Tıpkı geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yılda işgal altındaki Çeçenya topraklarında okula devam etmeye çalışan minik Çeçenler, işbirlikçilerin düzenlediği bir organizasyonla iki haftalığına Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’ ne ve Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti’ ne tatile götürülüyor. Peki, tatile gidecek çocuklar nasıl seçiliyor?
Çeçen halkına bombalar yağdırarak veya mermiler sıkarak ya da onları tankların altında ezerek bağımsızlık ve özgürlük ruhunu köreltemeyeceğini anlayan işgalci Rusya Federasyonu ilginç yöntemleri uygulamaya koymaya devam ediyor. İcraatlerine Kremlin politikalarını destekleyecek ve Kremlin için kendi halkının kanını akıtmaktan çekinmeyecek kukla bir yönetimini atamakla başlayan Moskova yetkilileri, Çeçenlerin aralarında yaratmaya çalıştıkları kin ve nefret ortamının yeterli olmadığını düşünüyor olacaklar ki yeni politikaların uygulanması gerektiği inancını taşıyorlar. Moskova yönetiminin son numarasında ise, savaşın en büyük kurbanları olan miniklere rol biçilmiş.
İşbirlikçi Kadirov yönetimi Moskova’ dan kendilerine verilen direktifler doğrultusunda, minik Çeçenleri okulların kapanmasının ardından son derece başarılı geçirilen bir öğretim yılı nedeniyle ödüllendirmek istiyor ve minik Çeçenleri iki haftalık yaz kamplarına götüreceğini ilan ediyor. Bu ve benzeri uygulamalar ile her ne kadar insanları kaçırıyor olsalar da, kendi halklarının kanı üzerinden zevk ve sefahat içinde yaşıyor olsalar da aslında Çeçen halkı için çalıştıkları imajını yaratmaya çalışıyorlar. Öte yandan uyguladıkları ayrımcı politikalar ile halkın özgürlük mücadelesini sorgulamasını ve bu mücadeleden kuşkuya düşmelerini sağlamayı hedefliyorlar. Hedeflerine ulaşmak için de şu günlerde henüz bazı olayların ayrımına varamayacak minik çocukları kendilerine kurban seçiyorlar. Söz gelimi, bu yıl okullarda tatile gidecek çocuklar ve gitmeyecek olanlar sınıflarda okunan listelerle ilan edildi. Bu sınıflardan birisinde yer alan 22 çocuktan 16 sının tatile gideceği okul müdürü tarafından sınıfta öğrencilere duyuruldu. Kendi adı okunmayan bir çocuk neden kendisinin götürülmediğini anlamak için ayağa kalkarak okul müdürüne:
-“Ben neden götürülmüyorum öğretmenim.” dedi.Müdür bir an duraksadı, gözlerini çocuğa dikti ve:
-“Adın ne senin?” dedi. Çocuk büyük bir gururla ve yüksek sesle:
-“Aslan ….” diyerek adını söyledi. Müdürün o sevimsiz yüzünde kızgınlık ifadesi belirdi, gözlerini kan kapladı ve bağırmaya başladı:
-“Neden gelmiyorum ha! Neden gelmiyorum diye bana mı soruyorsun? Git ve babana sor!” dedi.
Küçük Çeçen ne olduğunu ve neden babasına sorması gerektiğini anlayamadan okul çıkışında koşarak eve gitti ve annesine tatile götürülmediğini, neden götürülmediğini sorduğunda ise müdürün babana sor dediğini söyledi. Annesi ne söyleyeceğini şaşırdı ama ağzından:
“-Oğlum, keşke onlar da babanın tırnağı kadar olsaydı. Boş ver zaten bu tatil değil orada ne olacağı belli olmaz.” sözcükleri çıktı sadece. Eve konuşmanın ortasında giren büyük kardeş ise Aslan’ a kızdı, onlar bizi götüreceklerini söyleselerdi de gitmeyecektik zaten dedi.
Aradan bir kaç gün geçmişti ki, yaralı olarak yurt dışına çıkan ve geri dönemeyen baba eve telefon etti. Telefona çıkan minik Aslan olayı anlattı ve:
-“Baba, sen ne yaptın? Neden müdür öyle dedi?” diye sordu. Sözcükler boğazına düğümlendi yaralı babanın, başından kaynar sular döküldü ve ne demesi gerektiğini bulamadı da imdadına Aslan’ dan iki yaş büyük olan abisi yetişti. Telefonu elinde aldı ve babasına:
“-Baba, bizi tatile götürmüyorlar diye üzülmüyoruz, onlar bizi götürmek isteseler de gitmeyecektik zaten. Sen Aslan’ a aldırma o daha küçük, bazı şeyleri anlamıyor. Ben senin ne yaptığını biliyorum. Annem için, diğer çocukların anneleri için Ruslarla savaştığını biliyorum. O korkak müdür senin yüzüne böyle konuşamazdı. Sen üzülme! Ama bizi ne zaman yanına alacaksın?…” dedi. Konuşma daha önceki telefon görüşmelerinde olduğu gibi devam edip sonlandı.
Bu minik olayda daha net anlaşıldığı gibi Ruslar ve işbirlikçileri, özgürlük savaşçılarının ailelerine psikolojik baskı uygulamaya devam ediyor. Önceleri kadınlar ya da gençler kaçırılıyordu özgürlük savaşçılarının yerleri söylensin ya da özgürlük savaşçıları teslim olsunlar diye şimdi ise hedef tahtasının çapı genişledi artık 12 yaşın altına da ateş serbest!..
Bir yanıt bırakın!