Natalya Estemirova’nın Hiç Yayınlanmamış Bir Makalesi
15 Temmuz 2009 Çarşamba günü Grozny’de evinin önünden kaçırılan ve öldürülerek İnguşetya’nın başkenti Nazran yakınlarında bir alana bırakılan Çeçen insan hakları aktivisti Natalya Estemirova tarafından kaleme alınan ve daha önce yayınlanmamış olan makaleyi sizlere sunuyoruz.
“Çeçenya’daki tutuklama olayları yaklaşık 10 yıl kadar önce başladı. 2000 yılında Rus güçleri neredeyse cumhuriyetin tüm bölgelerinde kontrolü ele geçirdi ve köylerde geniş çaplı temizlik (mop-up) operasyonlarına başladı.
Binlerce cinayet işlendi ve bir o kadar kişi tutuklandı; bu operasyonların isyancılara karşı mücadelede etkin bir yöntem olduğu deklare edildi. Gerçekte ise, askerler ve polisler savunmasız sivillerin evlerini talan ediyordu, arabalardan mobilyalara, şampuanlardan kadın iç çamaşırlarına kadar sivillerin herşeylerini alıyordu.
Kadınlara erkek akrabalarının önünde tecavüz ediliyordu; yeni yetmelerden yaşlılara kadar tüm erkekler gözaltına alınıyordu: ya çok kötü şekilde dövülüyorlardu, ya fidye karşılığı serbest bırakılıyorlardu ya da bu erkeklerin sonsuza kadar ortadan kayboluyor olması tüm bu yaşananların en dehşet verici olanlarıydı.
Geniş çaplı temizlik operasyonlarına 2003 yılından sonra son verildiyse de tutuklamalar asla bitmedi. Bu olaylarda çoğunlukla bir ya da iki kişi gece yarısı evlerinden alınır. Bazıları birkaç gün ya da hafta içerisinde zalimce dövüldükten ve işkence gördükten sonra güç bela evlerine geri dönme şansına sahip olur, elbette her zaman akrabaları tarafından ödenen bir fidye karşılığında. Fakat, eğer aile tutuklanan kişi için istenen bedeli denkleştiremez ya da arabulucuyu bulamazsa, bir süre sonra cansız bir beden bulunacak ya da iyilik için kurban ortadan kaybolacaktır. Bunun dışında tutuklanan kişi kaybolduktan sonra birde mahkemede ortaya çıkabilir, uzun işkenceler sonunda kendisine yöneltilen suçlamaları kabul ettiklerinde ısrar etmelerine rağmen, kurbanlar ciddi suçlardan mahkum edilirler.
2007 yılında Ramzan Kadirov Çeçenya’ya devlet başkanı olarak atandığında pek çok şey değişti. Büyük ölçekli yeniden inşaa dönemi başladı; Grozny günden güne değişiyor, caddeler yeni asfaltlarla kaplanıyor, evler plastik pencere çerçeveleriyle ve yeni boyalarla kaplanıyordu. Gözlemciler genç devlet başkanının yarattığı mucize hakkında konuşmaya başlamıştı bile. Ama bu güzel evlerin dışından değil de içerisinden baktığınızda farklı bir manzarayla karşılaşılıyor: içerisindeki işler tamamlanmamış ve gerekli olan tesisatlar döşenmemiş evler. Başkan atandığından beri Kadirov daha fazla değişim fikrini uygulamaya koydu. Başkan geliştirdiği “manevi geleneklerin diriltilmesi” projesiyle kadınlara ve genç kızlara “adam gibi giyinmeleri” talimatını verdi ve tüm kamusal alanlarda türban takma zorunluğu getirdi.
Bu arada, Kadirov Rusya’nın ünlü popçularını Grozny’e davet ediyor ve onlara müsrifçe hediyeler veriyor. Ama hiç kimse bu ziyaretlerin sponsorluğunu kimin üstlendiğini ve bu ziyaretlerin Çeçen geleneklerine ne denli uygun olduğunu sorma cesareti gösteremiyor. Tıpkı Sovyetler Birliği’nde Stalin’in söylediklerine ya da icraatlarına tepki gösterilemediği gibi, Kadirov’un söylediklerine ya da yaptıklarına karşı çıkma cesaretini de kimse gösteremiyor. Cumhuriyetteki barış ortamının ya da terörle mücadeledeki başarıların sıklıkla reklamları yapılıyor; ama gerçekte isyancılar yoğun bir şekilde polislere ve çeşitli yapılardaki askeri birliklere saldırıyor ve insanların tutuklanması olayları sürüyor. Bugünün geçmişten en büyük farkı, tutuklanan kişiler sadece bir süre ortadan kayboluyor ve ardından dövülmüş, korkmuş bir şekilde geri dönüyorlar ve bu nedenle çoğunlukla sessiz kalıyorlar.
Politik gözlemciler Ramzan Kadirov’un Çeçenya’da Rusya’dan bağımsız bir iktidara hükmettiğini ifade ediyor. Bu gerçekten böyle mi? Ne Rus hapishanelerinde eriyip gitmekte olan onbinlerce Çeçen mahkum, ne savaşın yüzbinlerce kurbanı, ne de öldürülenlerin ve kaybolanların yakınları aynı fikri paylaşmıyor. Ve Avrupa ülkelerine kaçan onbinlerce Çeçen mültecinin sayısında da bir azalma olmuyor. Aksine her geçen gün daha ve daha fazla insan ülkeden ayrılmaya çabalıyor. Bu küçük Avrupa toprağında kurulan diktatörlük güçleniyor hepsi bu.
Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği yetkilileri 2000 yılında yaşanan olaylarla bugünkü durumu karşılaştırıyor ve hiç kuşkusuz bir gelişme olduğundan bahsediyorlar. Fakat çok sayıda kentin ve köyün yok edilmesi, yüzbinlerce sivilin öldürülmesi ve… “devlet terörizmi”nin “terörle mücadele” olarak tanımlanmasındaki nedenler nelerdi peki? Bu bir toplumu ezerek demokrasi ile yapay istikrar arasında bir tercih yapmaya zorlamak değil mi? Kremlin bağımsızlığı düşünmeyen ve bunu elde etmeye yönelik bir hareketi gerçekleştirmeyecek Çeçenya’daki mevcut baskı yönetiminden razı olmuş durumda.
Ağustos 2008
Natalya Estemirova“
Yaklaşık 4.000 kelimeden oluşan bu makale Ağustos 2008’de Natalya Estemirova tarafından Çeçenya’daki güncel durumu aktarmak için yazıldı. Ancak Çeçenya gerçekliklerini anlatan bu makale malesef Batı toplumunun iki yüzlü siyaseti nedeniyle hiç yayınlanmadı, ta ki Natalya Estemirova 15 Temmuz 2009 tarihinde Çeçenya’da öldürülerek batının göstermelik tepkileri ortaya çıkana dek. Ve makale İngiliz gazetesi The Independent’da ancak 17 Temmuz 2009 Cuma günü kendisine bir yer buldu.
Tweet
Bir yanıt bırakın!