Kafkas Esiri
Andrei Babitsky ile birinci savaş sırasında 1995 yılında tanıştım. İçkerya’ya ulaştığında savaş olanca hızıyla devam ediyordu. Çeçen silahlı kuvvetleri Vedeno bölgesinde Baku-Rostov otoyolunun üzerinde konumlanmıştı.
Şehir zaten savaşın içindeydi ve klasik savaşın savunma cephesinden kademeli olarak bir gerilla savaşına dönüyordu. Farklı ajanslardan gazeteciler ulaştığında, Vedeno bölgesinde bir köyde kalmaya başladık. Gelenler AFP haber ajansından Nicholas Tapuriya ve Radio Liberty (Özgürlük Radyosu)’nden Andrei Babitsky’di.
İçkerya Silahlı Kuvvetlerinin durumu son derece kritikti. Her hafta bizlerden yüzlerce kat daha güçlü olan Rus ordusunun baskısı karşısında konumumuzu savunmak zorundaydık. Bu koşullar altında çok az gazeteci dağ köylerine gitmek için kendi hayatlarını riske attı. Ancak Babitsky geldi. Onunla birlikte Yevtushenko isimli takım arkadaşı da vardı. Bizimle bir gece geçirdiler.
Ertesi sabah, Vedeno’daki ana karargaha gitmek üzere anlaştık. Ancak gün Rus hava saldırısıyla ışımaya başladı. Yolları bombalamışlardı, bu nedenle yolculuk tehlikeli bir hal aldı.
Sabah erken saatlerde Babitsky, Yevtushenko’yu şu sözlerle uyandırmaya çalıştı:
– Sasha, uyan, gitme vakti geldi.
Yevtushenko yanıtladı:
– Biraz daha bekleyelim.
Andrei: – Hayır, gitmeliyiz.
– Bombardıman sona erdikten sonra gitsek.
– Farketmez, uyan Sasha, gidelim.
Yevtushenko elinden geldiğinde gidişlerini ertelemeye çalıştı, ancak yine de hala gitmek zorundaydı. Hava saldırısının planlanan ziyaretler üzerinde hiçbir etkisi yoktu.
Savaşın ilk altı boyunca pek çok gazeteci ve insani organizasyon çalışanını gördüm. Genellikle çatışmalar durduğunda Çeçen tarafının cephesine geliyorlardı. Sürekli bir gazeteci ya da insani organizasyonlar için ilginç olabileceklerden ziyade, daha fazla bilgi elde etmeye çalışıyorlardı. Çeçen direnişinin psikolojik analiziyle özellikle ilgilenip ilgilenmediklerini ise bilmiyorum.
Andrei bu gazetecilerden çok farklıydı. Gerçekte ne olduğyla ilgileniyordu, Çeçenler neden ve niçin umutsuz bir savaşta mücadele ediyordu. Savaşın bağımsızlık için olduğunu söylemek hiçbir şey ifade etmiyordu.
Babitsky, Çeçen direnişine karşı önyargılı yaklaşmıyordu. Ve bu durum onu bir gazeteci olarak diğer meslektaşlarından ayrı kılıyordu. Andrei’nin İçkerya Silahlı Kuvvetleri’nin savaşçılarının ideolojisini paylaştığını söyleyemem, ancak dürüst bir gazeteci olmak için buna gerek yoktu.
Rus gizli servisleri ve miliiyetçilerinin ona yönelik nefreti, Babitsky’nin tarafsız pozisyonuyla açıklanabilir. Kremlin’in bir gazetecisi, Rusya’nın şerefi için herşeyi yok eden “paralı” Rus askerlerine dua etmediği için Babitsky’i asla affetmediler.
Babitsky’nin KGB’nin hapishanesinde geçirdiği birkaç gün ile ilgili kaleme aldığı makalesinden ötürü, Babitsky’e yönelik nefretlerini yorumlarında dile getirdiler. Sadece kendi kazançları konusunda endişelenen bu insanlar; gerçek için hayatlarını riske atanları ve bir nosyon uğruna hayatlarını feda etmekten çekinmeyenleri asla anlayamazlar. Onların tek ihtiyaçları materyal kazancıdır. Onların zihniyeti bu.
