri Çeçenya’nın başkenti Grozny’de sokağa çıkma yasağı ilan etmişti. Mayrudin Khantiyev ve ailesi Grozny’nin Ugolnaya Caddesi üzerindeki 269 numarada bulunan beş katlı bir binanın zemin katındaki dairesinde ikamet etmekteydi. Rus işgal güçleri bu binanın çatışına gözetleme noktası oluşturarak iki askerlerini yerleştirmişti. Aynı zamanda bina Rus işgalcilerin Staropromyslovskiy bölgesindeki askeri üsse ve onun kontrol noktalarına 50 metre uzaklıkta bulunuyordu. Ayrıca binanın çevresinde Rus askerlerin “Kamayama” ve “Zagryazhskiy” olarak adlandırdıkları iki kontrol noktaları daha vardı. 4 Aralık 2000 tarihinde kurban Mayrudin Khantiyev ve ailesi dairelerinde uyurken, sabah saat 6.15 sularında Myrudin’in 1972 doğumlu eşi Kulsum Baysultanova dış kapıdan gelen sesler üzerine uyandı. Kapıya doğru yaklaştığında bir el fenerinden gelen ışığı gördü. Hemen eşi Mayrudin’e seslendi ve  birlikte içeriden kapıyı iterek açılmasını engellemeye çalıştılar. Ancak kısa bir süre sonra kapının kilidi kırıldı, maskeli ve koyu yeşil üniformalı beş kişilik silahlı grup içeriye girdi. İçeri girenler aksansız Rusça konuşuyordu, ne kendilerini tanıttılar ne de kimliklerini gösterdiler. Ancak  Kulsum Baysultanova bu kişilerin Rus askeri gücü mensubu olduğuna inandığını belirtti. İçeri giren Rus askerleri Mayrudin’i ve eşini yakalayarak bir odaya götürdüler. Kulsum askerlere evlerinde ne aradıklarını sordu ama herhangi bir yanıt alamadı. Bu esnada Kulsum, Rus askerlerinin eşini bağladığını ve ağzını bantla kapattıklarını gördü. Rus işgal güçleri Mayrudin’i iç çamaşırlı haliyle yalınayak balkondan dışarı çıkardılar ve apartmanın yanında bekleyen beyaz renkli Niva marka araca götürdüler. Rus işgal güçleri araçla birlikte Grozny’nin 36.bölgesine doğru ilerlerken Kulsum dışarı çıkarak yardım diye bağırdı. Sesleri duyan komşuları ve Mayrudin’in annesi Ayna Khantiyeva dışarı çıktılar. Apartmanın çatısında Rus askerlerine Mayrudin’in beyaz araçla kaçırıldığını söyleyerek yardım istedilerse de Rus askerleri hiç bir reasksiyon göstermediler. Bu esnada çevredeki kontrol noktalarından gelen Rus işgal güçleri sokağa çıkma yasağı olduğunu söyleyip sessizce evlerine girmemeleri halinde hepsinin öldürüleceği tehdidini savurdular. Aynı gün bölgedeki Rus birliğin komutanına giden Mayrudin’in akrabaları hiç bir sonuç elde edemedi, evin çevresindeki onca kontrol noktasına rağmen hiç kimse birşey görmemişti. Mahkeme kayıtlarında ismi gizlenen görgü tanıkları Mayrudi Khantiyev’in kaçırılış hikayesini doğruladılar ve olay günü sabah saat 6 sularında kadın ve çocuk çığlıklarını duyduklarını, beyaz bir aracın apartman binası önünden ayrıldığını ifade ettiler. Rus yönetimi tarafından açılan göstermelik soruşturmaların hepsi olumsuz neticelendi. Açılan davada ise Staropromyslovskiy Bölge Mahkemesi, soruşturma belgelerinde Mayrudin Khantiyev’in kaçırıldığına dair veri olmadığını belirtirken, kurbanın eşi Kulsum Baysultanova’nın avukatına mahkeme dosyasına erişim izni verilmedi. Kaçırılan Mayrudi Khantiyev’in akıbeti halen bilinmiyor.

