İnsan Hakları Savunucularını Tatsız Bir Yıl Bekliyor
İnsan hakları organizasyonlarına göre, Vladimir Putin’in Başbakanlığı görevini yürüttüğü hükümetin yönetimi altında insan hakları savunucuları Rusya’daki “yeni muhalifler” oldu.
Rus insan hakları örgütü Memorial’in Başkanı Oleg Orlov, EuroasiaNet isimli internet sitesine verdiği demeçte, organizasyonlarının devlet yönetiminden gelen aralıksız baskılara alışkın olduğunu ifade etti. Orlov, “2007 yılında, Kuzey Kafkasya’da kaçırıldım… Tehdit edildim ve dayak yedim. Şimdi ise bana karşı açılmış bir ceza davası var” dedi.
Oleg Orlov, 2007 yılında kendisini kaçıranların güvenlik güçleri ile bağlantısı olduğundan emin, gerçi şu ana kadar bu suçla ilgili olarak tek bir kişi dahi tutuklanmış değil. Öte yandan, Oleg Orlov aleyhine geçtiğimiz günlerde Çeçenya’daki kukla rejimin elebaşı Ramzan Kadirov tarafından kendisine iftirada bulunulduğu iddiasıyla bir tazminat davası açıldı. Oleg Orlov’un geçtiğimiz Haziran ayında gazeteci ve iş arkadaşı Natalya Estemirova’nın öldürülmesinden dolayı Kadirov rejimini alenen suçlaması bu davaya neden oldu. Daha yargılama yapılmadan önce, mahkemeden çıkacak sonuç biliniyordu. Bu nedenle Oleg Orlov’u para cezasına çarptıran mahkeme kararı kimseyi şaşırtmadı.
Moskova’da Uluslararası Af Örgütü adına araştırmalar yapan Friederike Behr, meslek tehlikelerinin Rus aktivistler için yıldırıcı olmadığı besbelli ortada diyor. Behr, EuroasiNet internet sitesine verdiği demecinde “Bu yapılması gereken bir çalışma. Uluslararası Af Örgütü’nün Rusya’da işbirliği yaptığı organizasyonların hiçbir tanesi yüz yüze geldiği zorluklar nedeniyle korkuyla geri çekilmeyecek” dedi.
2009 yılında, insan hakları savunucusu Natalya Estemirova ve Avukat Stanislav Markelov’un da aralarında bulunduğu çok tanınmış bazı isimler vurularak öldürüldü.
Uluslararası Af Örgütü, insan hakları savunucularını hedef alan değişik suçların soruşturulmasındaki başarısızlıkları nedeniyle Rus yetkilileri defalarca kez kınadı. Grup ayrıca Temmuz ayında Kuzey Kafkasya’daki insan hakları ihlalleri ile ilgili kapsamlı bir rapor yayınladı. Buna karşılık Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı önyargılı bir biçimde raporu reddederek, bu ve benzeri raporların Rusya’nın uluslararası arenadaki itibarını zedelemeye yönelik olduğunu iddia etti.
Rusya’nın en eski insan hakları organizasyonu “Moskova-Helsinki Grubu”na liderlik yapan Lyudmila Alekseeva, “Öncelikle Putin’in bizim kim olduğumuzu mu yoksa bizimle işbirliği içerisinde olanları mı, ya da bizim nasıl çalıştığımızı öğrenmek ve bize karşı sert tedbirler mi almak istediği belli değildi. Malesef ilgisinin ikinci durum olduğu ortaya çıktı” dedi.
Putin’in halefi Dmitry Medvedev Devlet Başkanı olduğunda, bazı aktivistler liberalleşme umutlarını göz önünde bulundurdu. Şimdiye dek, Medvedev’in izlediği politikalar Kremlin’in siyasi kararlarında son sözü söyleyen isim olan Putin’in politikasından farklı değildi.
Tweet
Bir yanıt bırakın!