Finlandiya’nın Azınlıklar için Kamu Denetçisi Eva Biaudet, Raasepori’daki Pohja Cemaati’nin Lüteriyen papazı Juha Molari’nin açıklamalarının incelenmesi için Fin polisine talimat verdi.

Kamu Denetçisi, Fin polisinden Molari’nin internet günlüğünün etnik nefreti teşvik edici materyaller içerip içermediğinin kontrolünü talep etti.

Fin Kamu Denetçisi talimatında Juha Molari’nin internet günlüğünde yayınladığı iki yazıdan bahsetti. Bu yazılarda, Molari, Rusya’nın Kuzey Kafkasya bölgesinden sığınmacıların Finlandiya’ya gelmesini “onların terörist bağlantılarıyla” ilişkilendiriyor ve “Kafkasya’da gelen tüm sığınmacıların teröristlerle işbirliği içerisinde” olduğunu iddia ediyordu.

Azınlıklar için Kamu Denetçisi Eva Biaudet başvurusunda ayrıca, “Molari’nin internet günlüğünün bir bütün olarak ele alınması halinde, yazarın insanları belli bir gruba karşı tıpkı kendi hissettiği gibi nefret ve hor görme isteği uyandırmaya çalıştığına” değindi.

Finlandiya’daki Çeçen ve İnguş topluluğunun üyeleri, Eylül 2010’da Molari’nin faaliyetleri hakkında Azınlıklar için Kamu Denetçisi’ne başvuruda bulunmuştu. Kaleme aldıkları dilekçede, Molari’nin faaliyetlerinin Finlandiya’da uluslararası koruma elde etmiş insanların güvenliklerini ve arkalarında anavatanlarında bıraktıkları akrabalarının emniyetlerini tehlikeye attığını belirtmişlerdi.

Kasım 2010’da, Finlandiya’da ikamet eden yaklaşık 30 kişilik bir Çeçen mülteci grubu, Molari’nin Pohja’daki kilisesi önünde bir protesto eylemi düzenlemişti. Göstericiler, Juha Molari’nin Çeçen mültecilere yönelik nefret kampanyasını ve tehditlerini protesto etmişlerdi.

Molari, 23 Şubat 2011 tarihinde Helsinki’deki Rusya Federasyonu Konsolosluğu önünde düzenlenen ve Çeçen-İnguş halklarının soykırıma maruz kalmasını andıkları bir eylemde de huzursuzluk çıkarmıştı. Oysa göstericiler, o gün, Avrupa Parlamentosu tarafından da bir soykırım olarak kabul edilen, 1944 yılında Çeçen-İnguş halklarının zorla anavatanlarından sürgün edilmesini protesto ediyordu.

Çeçenlerin yanı sıra çok sayıda şahıs bireysel olarak kiliseye ve polise başvurarak Molari’nin faaliyetleri hakkında şikayette bulundu. Finlandiya polisi iftira ve yasadışı tehditlerin şüphelisi olarak gördüğü Molari hakkında savcılığa bilgi sunmuş durumda.

Molari ve çevresindeki şahıslar, Rus medyası aracılığıyla ve ayrıca interneti kullanarak, adı ünlü gözaltı ihtilafında gündeme gelen yedi yaşındaki Anton Salonen hakkında asılsız iddiaları yaydılar. Çocuğun babası Paavo Salonen ise konuyla ilgili olarak polise başvurdu ve ailesi hakkındaki bu asılsız beyanlara dayalı kampanyanın bir an önce sonlandırılmasını talep etti.

Biraz daha eskiye gittiğimizde ise, Finlandiya polisinin 2001 yılında Papaz Molari ve karısı hakkında hayat kadını ticareti yaptıkları şüphesiyle bir soruşturma açtığını görüyoruz. Bu olay yaşandığında Molari, Helsinki’deki Lüteriyen cemaatinin papazı olarak görev yapıyordu. Molari fuhuş ticaretinden dolayı önce mahkum edildi ama sonuçta belirsiz şartlar altında idare mahkemesinde beraatına karar verildi.

Espoo’daki Lüteriyen Papazlar Meclisi, bugünlerde Molari’nin bir papaz olarak Pohja’da sürdürdüğü görevine bir son verip vermeyeceklerini tartışıyor. Meclisin olası disiplin tedbirleri almak üzere olması Molari’nin ofisinde bir papaza yakışmayan davranışlar sergilemesinin bir sonucudur. Juha Molari ilk resmi kınamasını Haziran 2010’da uygunsuz ve saldırgan ifadeleri nedeniyle almıştı.

Kilisenin müfettişi tarafından hazırlanılan rapora göre, Molari belirli şahısları terör destekçisi olarak etiketledi, bilerek ve isteyerek bu kişileri riske attı. Dahası raporda Molari’nin kamu vaazlarını kendi siyasi görüşlerini yaymak için kullandığına da değiniliyor.

Müfettişin Molari’ye sorduğu pek çok sorunun içerisinde, Rusya Federasyonu Güvenlik Servisi’nin (FSB) kendisiyle iletişime geçmesini neden talep ettiği ve niçin onlardan Finlandiya’da bir terörist saldırı gerçekleştirmelerini istediğini de sordu. Molari, bu soruya cevap olarak öldürülen Rus gazeteci Anna Politkovskaya örneğini verdi ve bunu “Politkovskaya’nın makaleleri yanlıştı çünkü” sözleriyle açıklamaya çalıştı.

Kilise yetkilileri görevlendirdikleri bir başka müfettiş aracılığıyla da Molari’nin Pohja’daki cemaatle olan ilişkisi hakkında bir rapor hazırladı. Kilise konseyi, Molari’nin yetkilerinin alınması ya da başka bir göreve atanması gerektiği sonucuna vardı.

Molari şimdilerde ise Finlandiya komünist İşçi Partisi’ni (STP) Helsinki’de temsil ederek Parlamento seçimlerine girmeye hazırlanıyor. Partinin adaylarının büyük bir kısmı Molari’nin nefret kampanyasında yer alan isimlerden oluşuyor. Öte yandan Molari’nin internet günlüğünde Rusya’da kendisine yeni bir iş aradığını yazdığını da belirtmeden geçmemeliyiz.

*Fin-Rus Vatandaşları Forumu internet sitesinde yer alan bu makale Waynakh Online için tercüme edilmiştir