TBMM Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener’in Başbakan’ın Rusya Ziyareti ve Çeçenya Üzerine Sözleri (1999)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 21.Dönem’de (18 Nisan 1999 – 14 Kasım 2002) görev yapmış Fazilet Partisi Grup Başkanvekili ve Sivas Milletvekili Abdüllatif Şener’in dönemin DSP’li Başbakanı Bülent Ecevit’in Rusya’ya gerçekleştireceği resmi ziyaret ve Çeçenya üzerine gündem dışı konuşması.
ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Ruslar, yüzlerce tank ve ağır silahları, AKICA Antlaşmasına aykırı olarak, Çeçenistan’ın başkenti Grozni ve Gudermes önlerine yığmış, havadan ve karadan, sivil yerleşim yerlerine bomba yağdırmaktadır; kadınları, çocukları ve yaşlıları katletmektedir. Çeçenistan’da bir soykırım yaşanmaktadır, korkunç bir katliam yaşanmaktadır.
Çeçenlerin nüfusu 1 milyondur, Rusya Federasyonunun nüfusu 150 milyondur; yani, Çeçenlerin 150 katıdır. Çeçenistan, 17 000 kilometrekaredir, Rusya Federasyonu 17 000 000 kilometrekaredir; yani, Çeçenistan’ın 1 000 katıdır; silah ve ekonomik güç bakımından ise, onbinlerce kat fazladır.
Çeçenistan ve Kuzey Kafkasya’da, son ikiyüz yıldır, insanlık tarihinin en büyük soykırımı yaşanmaktadır. Yaşanan bu soykırım, Hitler’in Yahudilere uyguladığı soykırımdan daha korkunçtur; ama, bu soykırım için, maalesef bir Nürmberg mahkemesi kurulamamıştır.
19 uncu Yüzyıl boyunca, başta bütün Çeçenistan olmak üzere, Kuzey Kafkasya kan gölüne dönmüştür. Topraklarında özgürce yaşamak isteyen bu kahraman insanlar, çocuk, kadın demeden katledilmiş, topraklarından sürülmüşlerdir. Bu, öylesine bir soykırımdır ki, Karadeniz kıyısındaki Soçi’nin gerçek sahipleri olan Ubıhlar, topyekûn katliama ve sürgüne tabi tutulmuşlardır; Türkiye’de sadece birkaç yüz kişi yaşamaktadır ve yeryüzünde Ubıhca konuşan kimse kalmamıştır.
Marx ve Engels, 19 uncu Yüzyıldaki Kafkasya’da yaşanan savaşları “özgürlük kahramanlıkları” olarak dile getirmiştir. 19 uncu Yüzyıl boyunca Kuzey Kafkasya’da yaşanan katliamlar ve kahramanlıklar, Yuryeviç Lermontov’un, Puşkin’in, Tolstoy’un, Alexandre Dumas’mn, Barbara Cartland’ın en güzel, en edebî eserlerine konu olmuştur.
1944 yılında Ekim Devriminin yıldönümü kutlamalarında, tüm halkın köy meydanlarında toplandığı bir sırada, onbinlerce Rus askeri tarafından kuşatılan tüm Çeçen-İnguş ve Karaçay-Malkarlar, Sibirya ve Kazakistan’a sürgün edilmişlerdir. Bu sürgünde 500 000 kişi hayatını kaybetmiştir, topraklarına Ruslar yerleştirilmiştir. Çeçen-İnguş ve Karaçay-Malkarlar, 13 yıl sonra 1957’de sürgünden dönerken, Sibirya’da kaybettikleri yakınlarının kemiklerini bile Çeçenistan’a taşımışlardır.
Cahar Dudayev ise 1 yaşında annesinin kucağında gittiği Sibirya’dan 14 yaşında dönebilmiştir. En son, Ruslar, yüzlerce tank, hava ve kara bombardımanlarıyla 11 Aralık 1994 günü Çeçenistan’a saldırmışlardır. İki yıl süren savaşta onbinlerce Rus askeri ölmüş, büyük bir mağlubiyetle Çeçenistan’ı Çeçenlere bırakıp gitmişlerdir.