AİHM, mevcut veriler ve tanıkların ifadeleri doğrultusunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)’nin 2. (Yaşam Hakkı), 3. (İşkence Yasağı), 5. (Özgürlük ve Güvenlik Hakkı), 13. (Etkin Başvuru Hakkı) maddelerinin Rusya tarafından ihlal edildiğine karar verdi. Bu karar ile Rusya Federasyonu’nun kurbanın annesi ve babasına toplam 15.000 Euro manevi tazminat; kurbanın eşi ve oğluna 20.000 Euro manevi tazminat; davacılara 2.000 Euro maddi tazminat ödemesine hükmetti. Mahkeme kararına göre, Rusya Federasyonu ayrıca 4.200 Euro tutarındaki mahkeme masraflarını da ödeyecek.

21486/06 numaralı dosyanın mahkeme kayıtlarına göre, Çeçenya’da ikinci kez başlayan Rus işgalinin ardından 1977 doğumlu Yusup Satabayev, 29 Ocak 2000 tarihinde Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Silahlı Kuvvetleri’ne katıldı. Bir aydan daha kısa bir süre kaldığı orduda herhangi bir silahlı çatışmaya karışmadı. Rus işgal güçlerince ilan edilen Af Yasası’ndan yararlanmak amacıyla 23 Şubat 2000 tarihinde Çeçenya’nın Urus Martan bölgesinde yer alan Martan-Chu’ya geldi. Ancak aynı gün kız kardeşinin evinde FSB (Federal Güvenlik Servisi) askerlerince yakalandı. Tutuklandığında kendi isteği ile makinalı silahını ve cephanelerini sakladığı yeri FSB askerlerine gösterdi. Rus işgalciler, Yusup Satabayev hakkında “Yasadışı Organize Silahlı Örgüte Üye Olmak ve Sihalı Mücadelede Bulunmak” suçundan 59211 numaralı dosyayla bir soruşturma açtılar. Soruşturma süresince gözaltında tutulan Yusup, 4 Mart 2000 tarihinde Çeçenya’nın Naurskiy bölgesindeki Chernokozovo Köyü’nde bulunan “Ön Soruşturma Gözaltı Merkezi”ne nakledildi. Yusup’un annesi 12 Mart 2000 tarihinde oğlunu ziyaret etmek istediyse de görmesine izin verilmedi ancak beraberinde getirdiği kolinin Yusup’a teslim edildiğine dair mesaj aldı. Bu tarihten sonra annesi düzenli olarak Yusup’a koli gönderdi ve her seferinde kolinin oğluna teslim edildiğine dair onay mesajı aldı. Temmuz 2000’in ortalarında ailenin eski avukatı Bayan T., Yusup’u gözaltı merkezinde ziyaret etti ve sağlının yerinde olduğunu gördü. 27 Temmuz 2000 tarihinde Yusup aleyhindeki cezai soruşturma şu gerekçelerle düştü: “Her ne kadar yasadışı silahlı organize bir örgüte katılmışsa da, gönüllü olarak teslim olması ve örgütünün cephanesinin yerini göstermesi dikkate alınarak hakkındaki suçlama düşmüştür”. Karar aynı gün Yusup Satabayev’e tebliğ edildi, normalde aynı gün serbest bırakılması gerekirken gözaltında kalmaya devam etti. Bu arada annesinin oğlu hakkındaki suçlamaların düştüğünden haberi olmadı. 28 Temmuz 2000 tarihinde avukat Bayan T., Yusup’un işgalcilerin Urus-Martan’daki gözaltı merkezine nakledildiğini öğrendi. Urus-Martan’a gidip Savcı ile görüştüğünde, Yusup’un gözaltı süresinin bir 10 gün daha uzatıldığını ve daha sonra muhtemelen serbest bırakılacağını öğrendi. Savcı, Yusup’un avukatı Bayan T.’ye de Yusup hakkındaki suçlamanın düştüğünü söylemedi. 1-2 Ağustos 2000 tarihlerinde annesi oğlu Yusup’a yeni bir koli gönderdi ve Yusup’ta kullandığı kirli havlu ve giysilerini annesine geri gönderdi. 4 Ağustos 2000 tarihinde Yusup’un annesi Savcı’yı ziyaret ederek oğlunun durumu hakkında bilgi almak istediğinde, Savcı, Yusup’un annesine 27 Temmuz 2000 tarihinde oğlu hakkındaki suçlamanın düştüğünü ancak bir süre daha gözaltı kalacağını söyledi. 13 Ağustos 2000 tarihinde Yusup’un annesi oğluna gönderdiği koliye ilişkin ulaştı mesajını alamadı. 14 Ağustos 2000 tarihinde işgalci Rus askerlerinin Urus-Martan’daki üssündeki komutanla görüştüğünde oğlu Yusup’un General Shamanov komutasındaki “Zapad” birliğince tutuklandığını öğrendi. O tarihten bu yana Yusup Satabayev’den bir haber alınamadı. Rus yetkililer, AİHM’ye verdikleri bilgide Yusup Satabayev’in 14 Ağustos 2000 tarihinde serbest bırakıldığını ve bu tarihe kadar olan tutukluluk süresinin ise yasal ve haklı olduğunu iddia ettiler ancak mahkeme tarafından istenen kimi belgeleri vermekten kaçındılar.

