Çeçenler Yurtlarından Uzak Yaşam Savaşı İçinde
1999 yılında Rus-Çeçen savaşından kaçarak Türkiye’ye sığınan ve 13 yıldır mülteci statüsü alamayan Çeçenler, yerleştirildikleri Beykoz, Fenerbahçe ve Ümraniye’deki kamplardan çıkarıldılar.
İstanbul Valiliği’nin kararıyla geçtiğimiz hafta kamplardan çıkarılan Çeçenler, özel otobüslerle İzmit Körfezi’nde İlimtepe’deki belediye konutlarına yerleştirildi. Rus-Çeçen savaşının ardından Gürcistan’ın sınır köylerine kaçan Çeçenler, Rusya’nın Gürcistan topraklarına da saldırmaya başlamasıyla bu bölgeyi terk etmek zorunda kaldılar. Maddi durumu iyi olanlar, Cenevre Sözleşmesi kapsamında kendilerine ‘mülteci’ statüsü veren Avrupa ülkelerine giderken, 10 binden fazla Çeçen de Türkiye’ye geldi.
Çoğunluğu Marmara Bölgesi’ne gelen Çeçenlerin İstanbul’daki nüfusu son 10 yıl içinde 7.000’den 700’e düştü. Nüfustaki bu düşüşün başlıca nedeni Çeçenlere hiç bir statünün verilmemesi. Kimisi bu durum nedeniyle hapis cezalarını göze alarak ülkelerine geri dönmüş. Kalanlar ise, Ümraniye, Beykoz ve Fenerbahçe’deki üç kampta son derece kötü koşullarda yaşama savaşı veriyor.
ÇALIŞMA HAKKI YOK!
Kamplarda kalan Çeçenlerin en büyük sorunu yasal bir işte çalışamamaları. Çalışma izinleri olmadığı için sağlıksız koşullarda, daha az ücretle kaçak çalışıyorlar. Çeçenlere devlet hastanelerinin kapıları da kapalı. Çeçen çocuklar ise, lise bitene kadar devlet okuluna gidebiliyorlar ama kayıtlı öğrenci olarak değil, misafir öğrenci olarak. Bu yüzden eğitim durumlarını gösterecek bir belge de alamıyorlar.
Cenevre Sözleşmesi içinde Avrupa ülkeleri en azından çalışma ve oturma hakkı verdiği için Çeçenler Avrupa’ya gitmek istiyor. Ama vatandaşlıkları olmadığı için pasaportu olmayanlar sınırdan dışarı çıkamıyor. Ülkelerine geri dönmek isteyenler ise Türkiye’ye kaçtıkları için ağır para cezalarına çarptırılıyor.
‘Verilen sözlerin tutulmasını bekliyoruz’
İzmit Körfezi’nde İlimtepe Belediye Konutlarına yerleştirilen Çeçenlerden Satsita İlieva durumlarını şu şekilde ifade ediyor: “Çeçenya’da durumlar hâlâ aynı, orada hâlâ çile çekiyorlar. Orada yaşayan ailelerimiz yanımıza gelmek istiyor ama devlet izin verir mi bilemiyoruz. Çeçenya’ya göre burada rahat yaşıyoruz. 13 sene kamplarda kaldık. İstanbul’da 3 kamp vardı, hepsi kapatılıp burada toplandı. Beykoz’da kalanlar yine binalarda yaşıyorlardı ama en çok zorluk çeken Ümraniye kampı ve Fenerbahçe kampıydı. Kamplarda bizim çalışma iznimiz yoktu, el işleri yapıyorduk geçinebilmek için. Kamplarda başkanımız vardı. Bir sıkıntımız olduğunda ona anlatıyorduk, o da yardımcı olmaya çalışıyordu, şimdi kamplar dağıldı ve artık herkes kendi başının çaresine bakacak. Biz buraya geldiğimizde bizi çok güzel karşıladılar, kimse bizi dışlamıyor. Şu an çok rahatız, devlet bize 1 yıl bakacağını, aylık 700 lira maaş vereceğini ve 1 yıl sonra hepimize iş bularak destek olacağını vaat etti, 1 sene sonunda kiramızı kendimiz ödeyeceğiz. Devletin bize verdiği daireler çok güzel, konforlu. Aile olanlara 3+1 daire, iki ya da tek kişi kalanlara 2+1 daireler verildi. Evlerimizin içinde bütün eşyalar yeni, beyaz eşyalarımız, televizyonumuz var. Çocuklarımız sosyal ve spor alanlarında etkinlikler istiyorlar. Bunun haricinde istediğimiz hiç bir şey yok. Devlet verdiği sözleri tutarsa çok iyi olacak, kendimizi garantiye almış olacağız”.
25.07.2012
Gizem Uysal-BİRGÜN
Bir yanıt bırakın!