“Bizi Koruyan Kimse Yok”: Bir İnsan Hakları Savunucusunun Tüyler Ürperteci Son Röportajı
Ödüllü insan hakları savunucusu Natalya Estemirova, Çeçenya’daki şok edici kötü muameleleri ortaya çıkarmaya kararlıydı, ancak BBC radyosu muhabirlerinden Lucy Ash ile yaptığı bu röportajdan bir süre sonra mermiyle delik deşik edilen cansız bedeni bir yolun kenarında bulundu.
Kalabalık bir Moskova kafeteryasında Natalya Estemirova’yı bulmakta zorlandım. Masasının yanından birkaç kez yürüyerek geçtim, çünkü 15 yaşındaki kızı Lana ile birlikte oturuyordu ve ben onu yalnız bulacağımı düşünüyordum. Natalya uzun ve çiçekli bir etek giyiyordu, bazı kadınların üzerinde modası geçmiş şekilde durabilecek bu etek uzun boylu ve zarif Natalya’nın üzerinde yeterince şıktı. Doğrudan gözlerinizin içine bakan bakışları ve beklenmedik bir anda yayılan bir gülümseyişi vardı.
Anne ve kız bir gece önce izledikleri oyun ve alışveriş planları hakkında sohbet ediyordu. Çeçenya’nın başkenti Grozny’deki evlerine dönmeden önce Rusya’nın başkentinde arkadaşlarıyla birlikte güzel kısa bir yaz tatili geçirmişlerdi. Kahvaltı boyunca Lana bana onun yaşlarındaki kızımı anımsattı. Gözlerini aynı şekilde deviriyor ve özgür rock grupları için benzer tutkuları taşıyordu.
Natalya ile hazırladığım radyo belgeseli için “bir dizi kaçırma olayına, Çeçen kadınların açıklanamayan ortadan kayboluşları ve öldürülmelerine” ilişkin araştırdığım hikaye hakkında kısaca konuştuk. Böylesi konuları telefonda ya da e-mail üzerinden konuşmak güvenli değildi. Natalya pek çok gazeteciye yardım etti, çünkü konular hakkında oldukça bilgiliydi ve alışılmadık şekilde sözünü esirgemiyordu. Birkaç gün sonra Çeçenya’da yeniden buluşmak üzere sözleştik.
Moskova’dan uçakla 2 saat mesafedeki bir Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti olan Çeçenya, asırlardır Rus yönetimine karşı direniyor. Geçtiğimiz 15 yıl içerisinde derinden sarsan iki savaş gördü. İslami ayrılıkçılar ve Rus güçleri arasındaki savaşlardan on binlerce kişi etkilendi ve Grozny molozlar altında kaldı. 2002 yılında Birleşmiş Milletler, Grozny’i “dünyanın en büyük yıkıma uğramış kenti” olarak ilan etti.
Bugün farklı bir tablo var. Kentin merkezinde, Natalya’nın ofisinin yakınında, etrafını insanların gölgede çaylarını yudumlayabilecekleri kaldırım kafelerinin çevrelediği bir gül bahçesi var. Geceleri farklı renklerle ışıklandırılan havuzlarıyla birlikte devasa bir cami var. Ana cadde Benetton gibi moda zincilerinin mağazaları ve suşi bar gibi yerlerle kaplı.
İkinci savaşı başlatan Rusya’nın eski Devlet Başkanı ve şimdiki Başbakanı Vladimir Putin’in isminin bir caddeye verildiğini görmek beni çok şaşırttı. Natalya, caddenin ismi Putin Caddesi olarak değiştirildikten sonra buradan geçmeyi reddetti. Kentin her yanı Putin’in posterleriyle kaplı ama daha genç bir ismin –sakallı ve dalaveracı gülüşlü- Ramzan Kadirov’un portleri daha fazla.
Çoğunlukla Müslüman olan Cumhuriyetin eskiden bir isyancı olan 32 yaşındaki devlet başkanı, resmi görevlilerine doğum oranlarını arttırmak için ikinci eşlerini almalarını tavsiye ediyor. Kadirov, Kremlin ile bir anlaşma yaptı: İslami ayrılıkçılığı rafa kaldırmak ve bunun getirisi olarak yeniden inşa için gerekli olan büyük tutarı ve serbest bir yetki elde etmek.
