26 Kasım 2009 Perşembe günü saat 17.00 sularında Akhmed Labazanov ve Vakha Dadaev isimli Çeçen sığınmacılar Polonya’ya iade edilmek üzere sınırdışı kampına alındı. Bir grup tanınmış insan hakları savunucusu da sınırdışını engellemek için Finlandiya Yüksek İdare Mahkemesi’ne başvuruda bulundu.

Başvurunun tam metni:

Korkein hallinto-oikeus  Kasım 25, 2009

(Yüksek İdare Mahkemesi) P.O. Box 180 Fin-00131 Helsinki, Finlandiya

Yüce Mahkeme,

Lütfen itimat ve saygılarımızı kabul edin.

Biz (Çeçenya ile ilgili) Uluslararası İnsan Hakları Grubu olarak, 1983 doğumlu Vakha Dadaev ve 1989 doğumlu Ahmed Labazanov adlı iki Çeçen ile ilgili 31 Ekim 2009 tarihli, Asnro 1116709 numaralı kararınızı gözden geçirmeniz ve mümkünse değiştirmeniz için bir dilekçeyle size başvuruda bulunuyoruz.

Rusya Federasyonu, Polonya ve Çeçenya’daki mevcut durumları gözönünde bulundurarak bu iki sığınmacının dosyasını inceledik. Polonya’ya sınırdışı edilmemeleri için üç esaslı nedeni size sunuyoruz:

1) Polonya’daki Çeçen mültecilerin durumu medyada (Polonya ve bazı uluslararası medya) yansıtıldığından daha vahimdir. Aşağıda açıklanan örnekler son iki yıla aittir:

(İki yıl önce) Bay Lecha Azimov, Polonya’daki bir mülteci kampından yazdı: “Akşam yemekleri genellikle mutfaktaki büyük tencerelerde arta kalan yiyecekler için kavgayla sona eriyor”. Bay Lecha Azimov (10 ay kadar önce) inanması güç bir karar aldı: üç çocuğuyla (birisi 11 aylık) ve hasta karısıyla birlikte Avusturya sınırını yürüyerek geçmeyi denediler. Azimov çocuklarını besleyecek hiç bir şeyi olmadığını ve en önemlisi kalabalık kamplarda pek çok kişinin hasta olduğunu ve hastalıkların hızla yayıldığını söyledi. Çocuklarının ikisi çok hastaydı ve bebeği için endişeleniyordu.

Şimdi üstelik “Ukrayna Salgını” Polonya içinde yayılıyor, yetersiz beslenen ve stres altındaki Çeçenler yaşanması muhtemel salgının ilk kurbanları olabilirler.

Bay Makhmad-Salah Aziev (4 ay önce): “Mülteci kampında geçirdiğim üç ayın sonunda, beni tahliye ettiler, kendime kalacak bir yer bulmamı ve masraflarımı da kendimin karşılaması gerektiğini söylediler. Ancak bana verilen sosyal yardım yiyeceğe bile yetmezken bunları nasıl karşılayabilirdim; pek çok Polonyalı işsiz olduğu ve Lehçe bilmediğim için kendime iş te bulamadım. Hepsinden öte ben bir özürlüyüm…”dedi.

Polonya’yı suçlamıyoruz. (güçlü Rus etkisi ve baskısı altında) Dublin II ve Dublin şeklinde adlandırılan anlaşmaları hazırladığı için Avrupa Birliği’ni suçluyoruz. Çeçenler Kadirov-Putin teröründen kaçmaya çalışıyorlar. Diğer Avrupa ülkelerine gidebilmek için coğrafi açıdan Polonya’dan başka imkanları yok. Ve Çeçenler kendilerini çıkışı olmayan bir tuzak içerisinde buluyorlar.

2) Polonya’daki Çeçen mültecilerin ana problemleri olan Kadirovskies (Kadirov’un muhafızları ya da “ordusu”) onları Polonya’da avlıyor. Ve özellikle bir süre önce Putin tarafından Polonya’ya yapılan ziyaret ve Polonyalı liderlerle yaptığı “verimli” görüşmelerin ardından, Polonya’da KGB ajanlarının sağlam ağları var. Çeçenleri Polonya’ya sınırdışı etmek (Polonya’ya yeni gelen Çeçenler’in gözaltına alınması, kaçırılması ve ortadan kaybolmaları olaylarında artış yaşanıyor), hemen hemen onları Rusya’ya sınırdışı etmekle  eşdeğer nitelikte.Bu nedenle Çeçenlerin Polonya’ya sınırdışı edilmeleri siyasi bir baskı olarak görülebilir.

Bundan birkaç yıl önce, yüzlerce ülke içerisinde Finlandiya siyasi baskı olaylarında en iyi (birinci) ülkeydi. O dönemde Finlandiya’da sadece tek bir siyasi tutuklu bulunuyordu. Rusya ise siyasi tutuklular ve siyasi cinayetlerin sayısıyla, Özbekistan’dan hemen önce ve son sırada yer alıyordu.

