TBMM İstanbul Milletvekili Masum Türker’in Çeçenya Üzerine Sözleri (1999)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 21.Dönem’de (18 Nisan 1999 – 14 Kasım 2002) görev yapmış Demokratik Sol Parti İstanbul milletvekili Masum Türker’in 2000 malî yılı bütçesiyle ilgili görüşmeler sırasında Çeçenya üzerine sarf ettiği sözler.
BAŞKAN – Söz sırası, Sayın Masum Türker’de. Buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)
DSP GRUBU ADINA MASUM TÜRKER (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, bizi televizyon başında izleyen değerli vatandaşlarım; sözlerime başlarken, sizleri şahsım ve Demokratik Sol Parti adına içten saygılarımla selamlıyorum ve bu vesileyle, ulusumuzun ve tüm Müslümanların kutsal ramazan ayını kutluyorum.
…
Türkiye’nin dışpolitikasındaki bu gelişmeler, Bosna-Hersek’te de yaşandı, Kosova’da da yaşandı ve bugün herkesin dediğinin tersine, Çeçenistan için de yaşanmıştır. Burada suçlanıldı, Çeçenistan için kimse kılını kıpırdatmıyor diye. Bu, doğru değildir. Burada, 545 parlamenterin herbiri birer Çeçendir; bunun bilincinde olmak gerekir ve Çeçenistan’da olanları duymayan, hissetmeyen bir parlamenteri, hele hele hükümette görev alan herhangi bir parlamenteri düşünmek mümkün değildir. Daha geçen hafta, Dışişleri Bakanımız bir bildirimde bulunmuştur. Başbakanımız sürekli demeç vermiş, basın bildirisi yayımlamış ve Çeçenistan’da olanların, özellikle, boşaltmayanların, sivillerin katledilmesinin bir etnik temizlik olduğunu dünya kamuoyuna duyurmuştur. Yalnız onlar mı duyurdular; hayır. Bu Mecliste 545 milletvekili biraz daha Çeçen olmak uğruna bile saatlerce tartışmış ve bir öngörüşme sonrası, dünya kamuoyuna deklarasyon yayımlayarak, Çeçenistan’a duyarlı olduğumuzu göstermiştir. Gerek AGİT gerek Avrupa Birliği süreci, Türkiye’nin dünyadaki önemini ortaya koymuştur; çünkü, Türkiye, yirmibeş yıllık bir zaman süreci içinde, Ortaasya’da, taşınacak petrol ve doğal gaz hatlarının köprüsüdür. Bu nedenle, AGİT zirvesi sırasında, Amerika Birleşik Devletlerinin gözlemciliği altında imzalanan sözleşmede, Türkiye, hem kullanıcı hem de bir geçiş ülkesi olarak imza atmış ve 2004 yılında devreye girmesi söz konusu olan Bakü-Ceyhan boru hattı, artık yürürlüğe girmiştir. Eğer incelenirse, burada tartışacağımız ve ayın 28’inde oylayacağımız bütçenin içinde bile Bakü-Ceyhan boru hattıyla ilgili anlaşmaların onaylanması ve yetki verilmesi konusu vardır. Yalnız bunlar mı; hayır. G-7’ler, G-20’lere çıkarken, bu bölgenin temsil edilmesinde hem demokratik yapısı hem laik yapısı hem de büyüklükleri itibariyle, Türkiye seçilmiştir; ama, bizleri, bu hükümeti, İslam ülkelerine sırt çevirmekle ve D-8’lerle ilgilenmemekle suçlamışlardır. Daha 56 ncı hükümet zamanını hatırlayalım, seçim döneminde olmasına rağmen, Dışişleri Bakanımız Dakar’daki toplantıya katılmış, Önemli konularda öneriler getirmiş, D-8’lerle ilişki sürdürülmüştür; ama, D-8’ler kurulduğu gün bizlerin suçlandığı; ama, ihmal edilerek D-8’ler içine alınmadığı için o tarihlerde Türkiye’ye kırgın olan Ortaasya ülkelerinin alınmamasının büyük rol oynadığını ve biz, bir taraftan din kardeşlerimizle bir grup kurabiliriz; ama, bizim soydaşlarımızı ihmal etmemizi de, soydaşlarımız unutmamıştır. Bu gerçekleri, hiçbir zaman unutmamalıyız.
Bu noktadan bakıldığı zaman, Türkiye’nin önemli meseleleri vardır. Yargının, insanları, devlete ve hukukun üstünlüğüyle sağlanan adalete ve bizatihi yargının kendisine küstürmeyecek bir davranış içinde olması gerekmektedir.
…
TBMM Tutanak Dergisi- 19.12.1999 – Birleşim:37 – Cilt:20 – Sayfa: 379-381
©Waynakh Online
YASAL UYARI
Sitede yer alan materyallerin tüm hakları Waynakh Online’a aittir. Bu materyaller (haberden/makaleden/tercüme eserden sadece alıntı yapılsa dahi) ancak kaynak gösterilerek ve aktif link verilerek kullanılabilir.
Bir yanıt bırakın!