Ancak gerçeği maskeleyen bu parlak dış görünüşün ardında, Çeçenya kanunsuz bir yer olarak değişmeden kaldı. Yerel cep telefonlarında gezen şok edici görüntüleri gördüğümde, ilk olarak bu gerçeğin farkına vardım.
Arka fonda meşhur aşk şarkılarından birisinin çaldığı videolarda silahlı adamlarca caddelerde yakalanan ve arabanın içerisine fırlatılan kadınlar görülüyor. Bu kadınlar daha sonra evliliğe zorlanıyorlar. Bana bu eski Çeçen adetinde şiddetli bir artış olduğu söylendi. Kadınların çığlıklarını ve silah seslerini duyana kadar parça parça bu filmler başlangıçta bir parça komik gibi duruyor. Bu “gelin kaçırmalarını” araştıran Natalya ve diğerleri, kızları kaçıranların hemen hepsinin yerel güvenlik güçleri için çalıştığını ve kurbanların genellikle gençler, hatta bazen yeni ergen kız öğrenciler olduğunu anlattılar.
Silahlar altında evliliğe zorlanan kadınlar, daha kötü ve büyük bir problemin yalnızca bir yönü. Natalya’nın ofisinin önündeki bir bankta otururken, kendimi bir anda başlarından geçen korkunç hikayelerini anlatmak için sabırla kendi sırasını bekleyen bir insan kuyruğunun içerisinde buldum. Kadınlardan birisinin evi yakılıp yıkılmış çünkü oğlunun Kadirov’u yok etmeye yönelik bir eyleme katıldığından şüphelenmişler. Bazıları gecenin bir yarısı evlerinden tutuklanarak götürülen ve bir daha haber alınamayan akrabalarından bahsetti.
Natalya yılmadan bu hak ihlallerini belgelendirerek kamuya açıklıyordu. Natalya’nın ofisi iki sıkışık oda, dar bir mutfak ve kırık ampülüyle bir tuvaletten ibaretti. Kasabaların ve köylerin isimleri ve tarihleriyle dikkatlice etiketlenmiş kartonların durduğu raflar vardı. O akşam, nihayet bilgisayarını kapatırken, yorgunluktan kapanmak üzere olan gözleriyle bakıyordu.
Yapımcım Nick ve ben, Natalya’ya Grozny’nin kenar mahallesindeki evi için bir hediye verdik, pek çok soruyla kafasını ütülediğim için Natalya’dan özür diledim. Natalya bunun onun işi olduğunu söyledi. Bir koruması ya da en azından bir soförü olup olmadığını merak ediyordum. “Şaka ediyor olmalısın” diyerek güldü. “Otobüse biniyorum” dedi.
Ertesi gün, Mayıs ayında işe giderken ortadan kaybolan 29 yaşındaki Zalina Shidieva isimli kadının endişeli içerisindeki ailesi ile buluştum. Kurallara göre, polislerin kaçırılmanın üzerinden üç gün geçtikten sonra bir soruşturma başlatması gerekiyor. Ancak olayın üzerinden haftalar geçmesine rağmen soruşturma açılmadı.
Ancak dürüstlüğün nadir görüldüğü anlardan birinde, müfettişlerden birisi aileye “bu yapının” içerisindeki birisinin kızlarını kaçırmış olabileceğini öne sürdü. Bu şu anlama geliyordu, haydut yapıları ya polisin içerisindeydi ye da Kadirov’un kişisel adamlarındandılar. Resmi olarak Kadirov’un milisleri terörle mücadele ekibi olarak adlandırılıyor, ancak ülkedeki herkes onun askerlerini “Kadirovsky” ya da “Kadirov’un adamları” olarak isimlendiriyor. Kadirovskyler işkence, adam kaçırma ve cinayet ile suçlanan bir grup.
Natalya aileyi savcılığa başvuruda bulunmaya teşvik etti. Onlara yasal yardım önerdi. Daha sonra bana, bir süre önce benzer bir dosyada çalıştığını söyledi. Bir genç kız kaçırılmıştı ve askerler için bir genelevde çalışmaya zorlanmıştı. Kızın sonunda kaçtığını ve ülkeyi terk ettiğini söyledi.