Böylece, sınırdışı edilenleri Rusya’da neyin beklediğini anlayabilirsiniz: eğer öldürülmez ya da ölümüne dövülmezlerse (bazen gizlice), ya da arkalarında hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolmazlarsa; o zaman gözaltında yedikleri dayak ve gördükleri işkence ile yavaşça ölüme giderler. 31 Aralık 2008 gecesi İspanya’dan Rusya’ya sınırdışı edilen Murad Gasayev‘e ne olduğunu bilmiyoruz. Rus Başsavcısı Gasayev’in normal koşullarda tutulacağının ve yaşamının risk altında olmayacağını taahhüt etti. Gerçekte ise, Gasayev kötülüğüyle nam salmış “Bely Lebed” hapishanesinde tutuldu; 1o ay kadar sonra da Gasayev’in suçsuzluğunu ortaya koyan delillerin ortaya çıkmasıyla salıverildiği duyuruldu. Buna rağmen onu kimse görmedi: ne ebeveynleri, ne akrabaları, ne arkadaşları, ne de avukatı. Nerede olduğuna ilişkin sorulan tüm sorular cevapsız bırakıldı. Adeta ortadan kayboldu.

3) Hem Akhmed hem de Vakha, kaçma şansı olmayan hasta ve yaşlı akrabalarını arkalarında bıraktı. Ancak bu yaşlı insanlar, oğullarının Çeçenya’daki terörden kaçıp hayatlarını kurtarabilmeleri için tüm eşyalarını satıp parasını onlara verdiler. Polonya’da kimseleri yok. Ebeveynleri dışındaki tek akrabaları da Finlandiya’da yaşıyor. Bu akrabaları da daha önce Finlandiya’dan mültecilik statüsü elde etti. Akhmed, Ukrayna’dan kurtulduktan sonra Finlandiya’ya yerleşen Lyoma Susarov‘un erkek kardeşi (bu olayın ardından Lyoma’nın küçük kardeşi Akhmed zulme uğradı) ve Vakha’nın da Finlandiya’da bir amcası var. Bu nedenle her iki dosyada verilecek olumlu karar aynı zamanda aile bireylerinin yeniden birleştirilmesini de sağlayacak. Bu yüzden bu gençleri Çeçenya dışında tek akrabalarının bulunduğu Finlandiya’daki yakınlarından ayırmayın. İşte bu nedenle bu gençler ülkenizde yaşamayı bu denli çok istiyorlar, ayrıca Polonya’dan geçerlerken de parmak izlerini vermeye zorlandıklarını belirtmeliyiz.

Bu iki genç adam hiç bir savaş suçu ya da benzeri bir suç işlemediler; onlar henüz çok gençler. En genci 20 yaşında. Ve bu yaş KGB ajanları tarafından en çok  avlanılanlar da bu yaşlardalar. Sınırdışı edilmeleri bir utanç olacaktır; hatta yukarıda bahsi geçenler Dublin anlaşmasında dahi kabul edilemez. Onları canavar KGB’nin kurbanları yapmayın. Yıllar önce Sovyetler KGB’siyle karşı karşıya kaldığınız kendi tarihinizi hatırlayın.

Çeçenlerin sınırdışı edilmesi en azından bazı ülkelerden doğruca Nazi krematoryumuna (cesetlerin yakılarak kül haline getirildiği yapı) sınırdışı edilmiş (Almanya’ya tehcir edilmiş) Yahudileri anımsatıyor…

Çeçenler dahil olmak üzere pek çok ülkede suistimale uğramış göçmenlere gösterilen Finlandiya hoşgörüsü için sizleri takdir ediyor ve bundan ötürü şükranlarımızı sunuyoruz. Bu yüzden, sonuna kadar tutarlı olması için lütfen bu iki Çeçen’in yaşamlarını da kurtarın. Bu Çeçenler Finlandiya toplumuna sadakatle bağlı olacaklardır.

Sizden bu iki dosyası olabildiğince hızlı bir şekilde yeniden gözden geçirmenizi talep ediyoruz.

En derin saygılarımızla,

Uluslararası İnsan Hakları Grubu’nun üyeleri:

Victoria Poupko, Eski Sovyetler Birliği’nden Yahudilerin Amerika Dernekleri, Anna Politkovskaya Vakfı, ABD

Elena Maglevannaya, Rus gazeteci, Finlandiya

Nadezhda Banchik, Uluslararası Af Örgütü, ABD

Mayrbek Taramov, Çeçen İnsan Hakları Merkezi, İsveç

Said Emin Ibragimov, Uluslararası Barış ve İnsan Hakları Derneği, Fransa

Grupla iletişim kurmak için:

Dr.Victoria Poupko
Tel: 001 617 671-4695, E-mail: vpoupko@gmail.com
Address: 190 Harvard Street, S.4; Brookline, Mass. 02446; ABD