İstanbul Kafkas Çeçen Kültür Derneği’ nde 23 Şubat Cumartesi günü Dünya Çeçenya Günü ve Sürgün’ ün 64. Yıldönümü nedeniyle bir anma programı düzenlendi.

23 Şubat 2008 Cumartesi günü öğleden sonra İstanbul Kafkas Çeçen Kültür Derneği binasında Genel Sekreter Semih Sinan’ ın açılış konuşması ve Dernek Yönetim Kurulu’ nun basın bildirisini okuması ile anma programı başladı.

Çardaklı Çeçen yazar Ali Bolat’ ın 23 Şubat 1944′ te Çeçen halkının Orta Asya ve Sibirya’ ya sürgün edilmesi hakkında yaptığı konuşmanın ardından, Memorial İnsan Hakları Örgütü ile Witness isimli organizasyon tarafından hazırlanan “Ağlayan Güneş” (Crying Sun) isimli belgesel filminin gösterimi yapıldı. Belgesel filminin gösterimi sırasında duygulu anlar yaşanırken, konuklardan gözyaşlarını tutamayanlar olduğu görüldü. Belgesel filminin gösterimin ardından ise Kafkas Çeçen Kültür Derneği Kurucu Üyelerinden, eski Dernek Başkanı Alaattin Sinan, sürgünde yaşanılan olaylara örnekler verdiği bir konuşma yaptı. Bu konuşmanın ardından, Dernek Genel Sekreteri Semih Sinan, programı Finlandiya’ dan gelerek izleyen 4 kişilik film ekibinin sözcüsü Mikael Storsjö’ ye söz verdi. Storsjö, İstanbul’ da bulunma amaçlarını konuklara açıkladıktan sonra film ekini çektikleri bir belgesel filminde kullanmak üzere çeşitli röportajlar yaptı. Anma programı, 1944 Sürgünü ve Çeçenya’ da halen devam eden işgalin kurbanları için okunan dua ile sonlandı.

Anma etkinliğinin duyurusunda Çerkes yazar Av.Hulusi Üstün’ ün konuşmacı olarak yer alacağı belirtilmesine rağmen, Av.Hulusi Üstün’ ün kayınpederinin vefatı nedeniyle programa katılamadığı bildirildi.

Öte yandan, Ankara’ da Birleşik Kafkasya Konseyi’ nin binasında Çeçen Komitesi Başkanı Haluk Kutlu’ nun katılımı ile bir anma programı düzenlendiği açıklandı.

İstanbul Kafkas Çeçen Kültür Derneği’ nin Sürgün’ ün 64. Yıldönümü nedeniyle hazırladığı Basın Bildirisi:

Yıllardır adı savaş ve sürgünle birlikte anılan Kafkasya coğrafyası için 23 Şubat 1944 toplu bir felaketin yıldönümü olarak ayrı bir önem taşımaktadır. Sovyet Kızıl Ordusunun 26. kuruluş yıl dönümü olan bu tarih aynı zamanda Çeçen ve İnguş halklarının topyekun Sibirya içlerine sürüldüğü tarihtir.

Çeçen halkının gençlerinin 2. Dünya savaşının en sıcak cephelerinde Sovyetler Birliğinin vaat ettiği eşitlikçi toplumu müdafaa etmek için çarpıştıkları bir dönemde Stalin yönetimi Kızılordu’nun 26. kuruluş yıldönümünün Çeçen topraklarında kutlanacağı gerekçesiyle binlerce kişilik askeri birlikleri en uzak Çeçen köylerine kadar yerleştirmiş ve 23 Şubat sabahı ordu mensupları kendilerini misafir eden Çeçen halkına silah doğrultarak onları tren istasyonlarında toplamıştır.

Yanlarına sadece birkaç parça eşya almalarına müsaade edilen bu insanlar çocuk, kadın ve yaşlı ayırt edilmeden hayvan vagonlarına doldurularak günler süren meçhul bir yolculukla Sibirya içlerine dağıtılmıştır. En az altı gün süren bu molasız yolculuğun sona erdiği yerlerde isimsiz ve tarihsiz Çeçen mezarlarından başka bir şey kalmamıştır.

Sovyetler Birliği dünyaya hesap verme ihtiyacı duymadan gerçekleştirdiği bu sürgünle sadece Çeçenleri değil kendisi için tehlike oluşturacağını düşündüğü Kırım Tatarları, Karaçay Balkar, Hemşinli ve Kürt halklarını da Asya Steplerine dağıtarak bir güç olmaktan çıkarmıştır.

Çeçen halkının toplam nüfusunun üçte birinin telef olmasıyla sonuçlanan bu kitlesel kıyım hala dünya kamuoyunun vicdanında sorgulanmamıştır. 1957’ye değin süren Sürgün hayatı boyunca yok olan nüfusa ilişkin kesin veriler bulunmamaktadır. Bilinen odur ki günümüzde elli yaşının üzerinde olan her Çeçen’in doğum yeri Sibirya stepleridir.

Biz Anayurt Kafkasya dışında yaşayan Çeçenler olarak halkımızın yaşadığı bu korkunç sürgünün yıldönümünü üzüntüyle anıyor, dünya halklarının benzeri bir felaketle karşılaşmaması için mağdurları hala aramızda olan bu soykırımı kınadığımızı bildiriyoruz.

İstanbul Kafkas Çeçen Kültür Derneği