Ancak Çeçenya’da kaçırılanların büyük çoğunluğu böyle şanslı değil. Geçtiğimiz Kasım ayında, iki gün arayla öldürülen yedi kadının bedenleri Grozny ve çevresinde bulundu. Natalya beni üç cesedin bulunduğu yere götürdü.
Şehrin dışındaki ıssız alan kullanılmayan bir fabrikaya yakındı. Alacakaranlıkta bataklığın yanında yürürken kargaların ve uzaktaki trafiğin sesini duydum. “Kadınlardan birisi kırmızı botlar giyiyordu” dedi Natalya, “Kışın burada çok az çimen olur, bu yüzden onu bir mil öteden fark edebilirdiniz”.
Kadınların tümü başlarından ve göğüslerinden bir otomatik silahla vurulmuştu. Grozny’deki baş müfettiş “namus cinayetlerinin” kurbanları olduklarını iddia etti. Öyleyse kurbanlardan birisinin erkek kardeşi bunu yapmıştı. Natalya ise bu teoriyi reddetti.
Bana kadınlardan ikisinin son olarak Kadirov’un adamlarının üniformaları içerisindeki erkeklerin sürdüğü bir minibüste görüldüğünü söyledi. Öldürülen diğer kadınların evlerinin dışında da birkaç kez silahlı maskeli adamlar görülmüştü.
Natalya en azından kadınlardan birisinin Kadirovskylerce sıklıkla gidilen genelevlerden birisiyle bağlantısı olduğunu söyledi. Kadınlardan birisi Başkan Kadirov’un güvenlik örgütünün komutanlarından birisiyle samimiydi dedi. Bu komutan daha sonra Moskova’da öldürüldü.
Natalya, akrabaları tarafından namus cinayetine kurban giden kadınların cesetlerinin genellikle ormanın içinde gömüldüğünü, işlek ana yollardan birisinin kenarında bırakılmadığını açıkladı. “Birileri açıkça bir noktaya dikkat çekmek istiyordu. Bu bir uyarı anlamındaydı.”
Biz ölümün ışığında ürperirken, üç hafta sonra Natalya’nın da benzer bir kaderi yaşayacağını asla hayal etmedim. 15 Temmuz günü işe gitmek için çıktığında apartmanının önünde kaçırıldı.
Aynı gün daha sonra, ikisi başından, ikisi de kalbinden isabet eden mermilerle bir yolun kenarındaki cansız bedeni bulundu. Onunla son konuşan Batılı gazeteci bendim.
Çeçen başkan (Kadirov) cinayetten sorumlu olduğunu inkar etti ve başlangıçta Natalya’nın cinayetini “canavarca bir suç” olarak tanımladı; ama birkaç hafta sonra bir radyoda Natalya’yı “onur, vicdan ve haysiyetten yoksun bir kadın” olarak suçladı.
Kadirov sözlerine şöyle devam etti: “Kadirov kimsenin ihtiyaç duymadığı bir kadını neden öldürsün?”
Üçüncü kişide kendisine değindiği konuşmasını dinlemek ürperticiydi ve bana Çeçenya’daki lakabını hatırlattı: “Küçük Stalin”! Natalya’nın Moskova’da 1930’lu yıllar boyunca yaşanan temizliğe benzer bir korku atmosferinin şimdi Çeçenya’da olduğunu söylediğini hatırlıyorum.
Anlatırken Natalya’nın abarttığını düşündüğüm için şimdi kendimi suçlu hissettiğimi itiraf etmeliyim. Anlatılanlara göre, Natalya bağırarak kaçırıldığını duyuracak fırsatı bulmuştu. Komşularından hiç birisi ne polisi arayacak ne de gördüklerini başkalarına anlatacak cesareti kendilerinde bulamadı. Kaçırılan ya da işkence gören kurbanlarla herhangi bir şekilde bağlantısının kurulmasından endişe eden pek çok Çeçenler görmezden gelmeyi öğrenmiş.
Ama Natalya kendisini korumayı çok fazla düşünen bir kadın değildi. Hayatı boyunca tutkuyla iki şeyi önemsedi: başka insanlara ve kızı Lana’ya yardım etmek!