31 Ağustos 1996 günü Alexander Lebed ve Aslan Meshedov, 12 Mayıs 1997 günü Boris Yeksin ve Aslan Meshedov arasında anlaşma imzalanmıştır. Taraflar, karşılıklı, güç kullanmaktan vazgeçeceklerdir ve bu anlaşmaya göre, 2000 yılının sonuna kadar uluslararası prensiplere göre ilişki kuracaklardır; ama, Ruslar, 1994-1996 yenilgisine karşılık vermek hesabıyla tüm bu anlaşmaları ihlal etmişlerdir, yoğun bir propagandaya girişmişlerdir; Çeçenlerin ismini bile duymadığı Vehhabîlik, ne olduğunu bilmedikleri köktendincilik propagandaları yapmışlardır, bu propaganda tutmayınca terör yaygaraları yapmışlardır; Rus istihbaratının yaptığı bombalama olaylarını, hiçbir fail bulunamamasına rağmen, Çeçenlere ait hadiseler olarak dünya kamuoyuna takdim etmişlerdir. Herkesin bildiği bir gerçek varsa, o da Çeçenistan yönetimi hiçbir zaman terör hadiselerine bulaşmamıştır; ama, Rusya Federasyonunun yaptığı katliamlar, tam anlamıyla bir devlet terörüdür.
İki aydır, Rus Ordusu, sıcak çatışmalardan uzak durmaya çalışmaktadır; çünkü, 1994 yılında yaşadığı Grozni sendromunu bir daha yaşamak istememektedir ve de Grozni ve Gudermes kıyılarında tanklarla ve uçaklarla havadan yaptığı bombardımanlarla sivil yerleşim bölgelerini bombalamaktadır; çocukları, kadınları, yaşlıları, binlerce kişiyi Rus bombardımanı altında hayatım kaybediyor olarak görmekteyiz. Mülteci konvoyları sürekli olarak bombalanmaktadır ve açıkçası, son ikiyüz yıldır yaşanan soykırım, yine, bugünlerde, Çeçenistan’da yaşanmaktadır. Sovyet Rusya’nın yapmış olduğu soykırımlara ilave olarak, Rusya Federasyonunun da Kuzey Kafkaslarda, Çeçenistan’da, Dağıstan’da uyguladığı bu soykırım hadisesi bütün vahşetiyle devam etmektedir ve bir taraftan da o bölgeden nüfus tehcirine devam etmektedirler.
BAŞKAN – Sayın Şener, 1 dakika süre veriyorum; lütfen, toparlayınız…
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – İşte, bu ortamda, bütün uluslararası hukuk kurallarına aykırı davranışlar ve katliamlar, soykırım ortadayken, bu durumda Sayın Başbakan Ecevit’in Rusya Federasyonuna yapacağı ziyareti bir talihsizlik olarak görmekteyiz. Buradan, Sayın Başbakana, DSP yetkililerine, Milliyetçi Hareket Partisi yetkililerine ve Anavatan Partisi yetkililerine açıkça ifade ediyorum, bütün bakanlara da açıkça çağrıda bulunuyorum; bu ortamda, bu katliam devam ederken, Sayın Başbakan, Rusya Federasyonunu ziyarete gidemez. Bu gezisini iptal etmelidir. (FP ve DYP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) Bu ziyaret, doğrudan doğruya Kuzey Kafkaslardaki katliama ve soykırıma onay vermek demektir; bu, Türkiye’nin yapacağı iş değildir; Türk Halkının da razı geleceği bir davranış değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) – Onün için, bu gezinin en kısa zamanda iptal edildiğinin Sayın Başbakan tarafından açıklanmasını bekliyoruz ve Çeçenistan’daki soykırımla ilgili iki kaseti, sayın hükümet yetkililerine teslim etmek istiyorum, kararlarını tekrar gözden geçirsinler diye; ama, Bakanlar Kurulunun bulunduğu sıralarda maalesef hükümeti temsil edecek kimseyi göremiyoruz. Ancak, şu an karşımızda bir Sayın Bakan bulunuyor. Sayın Bakana bu kasetleri veriyorum ve de Sayın Başbakana iletilmesini, kararlarını yeniden gözden geçirmelerini talep ediyor ve saygılar sanuyorum. (FP ve DYP sıralarından alkışlar)
TBMM Tutanak Dergisi- 02.11.1999 – Birleşim:13 – Cilt:15 – Sayfa: 11-12
©Waynakh Online
YASAL UYARI
Sitede yer alan materyallerin tüm hakları Waynakh Online’a aittir. Bu materyaller (haberden/makaleden/tercüme eserden sadece alıntı yapılsa dahi) ancak kaynak gösterilerek ve aktif link verilerek kullanılabilir.
Bir yanıt bırakın!