AİHM, Rusya’nın bazı belgeleri vermeyi reddetmesi, mahkemenin elindeki mevcut veriler ve tanıkların ifadeleri doğrultusunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)’nin 2. (Yaşam Hakkı), 3. (İşkence Yasağı), 5. (Özgürlük ve Güvenlik Hakkı), 13. (Etkin Başvuru Hakkı) ve 38. (Davanın İncelenmesi ve Dostane Çözüm) maddelerinin Rusya tarafından ihlal edildiğine karar verdi. Bu karar ile Rusya Federasyonu’nun kurbanın annesi toplam 35.000 Euro manevi tazminat ödemesine ve ayrıca Rusya Federasyonu’nun 4.790 Euro tutarındaki mahkeme masraflarını da ödemesine hükmetti.

1758/04 numaralı dosyada yer alan mahkeme kayıtlarına göre, 1 Ağustos 2000 tarihinde Rus işgal güçlerinin Urus-Martan Geçici Departmanı Çeçenya’nın Urus-Martan kentinin doğu yakasından geniş kapsamlı bir operasyon düzenledi. Sabah erken saatlerde Rus işgal güçleri kentin doğu yakasını ablukaya aldı ve Rus askerleri özel bir operasyon yürüttü. İşbirlikçi Çeçen güçleri bir araç ile Vakhayevlerin evine geldi. Ailenin tüm dökümanları tamdı ve evlerinde yasadışı herhangi bir materyal bulunmuyordu. Silahlı ve polis üniformalı işbirlikçi güçler hiç bir açıklama yapmadan ve kendilerini tanıtmadan evi aramaya başladılar. Arama sonucunda aileyi suçlayacak hiçbir şey bulunamadı. Yapılan aramanın ardından evrakların kontrolüne geçildi. Tüm aile bireylerinin evrakları geçerli ve doğruydu. İşbirlikçi güçler pasaportların incelenmesi esnasında Kazbek Vakhayev’in kim olduğunu sordular. 1975 doğumlu Kazbek’te pasaportunda herhangi bir problem olup olmadığını sordu. İşbirlikçi güçler pasaportunda herşeyin tam olduğunu belirttiler ancak isminin “listede” olduğunu söyleyerek ellerindeki isim listesini gösterdiler. İşbirlikçi güçler Kazbek’e kapının önündeki araca binmesini emrettiler. Annesi Rebat Vakhayeva oğlunu nereye götürdüklerini sorduğunda “Görecekler. Sorguya çekilecekler. İki saat içerisinde serbest bırakılır” şeklinde bir yanıt aldı. Aynı gün Rus işgal güçlerinin operasyonu esnasında Kazbek ile birlikte birkaç sivil daha tutuklanarak, Urus-Martan kent merkezinde eski bir okuldan dönüştürülen “Geçici Gözaltı Merkezi” ne götürüldüler. 2 Ağustos 2000 tarihinde ailesi Kazbek’in 10 gün daha gözaltında kalacağını öğrendi. İşgal güçleri Kazbek’in pasaportunda ikamet ettiği adresin doğru olmadığını iddia ediyorlardı. On gün boyunca Kazbek’in annesi Rebat ve karısı Kheda Aydemirova gözaltı merkezine giderek Kazbek’e yiyecek ve giyecek götürdüler. Her gün kendilerine Kazbek’in suçlandığı bir şey olmadığından serbest bırakılacağı söyleniyordu. Ailesi diğer tutukluların yakınlarıyla birlikte Kazbek’in serbest bırakılacağı söylenilen 11 Ağustos 2000 tarihinde gözaltı merkezinin önüne geldi, akşam saat 5’e kadar beklemelerine rağmen kimse serbest bırakılmamıştı. Rus işgal güçlerinden bir Albay çıkarak bugün kimsenin serbest bırakılmayacağını açıkladı. 