Natalya ile ilgili şok edici telefonu aldığımda, aklıma ilk gelen zavallı Lana oldu, şimdi genç kızlar için dünyanın en kötü yerlerinden birisi olan Çeçenya’da kimsesiz kalmıştı (babası ilk Rus-Çeçen savaşında ölmüştü). Şimdi ailenin arkadaşları Lana’nın ülkeden ayrılarak yurt dışında eğitim alması için para toplamaya çalışıyor.
O esnada, kadınların bulunduğu noktadan ayrılırken, arabanın içinde Natalya’nın söylediği bir şeyi hatırladım: “Nüfusun tek bir ferdi başına düşen çok sayıdaki üniformalı adama rağmen, hala bizi koruyacak birisi yok!”
O an için söylediği sözün doğruluğunun nasıl kanıtlanacağının farkına varamamıştım.
Lucy Ash
19 Eylül 2009/Daily Mail Gazetesi
Lucy Ash, Lana’nın eğitimine destek olmak amacıyla Savaştaki Kadınlara Uzanmak (RAW) isimli insan hakları örgütü tarafından kurulan fona bir miktar para bağışladı.
Lana’nın fonuna bağış yapmak için detaylar:
Çekler için: Tüm para birimleri için ödemenin “RAW for Women and Girl Survivors of War” yapılması talimatlı olmalı.
Çeklerin gönderileceği adres:
RAW for Women and Girl Survivors of War
90D Hazellville Road
London N19 3NA
İngiltere
Elektronik transferler için:
Banka Adresi:
Coutts & Co
440 Strand
London
WC2R 0QS İngiltere
Hesap sahibi: RAW for Women and Girl Survivors of War
Hesap Numarası: 07455186
Coutts & Co Banka Tasnif Kodu: 180002
Avrupa Birliği üyesi ülkeler, İzlanda, Lihtenştayn, Norveç ve İsviçre’den gönderilecek bağışlar için:
IBAN GB74COUT18000207455186
IBAN BIC COUTGB22
Avrupa Birliği üyesi ülkeler, İzlanda, Lihtenştayn, Norveç ve İsviçre dışından gönderilecek bağışlar için Coutts & Co Banka Tasnif Kodu’nun yanı sıra Coutts & Co Bankasının Swift kodu da sorulabilir:
Coutts & Co Bankası Swift Kodu: COUTGB22
Tweet
KADİROV A DESTEK VEREN RUSYAYI VE TÜRKİYEYİ KINIYORUM
KADİROV U MELEK GİBİ GÖSTEREN MÜSLÜMAN GEÇİNEN İNSANIMSI YARATIKLARI
KADİROV U MELEK GÖSTEREN CAMİ YAPTIRANLARI KINIYORUM
RAHAT UYUMADIGINI BİLİYORUM NATALİA
bunları okuyup, bir mücahidin şehit olduğu haberini duyunca
canımız çok yanıyor. allahım sen yardım et bu insanlara…
Bir yanıt bırakın!
Galeri »
Çeçen Ressam – Leçi Abaev
Çeçen ressam Leçi Abaev’in çalışmalarından bazı örnekleri sizlerle paylaşıyoruz.
Mp3 »
İmam Alimsultanov – Tolam (Mp3)
Ünlü Çeçen şarkıcı İmam Alimsultanov’a ait olan (şehit inşaAllah), 1997 yılında yayınlanmış “Tolam” adlı albümü Mp3 olarak sizlerle paylaşıyoruz.
Video »
Unutmanız Emredildi (Türkçe Fragman)
“Unutmanız Emredildi”, 1944 yılında tüm Çeçen-İnguş halkının Nazi Almanyası ile işbirliği yapmakla itham edilerek Orta Asya ve Sibirya’ya sürgün edilmesi sırasında Sovyet ordusu tarafından dağlık Khaybakh Köyü’nde canlı canlı yakılan 705 kişinin hikayesini konu edinen …
Wallpaperlar »
2014 Yılı Takvimi
Aylık yayınlanan “Marsho” adlı bağımsız, siyasi ve kültürel e-dergi için tasarladığımız 2014 yılı takvimini, dergi yayın kurulunun verdiği izin üzerine sizlerle paylaşıyoruz.
Arşivler
Kategoriler
Şarkı Listesi
Here is the Music Player. You need to installl flash player to show this cool thing!
Logolarımız