Dosh adlı bağımsız Çeçen dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Israpil Shovkhalov ve derginin Yazı İşleri Müdürü Abdulla Duduev, 9 Mart günü İnguşetya’da kimliği belirsiz kolluk güçlerince kaçırılmak için tutuklanmalarını ve nasıl serbest bırakıldıklarını anlattı.

Tutuklanmaları esnasında kolluk güçleri ile aralarında geçen konuşmaları aktaran Israpil Shovkhalov, “Abdulla onlara sert yanıtlar veriyordu, ben ise yaşça büyük olduğumdan konuşmaların muhtemel sonuçlarını düşünüp, Natalya Estemirova’nın başına gelenleri de anımsayarak daha nazik bir üslup kullandım. Onlara İnguşetya’ya yardım etmeye, doğruları yazmaya geldiğimizi söyledim” dedi.

Anlattığına göre, Shovkhalov, kimliği belirsiz bu kolluk güçlerinin İnguşetya Devlet Başkanı Yunusbek Yevkurov’a bağlı olduklarını düşünerek Devlet Başkanı ile önceden planlanmış bir görüşmeleri olduğunu söyledi ancak bu bilgi durumlarında bir değişiklik yaratmadı.

Israpil Shovkhalov, Kavkaz-Uzel muhabirine “Onlara Yevkurov’dan söz ettiğimde, size ancak Allah yardım edebilir dediler ve o an bu kişilerin Yevkurov ile bağlantısı olmadığını anladım” dedi.

Shovkhalov arabada başındaki spor şapkasını bir maske gibi kullanan bir kişi gözlerini yukarı kaldırdığında ondan kimliğini görmek istediğini, bu şahsın hızlı bir şekilde kimliğini gösterdiğini ifade etti: “Kimlikte bir Rus bayrağı, bir fotoğraf gördüm; sıradan bir kolluk kuvveti mensubunun kimlik kartı gibiydi, ancak bana yazanları okuyacak kadar zaman tanımadı” dedi.

Israpil ayrıca kendilerini tutuklayan kimliği belirsiz kolluk kuvvetlerinin içlerinde İnguşça konuşanların da bulunduğunu belirtti.

Abdulla Duduev, “Gelgelelim bize hiçbir suçlama yöneltmediler ve araçlarında da plaka yoktu, biz de onlara hiçbir yere gitmeyeceğimizi söyledik. Beklenmedik bir şekilde, kendimiz için bulunduğumuz yerde kalmamız gerektiğine karar verdik. Bize herhangi bir şey olacaksa, hemen şimdi burada olsun dedik. O zaman bize karşı kabalaştılar ve bizi taciz etmeye başladılar: ‘Buraya hangi cehenneme geldiniz? Kimin emirlerini yerine getiriyorsunuz? Kiminle ilgili çalışıyorsunuz?’ ve benzeri herzamanki boş laflarını kullandılar. Sonra da bizi kimin finanse ettiğini bildiklerini ve bunun daha fazla sürmeyeceğini söylediler” dedi.

Durdurulduklarında İsrapil Shovkhalov hemen telefonunu çıkararak daha önce birlikte oldukları İnguş insan hakları savunucusu Magomed Mutsolgov’un numarasını aramaya çalıştı ancak tesadüfen Kavkaz-Uzel muhabirinin telefon numarasını tuşladı ve o muhabir de konuştukları son kişi oldu. Abdulla, “Konuşmaya başladığında ajanlardan telefonu kapatmak için eline vurdu; telefonİsrapil’in elinden kayarak yere düştü ve bataryası kayboldu. Hemen benim de telefonumu kapatmamı emrettiler. Saldırganlar silahlı olduğu için emirlerine yerine getirdik” dedi.

Olaydan kısa bir süre sonra FZG muhabiri İnguş Haber Ajansı Maximum’un yöneticisi Vakha Chapanov’u arayarak Dosh dergisi gazetecilerinin tutuklanmasıyla ilgili bilgi edinmek için yardım ve İnguşetya İçişleri Bakanlığı Basın Sekreteri Madina Khadzieva’nın telefon numarasını istedi.

Madina Khadzieva’ya göre “ortada büyütülecek bir olay yoktu, sadece belgeleri kontrol edildi; medyada gürültü koparılmamalıydı, her iki gazeteci de çoktan serbest bırakılmıştı”. Basın sekreteri İsrapil Shovkhalov’un telefonunun çamura düştüğü için de çalışmadığını sözlerine ekledi.

Abdulla Duduev, “İnguş yetkililer ne söyledi bilmiyorum. Ama orada büyük bir gürültü oldu. Örneğin Moskova-Helsinki Grubu Başkanı Lyudmila Alekseeva hemen İnguşetya Devlet Başkanı Yunusbek Yevkurov’a telefon etti. Ve bunlar bize yardım etti” dedi.

“İkinci bir araba geldiğinde, kendi aralarında bir süre konuştular. Daha önce bizimle konuşanlardan birisi yanımıza geldi ve ‘Bugün şanslı gününüzdesiniz’ dedi” diye ekledi Abdulla.

Israpil Shovkhalov’a göre kendilerini tutuklayan kimliği belirsiz bu kolluk güçleri ilk başta onun yabancı bir basın mensubu olduğunu düşündü: “Benimle konuşan kişi benim Avrupa’dan ya da başka bir yerden gelen yabancı bir basın mensubu olduğumu düşünüyordu. Bu bölgeler için değişik sayılabilecek tarzda bir şapka takmış ve boynumu atkı ile kapatmıştım, haliyle kıyafetlerimden yabancı olduğumu sandılar” dedi.

İnguşetya İçişleri Bakanlığı Basın Sözcüsü Madina Khadzieva ise Çeçen gazetecilerin başlarına gelen olayı zor bir durum olarak kabul ettiğini ifade ederek:  “İsrapil çok korktuğunu söyledi ama onlara ne kötü muamelede bulunuldu ne de kaba davranıldı” dedi. Ayrıca olayı şişirmeye çalışmanının bir manası olmadığını belirten Khadzieva, Çeçen gazetecilerin bu olayı kendi reklamları için kullandığını belirtti. “Eğer gerçekten kaçırılmaya çalışılmışlarsa, yasal bir başvuruda bulunmaları lazım” dedi.