Babitsky ve Yevtushenko, İçkerya Silahlı Kuvvetleri’nin karargahına “Niva” marka bir araç içerisinde vardı. Büromuz, Çeçen Devlet Başkanı Aslan Maskhadov’un karargahının yer aldığı Vedeno okul binasının bulunduğu cadde üzerindeydi. Andrei ve arkadaşı karargaha doğru yöneldiler.
Ansızın gökyüzünde bir ıslık sesi duyduğumuzda, bazılarımız sokaktaydı. Bir Rus uçağı tarafından vurulduğumuzu ve bombanın üzerimize düştüğünü düşündüm. Sonraki an yere düştük, o an şiddetli bir patlama oldu ve kırılmış tuğla parçalarıyla kum taneleri de üzerimize düştü.
Ortalık sakinnleşince ne olduğunu görmek için koştuk. Büyük bir bombardıman uçağından bırakılmış bir bombanın karargahın yer aldığı okula düştüğünü gördük. Patlama dört katlı okul binasını ikiye bölmüştü. Ortada yer alması gereken üçüncü parça ise tamamen yok olmuştu. Babitsky’nin arabası mahvolmuştu. Tamamen imha edilmiş ve tamiri imkansız bir hal almıştı.
Andrei ve Yevtushenko geri döndüğünde, üzerleri kırılan tuğlalardan dökülen kırmızı tozla kaplanmıştı. Oradan sağ olarak kurtulmasını sağlayan bir mucize olmasına rağmen, Andrei’nin yüzünde herhangi bir korku ifadesi yoktu. Olay yerine sadece birkaç dakika geç girdikleri için patlamadan kurtulabilmişlerdi. Andrei arabası bir demir yığınına döndüğü için çok üzgündü.
Peki neden tüm bunları hatırlıyor ve yazıyorum? Daha önce de söylediğim gibi farklı ülkelerden pek çok gazeteci Rus-Çeçen savaşını ele almak için Çeçenya’ya geldi. Bazen, bazı gazeteciler radyo kaydı için askerlerden havaya ateş açmalarını istedi. Önceleri buna niçin ihtiyaç duyduklarını bilmiyorduk. Ancak daha sonra ortaya çıktı ki, çalıştıkları medya kuruluşlarının editörleri doğrudan cepheden aktarılan haberler için onlara daha yüksek meblağlar ödüyordu. Ancak, Andrei asla o türden bir gazeteci olmadı.
Babitsky, Rus askerleri tarafından tutuklandı ve neredeyse öldürülüyordu. Babitsky’nin kaybolduğunun duyurulması için tutuklanmıştı. Daha sonra Rusya, Babitsky’nin ölümünden ötürü Çeçen tarafını suçlayacaktı. Ancak Andrei Babitsky’nin tutuklanmasının medyada geniş bir yer bulmasıyla Rusya, onu tutukladığını gizleyemedi. Bu da Babitsky’nin KGB tarafından öldürülmesini engelledi. Ve Andrei Babitsky’i serbest bırakmak yerine, ucuz bir esir değişimi oyunu sahnelediler: bir Rus vatandaşı (Babitsky), Çeçenlerin elindeki bir Rus esirle değiştirilmiş oldu.
Andrei’nin hapishanedeyken yazdığı makaleye yorum yapanlara bir çift sözüm var. Siz, “İnternet kahramanları”, savaşın tek bir sahnesini görmediniz, rüyanızda bile, bu yüzden çenenizi kapatın!
Babitsky, yeni bir “Kafkasya Rehinesi”ydi, 19.yy klasik Rus yazarı Alexander Pushkin’in bir hikayesindeki kahramana karşı. Babitsky, Rusya’nın Çeçen halkına karşı yürüttüğü bir başka savaşta muhabir olarak yer aldı. KGB tarafından birkaç gün hapsedildi, bu hapishanelerde Çeçenlere nasıl muamele edildiğine şahit oldu. Ruslar tarafından yakalanan Çeçenlerin yüzde birini geçmeyecek kadarı buralarda hayatta kalabildi. Pek çoğu korkunç işkenceler altında can verdi. Ve şimdi Rusların cezaevlerinde tuttuğu onbinlerce Kafkasyalı Müslüman esire neler yaptığını sadece Allah bilir.
03.12.2009
Danilbek Elikhanov
allah çeçenistanıgalip sizleri muzaffer eylesin
Bir yanıt bırakın!