Lord Judd ve İngiltere Parlamentosu milletvekili Jo Swinson, geçtiğimiz hafta içerisinde çok sayıda insan hakları aktivisti ve siville görüşme imkanı buldukları iki günlük Çeçenya ziyaretinin ardından düzenledikleri basın toplantısında bölgeyi anlattı.

İngiliz The Daily Telegraph gazetesinde bugün yer alan habere göre, her ikisi de 2006 yılında öldürülen savaşçı gazeteci Anna Politkovskaya ve 2009 yılında katledilen insan hakları savunucusu Natalya Estemirova ile ilgili devam eden soruşturmalar hakkında boş yere daha fazla bilgi almaya çalıştıklarını, zira duyduklarının ve keşfettiklerinin kendilerini derinden endişelendirdiğini ifade etti.

İngiltere’nin Tüm Partiler Parlamento İnsan Hakları Grubu’nun bir parçasından oluşan delegasyona İngiltere Dışişleri Bakanlığı Çeçenya’ya giderek bu tehlikeli bölgeyi ziyaret etmemelerini tavsiye etti. Ancak bu uyarıya rağmen delegasyon Çeçenya’da son dönemdeki gelişmeleri yerinden görmek üzere iki günlük Çeçenya ziyaretini gerçekleştirdi. Ziyaretin akabinde yapılan açıklamalar ise daha önce de yabancılar tarafından yorumları Rusya’nın içişlerine müdahalede bulunma girişimi olarak nitelendiren Kremlin’i ve Çeçenya’daki kukla yerel kukla yöneticileri öfkelendireceğe benziyor.

Uzun süredir Kafkasya üzerine yaptığı çalışmalarla artık bir bölge uzmanı olarak değerlendirilen Lord Judd, “Çeçenya’yı sürekli 1980’lerin sonlarındaki Guatemala, El Salvador ve Orta Amerika ile kıyaslıyorum. Çünkü hedefli suikastler ve korku atmosferi ile yaratılması hesaplanan iş bu” dedi.

Lord Judd, “Yedi yıl önce Çeçenya’da bulunduğum zamana kıyasla şu anda ülke daha derli toplu ve daha tehlikeli” diyerek, Çeçenya’daki vahşetin görgü tanıklarına düzenli biçimde gözdağı verildiğini belirtti ve isyancıların akrabalarına ait evlerin de yakıldığını belirtti. İslami aşırılıkçılığı durdurmaya yönelik bu yöntemin ters tepeceği konusunda uyarıda bulundu.

Bayan Jo Swinson ise Çeçenya’nın kukla hükümetinin insan hakları ombudsmanı ile yaptıkları görüşmede, bu şahsın açıkça önde gelen insan hakları gruplarını kendi aktivistlerinin ölümünden çıkar sağlamakla itham ettiğini, bu sözler üzerine şok olduğunu ve tiksindiğini ifade etti.

Jo Swinson, “Çeçenya’da bir korku atmosferinin hakim olduğu ve kimsenin Ramzan Kadirov’u eleştirmeye cesaret edemediği ayan beyan ortada” dedi.

Lord Judd değişimin sağlanabilmesi için başta İngiltere olmak üzere dünya devletlerinin Rusya olan ilişkilerinde merkez noktanın Çeçenya sorunu olması gerektiğini söyledi. Çeçenya’nın başkenti Grozny’nin etkileyici bir biçimde yeniden inşa edildiğini kabul eden Lord Judd, “Stalin’de çok sayıda etkileyici bina dikmişti” diye sözlerini vurguladı.

Dünyanın önde gelen insan hakları savunucuları ve yerel aktivistler Kremlin’in Çeçenya’daki maşası Ramzan Kadirov’u işkene, adam kaçırma ve cinayetlerden dolayı suçladığını da hatırlatalım.