12 Ağustos 2000 tarihinde de benzer sahne yaşandı, ancak her gün olduğu gibi yine hazırlanan koli Kazbek’e teslim edildi ve teslim aldığına dair imzalı kağıt ailesine verildi. 13 Ağustos 2000 tarihinde yine tüm gün süren bekleyişin ardından hazırladıkları koliyi vermek isteyen Kazbek’in annesine ve karısına akrabalarının gözaltı merkezinde bulunmadığı söylendi. Bunun üzerine Urus-Martan’daki işgalci Rus güçlerin komutanı ile görüşmek istediler. Dışarı gelen Albay, aileden Kazbek’in ismini alıp içeri girdi. Bir süre sonra Kazbek’in pasaportu ile dışarıya gelen Rus Albay, pasaportu Kazbek’in annesinin eline verdi ve Kazbek’in nerede olduğunu bilmediğini söyledi. Anne Rebat ısrar edince, Albay, Kazbek’in muhtemelen General Shamanov komutasındaki “Zapad” birliğince tutuklandığını ifade etti. Aile aynı gün Sh. soyisimli iki ve M. soyisimli dört kardeşin Çeçenya’nın Argun kenti yakınınından geçen Bakü-Rostov otoyolu yakınlarında bulunduğunu öğrendi. Cesetlerin üzerindeki yaralar ve izler gördükleri işkenceden dolayı öldüklerini gösteriyordu ve hepsi 11-12 Ağustos 2000 tarihinde Urus Martan’daki işgalci Rus güçlerinin geçici gözaltı merkezinden normal bir karakola nakledilmişti ve 12-13 Ağustos gecesi de “Zapad” birliğince tutuklanmışlardı. Vakhayevler halen Kazbek Vakhayev’in akıbetini bilmiyor. Ailenin çeşitli başvuruları üzerine açılan soruşturmaların hepsi sonuçsuz kaldı, son olarak 18 Ekim 2008 tarihinde açılan soruşturma ise halen devam ediyor. Rus yetkililer Kazbek Vakhayev’in gözaltın iken ortadan kaybolmasına ilişkin soruşturmanının devam ettiğinden bahisle AİHM’nin talep ettiği bazı belgeleri vermekten kaçındı.

AİHM’de, Rusya’nın bazı belgeleri vermeyi reddetmesi, mahkemenin elindeki mevcut veriler ve tanıkların ifadeleri doğrultusunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)’nin 2. (Yaşam Hakkı), 3. (İşkence Yasağı), 5. (Özgürlük ve Güvenlik Hakkı), 13. (Etkin Başvuru Hakkı), 38. (Davanın İncelenmesi ve Dostane Çözüm) ve 41. (Hakkaniyete Uygun Tatmin) maddelerinin Rusya tarafından ihlal edildiğine karar verdi. Bu karar ile Rusya Federasyonu’nun davacılara toplam 35.000 Euro manevi tazminat; 7.000 Euro maddi tazminat ödemesine ve ayrıca Rusya Federasyonu’nun 7.550 Euro tutarındaki mahkeme masraflarını da ödemesine hükmetti.



Bir yanıt bırakın!

Aşağıya bir yorum ekleyin veya kendi sitenizden trackback yapın. İsterseniz RSS ile de yorumları takip edebilirsiniz.

Yorum yazmadan önce lütfen kuralları okuyunuz...

500 karakter kaldı.

Yorum yaparken kullanabileceğiniz etiketler:
<a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

Bu sitede Gravatar kullanabilirsiniz. Ayrıntılı bilgi ve üyelik için Gravatar sitesini ziyaret ediniz.